Midyeci Ahmet olarak tanınan Ahmet Çiçek eşinden ayrıldıktan sonra yaptığı hareketler sosyal medyanın gündemine oturdu. İlk olarak ayrıldığı eşi Deniz Çelebi'ye devredilen Beşiktaş şubesinin karşısına aynı isimle şube açması Twitter kullanıcıları tarafınan tepki görmesine neden olmuştur. Ardından Ahmet Çiçek’in mahkeme sürecinde bölüşülen Beşiktaş’taki dubleks evin yarı hissesini satışa çıkardığı öğrenmesi ünlü Midyecinin linç yemesine neden oldu.
4 ay önce Beykoz Adliyesi’nde anlaşmalı olarak boşanan Ahmet Çiçek ve Deniz Çelebi arasında yaşanan gerginlik olay oldu. Çiftin imzaladıkları protokolde markanın Beşiktaş’taki merkez şubesinin Deniz Çelebi’de kalması kararlaştırıldı. Ayrıca Beşiktaş’taki dubleks evin yarı hissesi Deniz Çelebi’de diğer yarısı Ahmet Çiçek’te kaldı. Ahmet Çiçek ilk olarak Beşiktaş’ta eşine bıraktığı dükkânın karşısına aynı isimle dükkân açtı. Ürün tedarikini kesti, sosyal medya üzerinden eşine kalan dükkânın kendi markasıyla bağlantısı kalmadığını söyledi. Deniz Çelebi’nin yaşadıklarını kamuoyuna duyurmasının ardından Ahmet Çiçek, çektiği videoda ağlayarak önündeki masayı yumrukladı; “Sahip olduğumuz evi de ikiye bölmüştük kimse satamasın ve çocuklara kalsın diye. Hakları kabul etmediğim için dükkanı devretme işlerinde çatışmaya girdik” dedi.
Hürriyet’te yer alan habere göre, Deniz Çelebi, Ahmet Çiçek ile bölüştükleri evin yarısını satışa çıkarıldığını söyledi.
“Boşandıktan sonra çok zor günler yaşadım. Restoranı devraldığımda bana ürün tedarikini kesti. Ben de kendim yapıp satmaya başladım. Kendi tedarik zincirimi kurdum. Daha başka bir şey yapmaz dedim. Ama sonra geldi karşıma dükkân açtı. Beni batırmak için elinden geleni yaptı” diyen çiçek, şunları kaydetti:
“Benim iki çocuğumun babası, daha ne kadar kötü olabilir dedim. Dün de emlakçımız aradı. Ahmet’in evimizdeki yüzde 50 hissesini satılığa çıkardığını öğrendim. Biz anlaşmalı boşanırken çok iyi niyetliydim. Bu evi ben alacaktım. Ancak Ahmet ‘Benim de hissem olsun. Yarın çocuklara bırakacak bir ev olsun’ dedi. Ben de çocukların babası olduğu için kabul ettim. Evin fiyatı yüksek olduğu için benim kalan hisseyi alma şansım yok. Kira isterse verme durumum da yok. Çünkü dükkânı ayakta tutmak için borç para aldım. Eğer başıma bunlar da gelirse çocuklarımı alıp köyüme döneceğim.”