İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığınca (AFAD) yürütülen "Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum konusunda AFAD’ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek Projesi" kapsamında, AFAD personeline yönelik "İklim Değişikliğine Uyum İçin Eğiticilerin Eğitimi Projesi” konulu toplantı, Palandöken Kayak Merkezi'ndeki bir otelde gerçekleştirildi.
"İklim Değişikliği Uyumu İçin Eğiticilerin Eğitimi” Proje Takım Lideri Şeyda Erciyes, burada yaptığı konuşmada, ikincisi Erzurum'da gerçekleştirilen 3 milyon avroluk projenin hedefinin "Afete Dirençli Toplum Oluşturmak” misyonunu destekleyecek şekilde, hem merkezi hem de yerel seviyede gerekli teknik ve insan kaynağını oluşturularak AFAD’ın iklim değişikliğinden kaynaklı afetlere uyum kapasitesini güçlendirmek olduğunu söyledi.
Erzurum'un 19 Kasım'da 5,1 büyüklüğünde deprem yaşandığını belirtti
"Erzurum'da meydana gelen 5,1 ve ardından yaşanan 4,7 büyüklüğündeki bir depremde nasıl yıkım oluyor gözler önüne serildi. Normalde dünya literatüründe bu tür depremlerin yıkıcı olmaması gerekiyor ama öyle köyümüz var ki köyde hem afetten dolayı yıkım hem kaya düşmesi hem de heyelan oldu. Daha önce risk haritasında arkadaşlarımız işaretlemişlerdi aynı bölgede bir de çığ riski de var, dolayısıyla Erzurum olarak böyle bir coğrafyada yaşıyoruz. Üzücü olan şudur; depremden etkilenen 11 köyde 139 ağır hasarlı yapı var, hiçbiri betonarme değil. Bu köylerde betonarme olan evlerin hiçbirinde çatlak dahi yok. 100150 yıllık evler taş ve çamurla yapılmış, üzerinde tedbir olsun diye çatı yerine toprak yığını var, takdir edersiniz ki kış ve yağmurlarda ağırlığı 3 katına çıktı ve bu nedenle ufak bir sarsıntıda gidiyor."
Karsli, bu durumun insanların kaderi olmaması gerektiğini belirterek, "Özellikle şubat ayından itibaren başlayan ve bütün illerin bitirdiği il afet risk planları bu amaçla yapıldı. Bu planlar çerçevesinde işler yürüyecek." ifadesini kullandı.
"Dünyadaki en büyük sorun iklim değişikliği"
Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tarık Komesli de son yıllarda iklim değişikliğinin herkesin gündemine girdiğine işaret ederek, "Bir araştırmaya göre dünyada şu an en büyük sorun iklim değişikliği, ikincisi Kovid19." dedi.
Yıllardır gelen ve yıllarca devam edecek olan problemle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Komesli, şöyle konuştu:
"Günümüzde karbon salınımını durdursak, bütün önlemleri alsak, bir tane kömür yakmasak bile iklim değişikliğini yaşayacağız, bunun kaçışı yok, biz şu an sadece bunu yavaşlatmaya çalışıyoruz. Çünkü İngiliz Sanayi Devrimi'nden sonra kaynaklarımız o kadar hor kullanıldı ki günde 100 milyon varile yakın petrol kullandılar, 100 milyonlarca ton kömür fosil yakıtlar, kullanılıyor. Bunun yanında sürekli sularımızı kirletiyoruz, sürekli iklimin değişmesine sebep oluyoruz. Paris İklim Anlaşması imzalandı, 2015 yılında, günümüzde yürürlüğe girdi, biz de taraf olduk. Bu çok önemli bir anlaşma, dünyada bu kadar ülkenin katıldığı en büyük anlaşma. Sorun global bir sorun, artık dönüşümüz, kurtuluşumuz yok."
"İklim değişikliği bütün afetlerin bir arada olması demektir"
Komesli, dünyada 2100 yılında ulaşılması öngörülen sıcaklığa günümüzde ulaşıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu çok kötü bir durum. İklim değişikliği bütün afetlerin bir arada olması demektir. Aynı anda sel, aynı anda kuraklık oluyor. Önceden orman yangınlarıyla mücadele ediyorduk, yangınlarda binlerce hektarı kaybediyorduk şu an milyonlarca hektarı kaybediyoruz. Artık sel oluyor diyoruz ki yüz yılın en büyük selini yaşadık. Durum her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bunun için kurumlarımız çalışıyor, bütün önlemleri alıyoruz. Salgın hastalıkların da sellerin de depremlerin ve kuraklığın da en büyük sebebi insanoğlu ve iklim değişikliği. Bunlarla hep beraber yaşamayı, bunlara hep beraber uyum sağlamayı ve önlem almayı öğreneceğiz."
4 gün sürecek programa Karsli ve Komisli'nin yanı sıra AFAD personeli ve eğitimciler katıldı.
