"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Kapalı
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5879 %0.06
36,7156 %0.08
3.130.805 %0.893
2.904,65 0,18
Ara
İşçi Haber Gündem Oscar adayı ilk İranlı yönetmen Majid Majidi, söyleşiye katıldı:

Oscar adayı ilk İranlı yönetmen Majid Majidi, söyleşiye katıldı:

”Bizim yaşadığımız dönem sanatsal açıdan ve derinlikli düşünme açısından beni ve kendi dönemimdeki birçok yönetmeni ciddi anlamda etkilemiştir” ”Daha çok sinemayı tanımak adına oyunculuğu seçtim. Oyunculuk alanına çok fazla saygı gösteriyorum. Ama aslında oyunculuğu hiç sevmedim” ”Herkes aslında bizim yaptığımız filmlerin çok iyi imkanlarla yapıldığını sanıyor. Halbuki durum hiç öyle değil. Biz çoğu zaman hatta her film için işe sıfırdan başladık ve sırf Cennetin Çocukları için sadece 2 yıl yapımcı aradım. Gitmediğim kapı kalmadı ve herkesin cevabı ’Bu hikayeden bir film mi çıkar? oldu”

İSTANBUL (AA) İranlı yönetmen, yapımcı ve senarist Majid Majidi, Balkon Film tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü destekleriyle düzenlenen "4. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali"nde sinemaseverlerle bir araya geldi.

Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu festival kapsamında Atlas 1948 Sineması'nda gerçekleştirilen "Ustalık Sınıfı" etkinliğinde Majidi, sinema hayatındaki tecrübelerini aktardı.

"Benim esas derdim kendi dünyamı, hayallerimi, kafamdakileri tasvir etmek ve yönetmekti"

Festival Direktörü Faysal Soysal'ın yönetimini üstlendiği söyleşide Majidi, Tahran'ın güneyinde yaşayan orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini, çocukluğunda kendi çevresinde, ailesinde sanatla ilgilenen birinin bulunmadığını söyledi.

Henüz 12 yaşındayken tiyatro sanatı ile yakından ilgilenmeye başladığını dile getiren Majidi, şunları anlattı:

"Dünyayı farklı gösterme tarzı benim yavaş yavaş dikkatimi çekti. Özellikle o yıllarda bizim aslında en yakın ilişkimiz doğa ile olan ilişkimizdi ve oradan kendimize oyunlar bulurduk. Doğrudan tabiata, ağaçlara, sokağa ilişkin oyunlarımız vardı ve şimdi çocukluğuma geri dönüp baktığımda aslında hepsi zihnimde, sinemasal anlamda geniş bir plan olarak tabiatı görüyorum. Ama şu andaki çocuklara baktığımda bunun tam tersi apartmanlarda, çok kapalı mekanlarda yaşıyorlar ve açık bir dünya pencereleri yok. Sanıyorum bizim yaşadığımız dönem sanatsal açıdan ve derinlikli düşünme açısından beni ve kendi dönemimdeki birçok yönetmeni ciddi anlamda etkilemiştir."

Sinemaya ilk kez 1989'da "Boykot" filmiyle adım attığını belirten Majid Majidi, "Daha çok sinemayı tanımak adına oyunculuğu seçtim. Oyunculuk alanına çok fazla saygı gösteriyorum. Ama aslında oyunculuğu hiç sevmedim. Ben oyunculuk sanatını başından beri sevmemekle birlikte ancak bu yolla sinema dünyasına girebileceğimi biliyordum ve bu yüzden sinema dünyasını tanımak için oyunculuk, tiyatro okumuştum. Ama her zaman benim esas derdim, gayem kendi dünyamı, hayallerimi, kafamdakileri tasvir etmek ve aslında onları yönetmekti." dedi.

"Her film için işe sıfırdan başladık"

Majidi, yaklaşık 10 filmde oyuncu olarak yer aldığını ve aynı zamanda kısa filmler yaptığını ifade ederek, "Benim her zaman hedefim, idealim iyi bir yönetmen olmaktı. Başarılı olup, olmadığıma elbette seyirciler karar verecek. Genel olarak aslında bir yönetmen, bir sanatçı ortak bir cümle söylemeye çalışır. O cümleyi arar, bir ağaç gibi mesela. Bazen dallarına işaret eder, bazen gövdesine ama kafasında olan hep ağaçtır. Ben de aslında o ortak cümleyi bulmaya çalışırken bir iz sürdüm. O da insana hürmet ve var oluşuna dair bir anlam oluşturmaktı." diye konuştu.

İnsana dair sorularının olduğunu ve filmlerinde de bu soruları cevaplamaya çalıştığını belirten Majidi, şunları anlattı:

"Örneğin Cennetin Çocukları filminde mesela yapmaya çalıştığım bütünüyle benim dünyamdı, benim çocukluğumdu ve onları da gelecek nesillere aktarabilmek istedim. Cennetin Çocukları veya bütün filmlerim için bir noktaya işaret etmek istiyorum, herkes aslında bizim yaptığımız filmlerin çok iyi imkanlarla yapıldığını sanıyor. Halbuki durum hiç öyle değil. Biz çoğu zaman hatta her film için işe sıfırdan başladık ve sırf Cennetin Çocukları için sadece 2 yıl yapımcı aradım. Gitmediğim kapı kalmadı ve herkesin cevabı şuydu, 'bu hikayeden bir film mi çıkar?' Çok basit görerek, reddettiler. Buradaki sinemacılara diyorum, sizin de böyle bir derdiniz, idealiniz varsa sonuca ulaşmak için muazzam derecede savaş vermeniz lazım. Kolay bir iş değil."

Usta yönetmen, sinema sanatında en önemli noktanın senaryo olduğuna dikkati çekerek, çok film izlemenin yanı sıra hayatın da iyi bir şekilde izlenerek, toplumla yakından ilişki kurarak senaryoların yazılması gerektiğini söyledi.

Filmlerinde çoğunlukla yeni bir şeyler denemeye çalıştığını ifade eden Majidi, genellikle popüler isimlerden öte tecrübesi olmayan daha önce filmlerde rol almamış birileriyle çalışmaktan daha çok heyecan duyduğunu sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *