"Haberin İşçisi"
İstanbul
Parçalı bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,6753 %0.09
40,0531 %0.19
3.516,44 % -0,05
3.099.450 %0.058
İşçi Haber Gündem Karlar eridi: Karadeniz'de heyelan riski arttı!

Karlar eridi: Karadeniz'de heyelan riski arttı!

Karadeniz'de artan hava sıcaklığı, kar erimeleri nedeniyle heyelan riskini yükseltiyor. Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, bu durumu önlemek için uyanık olunması ve yapı malzemelerinin doğru seçilmesi gerektiğini vurguladı. Uzman isim "Uygun tedbirlerle can ve mal kaybı önlenebilir" dedi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, hava sıcaklığının artmasıyla karların erimesi sonucu Karadeniz'de heyelan riskinin arttığını söyledi.

Yılmaz, Sinop'un Türkeli ilçesinde ve Artvin'de görülen heyelanların, toprağın suya doymasından meydana geldiğini belirtti.

İlkbaharın başlamasıyla havaların ısınması sonucu karların eridiğini ve bu durumun da heyelan riskini artırdığını dile getiren Yılmaz, "Heyelan, toprak, moloz, taş ve benzeri malzemenin eğimi takip ederek yamaç aşağı akmasına diyoruz. Türkiye'de en çok heyelan tabi ki Karadeniz Bölgesi'nde görülüyor. Özellikle Trabzon, Giresun, Ordu, Artvin, Rize, Sinop, Zonguldak ve Bartın, Türkiye'de en çok heyelanın görüldüğü sahalardır." dedi.

Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, heyelanın nedenleri arasında ana kayanın yapısı, aşırı yağışlar ve kar erimeleri gibi faktörlerin yer aldığını bildirerek, "Birkaç gün önce ısı, sıcaklık eksilere düşmüşken bir anda 18 derecelere çıktı. Bu ani kar erimelerini beraberinde getirecek. Onun dışında arazinin eğimli olması çok önemli. Yanlış arazi kullanımı, ormanların ve mera alanlarının tahribi bütün bunlar yüzeydeki geçirgeni artırıp toprağın bağ kuvvetini zayıflatan faktörler." diye konuştu.

‘HEYELAN BÖLGELERİNDE YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZ KESİNLİKLE UYANIK OLMALILAR’

Heyelanların can ve mal kayıplarına neden olabileceğini ve bu anlamda önlem alınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

“Heyelan bölgelerinde yaşayan insanlarımız kesinlikle uyanık olmak durumunda. Sadece orada yaşayanlar değil, o yöreyle, o bölgeyle ilişkisi olan insanlar, örneğin şehirde yaşayıp yazın gittiğinde, ilkbaharda, sonbaharda köyüne gittiğinde o kişide uyanık olmak zorunda. Normal zamanda söz konusu arazi veya köyün yakınında, evlerin üst kısımlarında kısa gezintiler yapılabilir. Arazide çatlaklar var mı? Yarıklar var mı? Bunlar kontrol edilebilir. Daha önce düz olan göğe doğru yükselen ağaçlarda, dikili direklerde bir eğilme var mı? Bunlar kontrol edilebilir.”

Cevdet Yılmaz, özellikle kırsal kesimlerde ev sularının kanalizasyon sistemi olmadığından toprağa karıştığını ve bu durumun da heyelanı tetiklediğini aktararak, "Yağmur sularıyla doymuş olan toprak sürekli akan, sürekli tarlaya verilen, bahçeye verilen suyun etkisiyle tekrar harekete geçebilir. Mutlaka bu tür yerlerde atık suların drenajı da dikkate alınmalı." ifadelerini kullandı.

‘TABİATTA HEYELANLARI ÖNLEMEK NORMAL ŞARTLARDA MÜMKÜN DEĞİL’

Heyelan riski taşıyan yerlere uygun yapı malzemeleriyle ev yapmak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, şu bilgileri paylaştı:

“Özellikle Sinop yöresinde geçmişte ahşap evler vardı. Bu ahşap evler birdenbire yıkılmıyor. Zıvana dediğimiz ahşap çivilerle birlikte tutturulduğu için yıkılsa bile bu evler tekrar inşa edilebiliyor ve vatandaş kısa zamanda tekrar barınağına kavuşabiliyordu. Beton evlere geçildi ve beton evde en ufak bir hareketlikte bile duvarın çatlaması o evi kullanılamaz hale getirmekte. O nedenle heyelan riski taşıyan yerlerde mutlaka yapı malzemesi, kullanılan malzeme, binanın şekli gözden geçirilmeli. Örneğin beton ev yapacaksa çok geniş tabanlı olmamalı, mutlaka yakın çevrede arazinin uygun olup olmadığı, heyelan riski taşıyıp taşımadığı dikkate alınarak bu evlerin yapılması gerekir diye düşünüyorum. Bu tedbir alınmadığı takdirde biz heyelanları yaşamaya devam edeceğiz. Fakat tedbir alır, uyanık olur, çevreyi görüp izleyebilirsek ön tedbir almış oluruz, can ve mal kaybı yaşanmadan büyük ekonomik risklere girmeden bu durumu kolaylıkla atlatabiliriz. Heyelanlar doğal sürecin bir parçası, biz bunu sadece hızlandırabiliriz, engelleyebiliriz ya da oradan uzaklaşarak kendi hayatımızı garanti altına alabiliriz. Yoksa tabiatta heyelanları engellemek normal şartlarda mümkün değil.”

Kaynak: AA