"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Şiddetli yağmur
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,4465 %0.3
36,3032 %0.16
3.137.945 %2.629
2.837,00 0,09
Ara
İşçi Haber Gündem Organ bağışı için duyarlılık çağrısı

Organ bağışı için duyarlılık çağrısı

Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sedat Üstündağ, Kovid19 salgını döneminde kadavradan yapılan böbrek nakli sayısının azaldığını söyledi.

Prof. Dr. Üstündağ, böbrek hastalığının giderek yaygınlaştığını ve hastaların yaşamını tehdit ettiğini belirtti.

Türkiye'de herhangi bir organın naklini bekleyen hasta sayısının 25 binin üzerinde olduğunu anlatan Üstündağ, "Bunlar arasında en çok organ bekleyenler 20 bin 905 kişiyle kronik böbrek hastaları. Yani 25 bin rakamının büyük çoğunluğu böbrek naklini bekliyor. Ülkemiz açısından en büyük sorun böbrek bekleme listesindeki hastaların fazlalığı ve yeteri kadar böbrek bağışı olmaması." dedi.

Üstündağ, her yıl kronik böbrek hastalığının son evresine gelip nakil veya diyaliz olmazsa yaşamını sürdüremeyecek hastaların sayısının 11 bin ile 12 bin arasında arttığına dikkati çekti.

Türkiye'de 83 binin üzerinde ağır böbrek hastasının bulunduğunu aktaran Üstündağ, bu kişilerin hemodiyaliz ve periton diyalizi tedavisiyle yaşamlarını sürdürdüğünü dile getirdi.

Böbrek bağışının aynı oranda artmadı

"Son döneme gelmiş yaşamı tehdit eden böbrek hastalığının en ideal tedavisi böbrek naklidir. Çünkü herhangi bir diyaliz tedavisiyle zehirleri uzaklaştırabiliriz ancak böbreğin ürettiği birtakım hormonları üretemeyiz. Dolayısıyla nakil tedavisi, zehirlerin hem uzaklaştırılmasını sağlaması hem de böbreğin bütün görevlerini yerine getirebilmesi açısından ideal bir tedavi yöntemidir. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardan yapılan nakle kadavradan nakil diyoruz. Canlı nakil ise yaşayan bir insandan hastaya yapılan nakil. Biz de özellikle kadavradan yapılan nakillere önem veriyoruz. Bu nedenle herkesi organ bağışı konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz."

Bir insanın yaşamı boyunca yapabileceği en büyük insanlık vazifelerinden birinin organ bağışı olduğuna işaret eden Üstündağ, "Toprak altında çürüyecek organlar bağışlandığı takdirde birden fazla kişiye yaşam vermek ve umut olmak anlamına gelir. Bu anlamda dünyanın en kutsal, en ulvi görevlerinden biri tamamlanmış oluyor. Kadavradan nakil bu anlamda en çok tercih edilen yöntem. Ancak kadavradan nakil sayısı oldukça az." diye konuştu.

Son yıllarda yapılan farkındalık çalışmaları ve kampanyalarla bağış sayısının az da olsa arttığını ancak salgın döneminde kadavradan nakil sayısının azaldığını ifade eden Üstündağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Her yıl yapılan 4 nakilden biri kadavra, maalesef üçü de kadavra yeterli olmadığı için canlıdan nakiller oluyordu. Aslında tam tersi olsa bu daha ideal ve kabul edilebilir olurdu. Maalesef pandemiyle beraber bizim çok beğenmediğimiz oran biraz daha kötüleşti. Geçen yıl yapılan nakillerin neredeyse yüzde 90'a yakını canlılardan sadece yüzde 10'u kadavradan yapılmış oldu. Bu organların toprak altında çürümemesi lazım, en büyük sevaplardan biri."

İlginizi çekebilir

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *