İstanbul Akvaryum Rehabilitasyon Merkezi dalgıçları tarafından toplanan atıkların, "İnsanlığın eseri" adlı verilen tankta sergilenmesiyle insanların denizlerde yarattığı kirliliğin deniz canlıları üzerindeki yok edici etkisi gözler önüne seriliyor.
Plastik atıklar, maskeler, araba lastiği ve balık ağlarının bulunduğu akvaryum tankı, özellikle okulların tatil olması dolayısıyla çocukların yoğun olduğu ziyaretçiler tarafından büyük ilgiyle karşılanıyor. Ziyaretçiler atıkların deniz altındaki etkisini çıplak gözle görüyor.
İstanbul Akvaryum Genel Müdürü Dilek Çapanoğlu, toplumların dünya üzerinde çevre kirliliği ile çok büyük bir mücadele vermeye başladığını belirterek, Florya ve Yeşilköy sahillerinde bir temizlik çalışması yaptıklarını anlattı.
Topladıkları çöp ve plastik atıkları, hassasiyet gösterdikleri çevre bilincini korumak adına "İnsanlığın Eseri" sergisini oluşturmak üzere akvaryuma getirdiklerini kaydeden Çapanoğlu, çok özenli bir çalışma sonrasında sergiyi ziyaretçilerle buluşturduklarını söyledi.
Amacımız denizin altında ne olduğunu insanlara göstermekti
Ziyaretçilerin, özellikle genç ve çocukların, insanların çevre üzerinde nasıl bir etki yarattığını görünce çok etkilendiğini vurgulayan Çapanoğlu, şöyle devam etti:
"Kendi gözleriyle görünce hem çok etkileniyorlar hem de ailelerine de bu sergiyi göstermek istiyorlar. Aldığımız tepkiler gerçekten iyi yönde. Çok uzun yıllar denize atıldığında kaybolmayacak, çürümeyecek, yok olmayacak plastik maddelerin neye dönüştüğünü görebiliyoruz. Çıplak gözle denize baktığımızda bu maddelerin, plastik atıkların ne halde olduğunu göremiyoruz. Batıyorlar, denizin belirli noktalarında, derinliklerinde hala varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Bu sergiyi yaparken en baştaki amacımız denizin altında ne olduğunu insanlara göstermekti. İlk plastiğin yaklaşık 1800'lerin sonunda üretildiğini düşünürsek 150 yıldır varlığını sürdürdüğü bilinmekte. Dolayısıyla denize atılan her plastik çok uzun yıllar denizde kalacak."
Hayatlarını kaybediyorlar
Denizlerdeki plastik atıkların sadece çevre kirliliği yaratmadığını, canlı türlerinin de yok olmasına sebebiyet verdiğini dile getiren Çapanoğlu, "Çünkü özellikle deniz kaplumbağaları bu plastik, jelatin gibi ürünleri, çöpleri yem zannedip yemeye çalışıyorlar. Ne yazık ki çok uzun süreler bu plastik maddeleri sindiremedikleri için zayıflayıp, aç kalarak hayatlarını kaybediyorlar. Bu durum, tür çeşitliliğinde çok ciddi derecede azalmaya sebebiyet veriyor. Gerek müsilaj gerek plastik atık konularına gerçekten hassasiyet göstermemiz gerekiyor." diye konuştu.
Marmara Denizi'ndeki canlı türünde çok ciddi bir azalma var
İstanbul Akvaryum'un kapalı devre çalışan bir ekosistem olduğunu ifade eden Dilek Çapanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Marmara Denizi'ndeki 120'den fazla balık türünün günümüzde 10 türe, 7 türe indiğine dair yapılmış çalışmalar var. Marmara Denizi'nin canlı türü çeşitliliğinde çok ciddi bir azalma var. İstanbul Akvaryum'un en büyük misyonlarından biri deniz canlılarını ziyaretçileriyle buluşturup bir bilinç oluşturmak. Marmara Denizi'nde göremeyeceğiniz ya da nesli azalmış türleri İstanbul Akvaryum'da görebilme şansını yakalıyorsunuz. Aslında geleceğe yönelik de koruma çalışmalarının da temelini oluşturan mesajları da almış oluyorsunuz."