Arama Kurtarma Derneği (AKUT) eski başkanı Nasuh Mahruki'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener'in elektronik oylama açıklamasını eleştiren iki ayrı paylaşımı gerekçe gösterilerek “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddiasıyla yargılandığı davada bugün ilk duruşma yapıldı. İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, İstanbul Barosu eski başkanı Filiz Saraç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri de izledi.
Avukatıyla duruşmaya katılan Mahruki savunmasında, "Soruşturma savcısı bir tek soru bile sormadı. Hakime hangi paylaşım yanıltıcı diye sordum cevap vermedi. Sonra da tutuklama kararı verildi. Dışarıda yüzlerce insan bekliyor. Çünkü burada bana bir hukuksuzluk yapıldığını herkes biliyor. Taksiciyi bıçaklayan adamı serbest bıraktılar. Türkiye'de hukuk böyle gidiyor." ifadelerini kullandı.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahruki'nin avukatı Şehmus Tekik, sosyal medya paylaşımlarındaki konuların daha önce de yazıldığını vurgulayarak, söz konusu paylaşımlarda şiddete teşvik edecek bir unsur olmadığını, bu sebeple Nasuh Mahruki'nin beraatını talep etti. Savcı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini ve esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın kendisine gönderilmesini talep etti. Ek savunma için Mahruki ve avukatına süre veren mahkeme, duruşmayı 13 Ocak'a erteledi.
NE OLMUŞTU?
Mahruki, YSK Başkanı Ahmet Yener'in elektronik seçime ilişkin açıklamalarına yönelik eleştirisini sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazılı açıklamayla belirtmişti. 20 Kasım'da tutuklanan ve 5 Aralık'ta tahliye edilen Mahruki'nin ilk duruşması bugün görüldü.
Mahruki, paylaşımında şu ifadelere yer vermişti;
"Büyük Türk milleti, çok dikkatli ve uyanık olmalısın. İktidar ve YSK son bir kez daha seçimleri çalmak için tezgah kuruyor. Bilgisayar Mühendisleri Odası erken yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde mutlaka senin adına denetim yapma yetkisine sahip olmalıdır. Denetlenmezlerse oylarımızı çalarlar, sahtesiyle değiştirirler ve seçimi yine yasa dışı kazanırlar. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olur ve bu son en kötü kabuslarınızda bile göremeyeceğiniz kadar korkunç olur."