DÜZCE (AA) Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, Suriye ve Irak tezkeresine ilişkin, "Buradaki ana amaç; komşu devletlerin toprak bütünlüğüne ve milli birliğine hiçbir surette halel getirmeden Türkiye'nin milli güvenliğine ve geleceğine yönelik tehditlere doğrudan müdahale etme olanağını sağlamaktır." dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Düzce'ye gelen Nebati, Avni Akyol KYK Konferans Salonu'nda düzenlenen "Düzce İş Dünyası Buluşması" kapsamında sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş insanlarıyla bir araya geldi.
Düzce'nin coğrafi konumu, "sanayi kuşağı"nın üzerinde yer alması dolayısıyla yatırımcılar için bir çekim merkezi olduğunu belirten Nebati, kentin bu üstünlüğünü, sosyoekonomik gelişmesine yansımasını sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Nebati, kentin tarımsal, ulaşım, altyapı, turizm, eğitim ve sanayi anlamındaki potansiyeli ile de çehresinin değiştiğini kaydetti.
"Türkiye bugün artık sigaya çekilecek konumunda olan bir ülke değildir"
Türkiye'nin uluslararası diplomasiler ve ilişkilerde farklılığını, karalılığını, gücünü ortaya koyan öz güven sahibi bir ülke haline dönüştüğüne işaret eden Nebati, şöyle devam etti:
"Geçenlerde birtakım büyükelçi ve onun içerideki destekçileri, uluslararası hukuku çiğneyecek bir adım atmışlardı. Unuttukları bir şey var; Türkiye bugün artık sigaya çekilecek konumunda olan bir ülke değildir. Hiç kimse uluslararası hukuk normlarını, geleneklerini aşarak Türkiye'ye parmak sallayamaz.
Cumhurbaşkanımızın çok isabetli hamlesi ve ilkeli duruşu sayesinde Dışişleri Bakanlığımız uluslararası hukukun kendisine tanıdığı haklar çerçevesinde gerekli adımları atmıştır. Böylece kazanan ilkeli duruş oldu. Dik duranlar, ilkeleri ve değerleri için gerekirse köprüleri yakanlardır. Biz tarih yazıyoruz. Sadece ulusal ekonominin büyütülmesi, refahın topluma yayılmasıyla değil, aynı zamanda uluslararası arenada Türkiye'nin farklılığını ortaya koyan, gücünü ortaya koyan, geçmişten gelen kültürün ve medeniyetin kendisine verdiği özgüvenle hareket eden bir duruş sergilemiştir."
"Türkiye ulusal güvenliği ve çıkarları için adımlarını atıyor"
Suriye ve Irak tezkeresine değinen Nebati, Türkiye'nin ulusal güvenliği ve çıkarları için adım atması gereken yerlerde adımlarını attığını dile getirdi.
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradaki ana amaç; komşu devletlerin toprak bütünlüğüne ve milli birliğine hiçbir surette halel getirmeden Türkiye'nin milli güvenliğine ve geleceğine yönelik tehditlere doğrudan müdahale etme olanağını sağlamaktır. İçinden geçtiğimiz netameli dönemde, ilgili sınırlarımızda faaliyet gösteren PKK/PYDYPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin bölücü faaliyetlerini önlemektir. Hiç şüphesiz bu, bölgede yaşayan halkların huzur ve barışı için de son derece önemlidir."
Dünyada tedarik zincirlerinde bozulma olduğunu dikkati çeken Nebati, taşıma, lojistik ve konteyner fiyatları üst üste konulduğunda üretim maliyetlerinin bütün firmaları zorladığını kaydetti.
Bu durumun yüksek kredi faiziyle de bir araya gelince Türkiye'nin üretici sektörlerinde baskı oluşturduğunu dile getiren Nebati, "Yılbaşından bugüne kadar ham petroldeki artış oranı yüzde 68'dir. Şu anda 85 doların üzerinde. Petrol fiyatlarını piyasaya yansıtmamak için vazgeçtiğimiz vergi 37,4 milyar lira. Yıl sonuna kadar vazgeçeceğimiz verginin tutarı 55 milyar liranın üzerine çıkacak. Biz eşel mobil sistemini uygulamaya devam ediyoruz. Şu an Türkiye'deki petrol pompa fiyatları, dünyadaki petrol pompa fiyatlarının altında. Avrupa'da anında fiyat artışını yansıtıyorlar. Pompa çıkış fiyatları 1,6 ila 2 avro civarında değişiyor." ifadelerini kullandı.
"Kısa vadede reel sektör üzerinde döviz riskinin olmadığı görülmektedir"
Merkez Bankasının faiz indirimi kararının olumlu yönde yansımaları olduğunu belirten Nebati, şöyle devam etti:
"Merkez Bankası bir hamlede bulundu ve 200 baz puan düşüş gerçekleştirdi. Üretim odaklı bir firma faiz oranlarının düşmesinden rahatsız olur mu? Türkiye'de enteresan bir şekilde bazı kesimlerde bize öğretilen bir yanlışın sürekli uygulanması konusunda bir baskı var. Üretici finansmana ulaşmak istiyor. İhracatta patlama var. Kapasite kullanım oranları en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Siparişler devam ediyor ve önümüzdeki süreçte siparişlerin devam edeceğine yönelik de bir beklenti var. Yeni yatımlar yapılacak. Ticaret hacmimizin genişlemesi için finansmana ihtiyacımız var. Merkez Bankası almış olduğu 200 baz puanlı bir indirimle bu kapıyı açmıştır. "
Nebati, 2008'de yaşanan büyük küresel kriz sonrasında ekonomik kırılganlıkları önlemek amacıyla 2009'da Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'da yapılan değişiklikle hane halkının döviz cinsinden borçlanmasının engellendiği ve böylelikle hane halkının kur riskine karşı korunduğunu anlattı.
Reel sektör açısından bakıldığında, reel sektörün döviz pozisyon açığının en yüksek seviyesini gördüğü 2017'den bu yana azaldığını, bu yılın temmuz ayı itibarıyla 126,7 milyar dolar olduğunu aktaran Nebati, "Bu açık pozisyonu taşıyan firmalar döviz geliri olan ve bu borcu çevirme konusunda ehil firmalardır. Reel sektörün kısa vadeli döviz pozisyonu ise 57,6 milyar dolar fazladır. Dolayısıyla kısa vadede reel sektör üzerinde döviz riskinin olmadığı görülmektedir. Keza finans sektörüne baktığımızda, bankaların yabancı para pozisyonu 15 Ekim itibarıyla 5,6 milyar dolar fazla durumundadır." diye konuştu.
Törene katılan Düzce Valisi Cevdet Atay, AK Parti Düzce Milletvekili Fahri Çakır ve Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Şahin de kentteki ihracat rakamları ve ekonomiye ilişkin konuşma yaptı.
Program, basına kapalı yapılan soru cevap bölümüyle devam etti.
Nebati, toplantının ardından AK Parti Düzce İl Başkanlığını ziyaret ederek İl Başkanı Mustafa Keskin ve partililerle bir araya geldi.
Daha sonra Belediye Başkanı Faruk Özlü ile makamında görüşen Nebati, kentte yürütülen projeler ve yatırımlar hakkında bilgi aldı.
İstanbul Caddesi'nde esnafla görüşen Nebati, AFAD Koordinasyon Merkezi'nde Düzce Valisi Cevdet Atay'ı ziyaretinin ardından kentten ayrıldı.