Kırşehir Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nde basın açıklaması yapan Keleş, yaklaşık 3 yıldır sürdürdükleri hukuk mücadelesini kazandıklarını belirtti.
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kızının şehit kabul edildiğini ancak Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatından dolayı sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Keleş, uzun süredir mücadele verdiklerini dile getirdi.
Bugün Ankara 5. İş Mahkemesinde görülen davanın, kızının şehit kabul edilmesiyle sonuçlandığını belirten Keleş, "Bugün Ankara 5. İş Mahkemesi'nde görülen davada adalet yerini buldu. Kızım şehitliğini aldı. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. İçimize biraz su serpilmiş oldu. Kazaya sebep olan şahıs dışarda ama yine de adalet yerini buldu. Mahkeme kararı bizi çok sevindirdi. Çocuğumuz şimdi yok ama verdikleri kararla onu yaşattılar." dedi.
Ailenin avukatı Osman Yaşar Terazi de ilk celsede karar verildiğini vurgulayarak, "Dosya ile ilgili mahkemenin ilk celsesiydi. Bütün eksiklikler tamamlanmıştı. Karar ilk celsede verildi. Adalet yerini buldu. Sosyal Güvenlik Kurumunun işleminin iptaline müteveffa Buket Keleş'in vazife malulü olmasının kabulüne, davacı tarafa vazife malulü aylığı bağlanmasına karar verildi." diye konuştu.
Kırşehir Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mutlu Kılıçaslan da ailenin 3 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini belirterek, adaletin yerini bulmasından dolayı mutlu olduklarını kaydetti.
Olay Nasıl Gerçekleşti?
İzmir'de, 19 Kasım 2018'de, Sedat A'nın (28) kullandığı 43 DA 218 plakalı hafif ticari araç, İzmirAydın kara yolu Adnan Menderes Havalimanı kontrol noktası yakınında yolun karşısına geçmeye çalışan polis memuru Buket Keleş'e (28) çarpmıştı. Ağır yaralanan Keleş, tedavi gördüğü hastanede 8 gün sonra hayatını kaybetmişti.
İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından kanında uyuşturucu ve uyarıcı madde tespit edilen sanık tutuklanmış, avukatının itirazı sonrası adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Sanık hakkında "taksirle ölüme neden olmak" suçlamasıyla dava açılmış, İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinde 8 Eylül'de görülen karar duruşmasında, sanığa 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verilmişti.