Yunanistan'ın Santorini Adası'nda 28 Ocak 2025 tarihinden bu yana yüzün üstünde birçok deprem meydana geldi. Depremlerin ardından bölgedeki tsunami tehlikesi ve büyük deprem olasılığı hem Türkiye'yi hem de Yunanistan'ı harekete geçirdi. Yunanistan, Santorini Adası'ndaki vatandaşları tahliye ederken, AFAD olası büyük depreme önlem olarak 80 kişilik acil durum ekibini İzmir'e yönlendirdi. Ege Denizi'nde meydana gelen depremler nedeniyle vatandaşlar diken üstündeyken kritik bir açıklama bu kez Kandilli Rasathanesi'nden geldi.
TSUNAMİ TEHLİKESİ BULUNUYOR!
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem- Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Ege'deki deprem fırtınasına ilişkin 8. raporunu yayımladı. Raporda 28 Ocak'ta bölgede başlayan deprem fırtınalarında şimdiye dek 1.1 ila 5.3 aralığında değişen 3 bin 524 deprem olduğu belirtilirken; "Depremlerin en büyüğü M 5.3 olup, 181 adet depremin büyüklüğü M ≥ 4.0 üzerindedir" denildi.
Kandilli tarafından meydana gelen depremlere ilişkin yayınlanan raporda; yapılan araştırmalar sonucunda değerlendirilen 2 bin 415 senaryo sonucunda Ege ve Doğu Akdeniz’de 6.5 büyüklüğünde sığ depremlerin kıyılarda yarım metre ve daha yüksek dalga yüksekliğinde tsunamiye neden olabileceği uyarısı yapıldı.

SANTORİNİ BÜYÜK DEPREMELRE NEDEN OLABİLİR
Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Santorini ve çevresindeki Hellenik Dalma-Batma Zonu, yoğun volkanik aktivite, deprem riski ve tektonik gerilmeler ile karakterize edilen karmaşık bir jeolojik bölgedir. Bölgede gözlemlenen sismik hareketlilik ve magma dinamikleri, geçmişte yaşanan büyük patlamalar ve depremlerle doğrudan ilişkilidir. Santorini-Amorgos fay hattı, büyük depremlere neden olabilecek potansiyele sahiptir. Kolumbo Denizaltı Volkanı ve Santorini’deki magma sistemleri, aktif hidrotermal süreçlerle desteklenmektedir.
Deprem ve volkanik tehlikelerin önceden tahmin edilebilmesi için daha fazla jeofizik, jeokimyasal ve jeodezik araştırmalara ihtiyaç vardır. Özellikle Kolumbo ve Santorini’de denizaltı volkanizması ve hidrotermal aktivitelerin çok disiplinli bir izleme sistemi ile yakından takip edilmesi önemlidir."