İSLAMABAD (AA) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, "KKTC'nin var olduğunun en güzel örneği, Pakistan. Burada biz tanınan devlet muamelesi görüyoruz." dedi.
Ertuğruloğlu, Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki KKTC Temsilciliği'nde gazetecilere Kıbrıs meselesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
KKTC’nin tanınmasıyla ilgili bir politikayı ön plana çıkarmadıklarını belirten Ertuğruloğlu, "Şu anda savunduğumuz, Ada'da iki egemen ve eşit uluslararası statüsü olan devlet olduğudur." ifadesini kullandı.
Ertuğruloğlu, Pakistan ve Azerbaycan’dan tanınma geleceğine dair spekülatif haberlere işaret ederek, KKTC’nin tanınması yönünde Azerbaycan, Pakistan veya başka bir ülkeden talepleri olmadığını aktardı.
Ada'da iki egemen eşit devletin varlığının kabulüne gelindikten sonra tanınma meselesinin gündeme geleceğine dikkati çeken Ertuğruloğlu, "KKTC’nin var olduğunun en güzel örneği, Pakistan. Burada biz tanınan devlet muamelesi görüyoruz." diye konuştu.
Uluslararası topluma tepki
Ertuğruloğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten Kıbrıs meselesiyle ilgili yeni müzakerelerin başlamasına yönelik ortak zeminin olup olmadığına dair arayışının neticelenmesini beklediklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Birinci Cenevre toplantısından sonra ortak zemin olmadığını Guterres de ifade etti ancak bunu deklare etmeyeceğini söyledi. İkinci toplantıya çağıracağını ve ortak zemin var mı yok mu nihai bir şekilde orada bunun belirleneceğini söyledi. Henüz o toplantıya çağırmadı. Onu bekliyoruz."
Uluslararası toplumun "Ada'da tek devlet vardır" politikasının sona ermesi gerektiğine işaret eden Ertuğruloğlu, "Ada'da iki eşit egemen devlet vardır. Biri, tanıdığınız Rum tarafı, diğeri tanımadığınız devlet; biz. Bu iki devlet temelinde müzakereler gündeme gelecekse buna varız. Bu gelmediği sürece müzakere olmayacaktır noktasındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Ertuğruloğlu, son 60 senedir Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile müzakereler yürüttüklerini ve federal bir yapıya dair çözüm bulduklarını anımsatarak, bunun başarısız olduğunu dile getirdi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs sorununun 1974’te başladığına dair propaganda yaptığını belirten Ertuğruloğlu, "Eğer problem 1974’te başladıysa, 1964’ten beri BM Barış Gücü'nün Ada'daki varlığını nasıl açıklayacaksınız? 1974, sorunun başlangıcına işaret etmiyor, Kıbrıs sorunu var olduğu için yaşandı." ifadelerini kullandı.
BM ve AB'ye eleştiri
Ertuğruloğlu, uluslararası toplumun, Rum kesimine, "Kıbrıs Cumhuriyeti" ve KKTC'ye de onların bir parçasıymış gibi muamele etmeye devam ettiği takdirde müzakereye yer olmayacağını söyledi.
Müzakerelerin iki eşit ve egemen devlet arasında olması gerektiğine işaret eden Ertuğruloğlu, BM’nin daha ne kadar yanlış tanımlamalar üzerinde ısrarcı olacağını belirtti.
Ertuğruloğlu, uzun yıllardır İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantılarına katıldığını ve Kıbrıs konusuyla ilgili kararlar alındığını anımsatarak, bunların üye ülkelerce uygulanmadığını ifade etti. Ertuğruloğlu, bunun bir eleştiri değil duruma ilişkin gerçeklik olduğunu vurguladı.
Ada'yı, Rum adasına ve Türkleri de azınlığa dönüştürme konusunda gerçek bir tehdit olduğuna işaret eden Ertuğruloğlu, BM’nin ve Avrupa Birliği’nin (AB) bu senaryoya katkı sunduğunu kaydetti.
KKTC'nin varlığı 2 sütuna dayanıyor
Bir devletin tanınmamasının, var olmaması anlamına gelmediğini dile getiren Ertuğruloğlu, "Biz varız. Varlığımız 2 sütuna dayanıyor. Birincisi; kararlılığımız, diğeri ise ana vatan Türkiye." dedi.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs Adası'na 1964’te barış gücü geldiğinde dahi Kıbrıs’ta Türklere zulümlerin sürdüğünü belirterek, Türk ordusu geldikten sonra kendilerini güvende hissettiklerini söyledi.
BM Barış Gücü'nü "üniformalı turistler" olarak nitelendiren Ertuğruloğlu, Ada'da istikrar ve güveni sağlayan tek askeri varlığın Türk ordusu olduğunun altını çizdi.
Pakistan'a teşekkür
Ertuğruloğlu, Pakistan’a Kıbrıs meselesine yaklaşımından ötürü teşekkürlerini ileterek, "Ana vatan Türkiye dışında Pakistan, Kıbrıs Adası'na ve Kıbrıs sorunu gerçeğine olumlu ve doğru yaklaşıma sahip tek ülkedir. Umarım diğer ülkeler Pakistan örneğini takip eder." ifadelerini kullandı.
Keşmir meselesini karmaşık ve kendine özgü bir problem olarak nitelendiren Ertuğruloğlu, "Keşmir halkı da uluslararası adaletsizlik ve yanlış tanımlamalar sebebiyle acı çekiyor." dedi.