"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5943 %0.28
35,8171 %-1.19
3.403.867 %0.965
2.996,43 1,16
Ara
İşçi Haber Gündem İmamoğlu'ndan İstanbul'daki selle ilgili ilk açıklama

İmamoğlu'ndan İstanbul'daki selle ilgili ilk açıklama

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da yaşanan sel olayından sonra ilk kez açıklama yaptı.

Saraçhane'de basın açıklaması yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Esenyurt'ta yaşanan sel felaketine ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

Kendisine yönelik yapılan eleştirilere, "Ben çizmemi afet sonrası değil, gösteriş olsun diye değil, afet olduğunda vatandaşlarımız zarar görmesin diye öncesinde altyapı çalışması yaparken giyiyorum. Medyada fotoğraf vermek için değil, sorun olmasın diye 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için sahada giyiyorum" diyen İmamoğlu'nun konuşmasının satır başları ise şu şekilde: 

"O gün İstanbul genelinde afet benzeri bir durum yaşanmadı. Birkaç ilçede yaşanan su baskınları oldu. Sadece Esenyurt'un Pınar Mahallesi'nde sınırlı bir hatta, hatta bir sokakta sorun yaşandı. Kaldı ki aynı yerde geçmiş yıllarda defalarca sorun yaşanmıştır. Son olarak 2020 yılında yaşanan sorun sonrası bu bölgeye kalıcı çözüm oluşturmak adına da yatırım kararı aldık ve süreci devam ediyor. Tam 8 milyonu aşan bir yatırımdan bahsediyoruz.

Yağış gece yarısından sonra şiddetini arttırmıştı. Gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak an ve an takip ettim.

''İBB'de tek adamlık asla olmayacak''

Tek adamlık anlayışı yaygın bir hale getirilmek isteniyor. Bu milim milim işlenen bir algı süreci. Tek adamlığın bu denli yüceltilmesi çok tehlikeli. Her sorunda sahada o işin başındaki adam olmazsa o işin hiçbir değeri yok. Böyle bir süreç. İBB  yıldır tek adam kafasıyla yönetilen bir kurum değildir. Ben başkan olarak kaldığım sürece İBB'de tek adamlık asla olmayacak. İBB'nin neyi ne zaman nasıl yapacağı çok net bellidir.

Ne yazık ki son yıllarda Türkiye'de pek çok alanda işlerin normalinden saptığını yaşamaktayız. Mevcut iktidarın uygulamaları nedeniyle dejenere bir olgu ortaya çıktı. Tüm alanlarda tek adamlık anlayışı. Bu tek adamlık anlayışı yaygın bir hale getirilmek isteniyor. Ülkenin önemli noktalarında görev yapanlar kendi akıllarıyla değil hep o 'tek adam' dediği ne ise onun için harekete geçiyor. Her şeyi yapan o tek adam olmalı. Tek adam olmazsa hiçbir şey yürümez, yürüyemez algısı yaratılmalı. Bu milim milim işlenen bir algı süreci. Bu dejenere bir yönetim şekli ve iş yapma halidir. Tek adamlığın bu denli yüceltilmesi ve her alana yayılmaya çalışması çok tehlikeli bir durumdur.

O işin başındaki kişi olmazsa yapılan hiçbir şeyin anlamı yok. Sorunun çözümü için çalışan binlerce kişinin emeğinin önemi yok mu? İBB 3 yıldır 'tek adam' kafasıyla yönetilen bir kurum değildir. Ben kaldığım sürece İBB'de tek adamlık asla olmayacak.

"Şov yapmaya değil, sorunu çözmeye uğraştık"

Şov yapmaya değil, sorunu çözmeye uğraştık ve gerçekten sorunu çözdük. Yaratılmaya çalışılan suni gündeme bakarsak 3 bin 200 çalışanımızın hiçbir emeği yok.

İBB'de kahraman bir kişi değildir, hiçbir zaman olmayacak. İBB'de kahraman koca bir ekiptir. Keşke İmamoğlu'nun elinde sihirli değnek olsa, olay yerine gelip oradaki sorunu anında çözse. Ama böyle şeyler Hollywood filmlerinde olur, bir de basına fotoğraf vermek için çizme giyerek tek adam anlayışına hizmet etmek için iş yapma biçiminde olur.

Benim üzerimden binlerce arkadaşımın emeklerini yok saymaya hiç kimsenin hakkı yok. Objektifin önüne geçip çizme görüntüsü vermeyle kimse bu emeğin üstünü kapatamaz. Ben huzurlarınızda o gece boyunca çalışan her bir mesai arkadaşımı İstanbul halkı ve kendi adıma gerçekten tebrik ediyor ve yürekten teşekkür ediyorum. Zarar gören tüm vatandaşlarımızın her zaman yanında olduğumuzu ve olacağımız bir kez daha belirtmek isterim.

Bu süreçte 'çizmeni giy, alanda fotoğraf ver' diye çok sayıda iyi niyetli tavsiye almadım değil. Ben çizmemi afet sonrası değil, gösteriş olsun diye değil, afet olduğunda vatandaşlarımız zarar görmesin diye öncesinde altyapı çalışması yaparken giyiyorum. Medyada fotoğraf vermek için değil, sorun olmasın diye 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için sahada giyiyorum.

"İBB, İSKİ YATIRIMLARINA DEVAM EDİYOR"

İstanbul'da 2-2.5 yılda 10.2 milyar liralık İSKİ sadece bu baskınlar engellensin diye yatırım yaptı, yapmaya devam ediyor. O yağmur 3 yıl önceki İstanbul'a yağsa aradan bir hafta geçtikten sonra bile hala selde kaybolmuş insanlarımızı arar olurduk. O gün 25 yıldır olduğu gibi denizle karanın birleştiğini görürdük. Hangi semt olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. Biz bütün bu görüntülerin yaşanmaması adına tümden ortadan kaldırmış aklın, tekniğin, bilimin yolunda yürüyen kocaman bir aileyiz.

İSKİ'ye çektirilen zulmü altını çizerek hatırlatmak istiyorum. Onca yapılmış işleri de bu süreçte görmeniz çok zor değil. İstanbul'un makus su baskını sorununu çok büyük oranda çözmüş, kalan az kısmı da bir süre sonra tamamlayacak gururu yaşayan bir ekibiz. Ama ne yazık ki dejenere edilmiş düzende ne bu çalışmalar konuşuluyor ne de sıkıntıların asıl sahiplerinin 20-25 yıllık aymazlıkları ele alınıyor.

"Esenyurt'ta dere yatağını ben daraltmadım"

Esenyurt'ta dere yatağını ben olduğu yerden değiştirip başka yere kaydırmadım. Çünkü Esenyurt'ta dere yatağını ben daraltmadım. Alt yapı olmadan binlerce beton gökdeleni ben dikmedim. Aynı zihniyet sadece Esenyurt'ta değil rant uğruna İstanbul'un birçok vadisine, dere yatağına kötü yapılaşmaları soktu. Bu dere yataklarında İstanbulluların ne bedeller ödediğini görebilirsiniz.

Bu rantçıların yarattığı kaosu azaltmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Yağmur üç yıl önce yağsa hala selde kaybolanları arardık.

İstanbul'un makus su baskını sorununu çok büyük oranda çözmüş kalan az bir kısmı da tamamlayacak gururu yaşayan bir ekibiz. Ne yazık ki bu düzende ne bu çalışmalar konuşuluyor ne de sıkıntıların asıl sahibinin 20-25 yıllık aymazlıkları ele alınıyor. Ben televizyon kanallarınızı izlemiyorum. Çünkü dejenere edilmiş bu düzende insanımıza yakışan konuşmalar o kanalların çoğunda yapılmıyor.

Ortada bir cinayet var zanlı elini kolunu sallayarak olay yerinde geziyor, kurtarıcı gibi bir de poz veriyor. Herkes onun suçlu olduğunu biliyor ama her nedense maktulü yaşama döndürmeye çalışan insan suçlanıyor ve linç ediliyor. Basının yaratmak istediği bu.

"'SANA ÇOK YÜKLENİYORLAR AMA SENDE AMAN ONLARA KOZ VERME' DİYORLAR"

Bize başka amaç gütmeden vicdanıyla eleştiri yapan tüm vatandaşlarıma, her gazeteciye sonsuz saygım var ama art niyetli insanların veya medya mensubu görünümlü propagandistlerin niyetini de aklımızdan çıkarmıyoruz ve vatandaşlarımızın da aklından çıkarmamalarını öneriyorum. Benim temiz kalpli milyonlarca dostum var. 'Sana çok yükleniyorlar ama sende aman onlara koz verme' diyorlar. Konu inanın koz vermek meselesi değil. Onların bir hesabı olduğunu unutmayalım. O hesap tutana kadar benimle uğraşmaya devam edecekler. Hangi tedbiri alırsanız alın uyduracaklar benimle uğraşmaya devam edecekler. Benim derdim İstanbul'un en başarılı, en hizmetkar ve en demokrat belediye başkanı olmak.

"ÜÇ YILDA İZİN KULLANDIĞIM GÜN SAYISI TAM 25 GÜN"

İstanbul seçimlerini kazandığım günden bu güne 3 yıl geçti. Üç yılda izin kullandığım gün sayısı tam 25 gün. Yani her yıla sadece bir hafta düşüyor. Her yıl bir hafta ailesine vakit ayırmış bir babayım. Ailelerin birlikte zaman geçirmeye, paylaşmaya ve mutlu olmaya da hakkı var. Ben İstanbul'a hizmet etmeyi kutsallaştırmış bir belediye başkanıyım. Bu anlamda en üstün çalışkanlığı, eforu ortaya koymaya kararlıyım ama aynı şekilde ben çocuklarımı dinlemeyi ve onları anlamaya çalışmayı, onlarla kaliteli zaman geçirmeyi kutsallaştırmış da bir babayım. İki tatilimde de yağmura denk geldi İstanbul. Bütün İstanbul çalışkanlığımı da iyi niyetimi de iyi biliyor. Benim aile fertlerim, çoluk çocuğum siyaset ortamında hiç gezmediği için ben onlara siyaset ortamında vakit ayıramıyorum. Ben onlara ancak evimde ve yıl içindeki bir haftada vakit ayırabiliyorum. Onların siyasi ortamda vakit geçirmesi bizim aile prensiplerimize aykırı."

İlginizi çekebilir

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *