Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) ve Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) iş birliğinde, "Şuşa Zaferi'nden Şuşa Beyannamesi'ne Giden Süreç ve Birlikten Doğan Zaferin Bölgeye Jeopolitik Etkileri" konulu panel yapıldı.
Azerbaycan Evi’nde gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul Üyesi Prof. Dr. Aygün Attar üstlendi.
Programda konuşmacı olarak AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, Milli Savunma Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Etem Atnur, Sütçü İmam Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayıl ve Orta Doğu Uzmanı Dr. Arif Keskin yer aldı.
Etkinliğe, Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Reşad Mammadov da katıldı.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul Üyesi Attar, açılış konuşmasında, "Bir haftadır bütün Türkiye’de törenler düzenleniyor. Kardeşlerimizle beraber 30 yıldır gözlediğimiz zaferimizi kutluyoruz. Savaşta yüreğimizin bir attığı gibi bugün zaferde de birlikteyiz." diye söyledi.
Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Mammadov da, "Savaşta aynı yerde yer aldığımız gibi, yüreğimiz aynı çarptığı gibi zaferi de birlikte kutlamamız çok önemli." ifadesini kullandı.
Günbegün, aybeay bu zafer gününe yakınlaşıldığını ve çocukların, askerlerin ölmemesi, hatta Ermenistan tarafından da ölenler olmasın diye çalışıldığını belirten Mammadov, sorunların diplomatik olarak çözülmesinin istendiğini ancak öyle olmadığını dile getirdi.
Mammadov, halkın sabrının 27 Eylül’de tükendiğini vurgulayarak, "Şanlı Azerbaycan ordusu komutanlığı altında köy köy, kent kent bölgelerimizi azat etmeye başladık." dedi.
Azerbaycan’ın hiçbir milleti dininden, kültüründen ayırmadığının altını çizen Mammadov, "Ermeniler, bizim küçük bir arazimizi yerle bir etti, 64 mescit yok edildi, geride kalan mescitlere domuzları, hayvanları sakladılar." diye konuştu.
8 Kasım’da savaşın bittiğine, bölgeye sulh gelmesi gerektiğine dikkati çeken Mammadov, daima savaşla yaşamanın mümkün olmadığını kaydetti.
Mammadov, "44 gün boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Azerbaycan' dedi. Türkiye’den basın mensupları hayatlarını önüne koyup savaşa geldi. Kardeş kardeşe teşekkür etmez, öz devlet öz toprağınızdır, zaferimiz kutlu olsun." ifadesini kullandı.
Şuşa Beyannamesi'nin en önemli sonucu Zengezur Koridoru
AK Parti Ankara Milletvekili Yıldız da Şuşa Beyannamesi'ni bir haykırış metni ve manifesto olarak nitelendirerek, iki ülke arasındaki duygudaşlığın metne çok güzel işlendiğini dile getirdi.
AzerbaycanTürkiye ilişkilerinin müttefiklik düzeyine çıkarılmasının önemine işaret eden Yıldız, bunun üçüncü bir devlet tarafından iki devletin sınırlarına dönük bir saldırı olduğunda BM şartı dahilinde müdahale etme hakkına sahip olduğu anlamına geldiğini söyledi.
Yıldız, "Uzun zamandır 'Karabağ, Azerbaycan’dır' demek istiyorduk. Allah bunu bir zaferle sonuçlandırdı." dedi. Milli Savunma Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Atnur da Karabağ Zaferi’nin 1. yılını kutlayarak, Türkiye’nin Azerbaycan’a büyük destek verdiğini söyledi.
Atnur, Şuşa Beyannamesi'nin en önemli sonucunun Zengezur Koridoru olduğuna işaret etti.