İSTANBUL (AA) Vefat eden klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca (95) için kültür ve sanat dünyasından birçok ismin katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi'nde tören gerçekleştirildi.
Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Yeri doldurulamaz bir insan hazinesine veda etmenin derin üzüntüsü içinde değerli hocamıza Allah'tan rahmet, sizlere, sanat camiamıza ve milletimize baş sağlığı ve sabırlar diliyorum." ifadelerini kullandı.
Alaeddin Yavaşca'nın tıp alanındaki çalışmalarına değinerek, usta sanatçının birden fazla zirvesi olan ulu bir dağ gibi olduğuna dikkati çeken Ersoy, "Şüphesiz hayatı boyunca Türk musikisi vesilesiyle en zarif, en zengin ve özgün şekilde yükselttiği zirve sanat olmuştur. Sanat ruha ve onun duygu dediğimiz dışa vurumlarına hitap etme ilmidir. Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, tıp sahasındaki uzmanlığı kadar insanların hayatına sanat alanındaki ilmiyle de dokunmayı başarmış, derin bir iz ve etki bırakmıştır." dedi.
Bakan Ersoy, Yavaşca'nın aynı zamanda "istisna şahsiyet" kavramının içini bütünüyle dolduran bir insan olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Eski zaman alimlerinin son örneklerinden biriydi demek sanırım bu anlamda doğru bir ifade olacaktır. Birden fazla alanda ve o alanların getirdiği vazifelerle ortaya koyduğu ilmi ve sanatsal eserlerle, yetiştirdiği insanlarla Alaeddin Yavaşça ismi üzerine çokça konuşulması, anlaşılması, araştırılması ve daima faydalanılması gereken engin bir kaynağı ifade eder olmuştur. Sanatçı Alaeddin Yavaşça besteci, icracı, araştırmacıdır, bilimsel bir kalem ve eğitmendir. Bugün Türk musikisi dendiğinde eğitim kurumlarından basılı kaynaklara, özgün eserlerden bu sahaya hizmet etmekte olan birbirinden kıymetli sanatçılara kadar seste, sözde, kişide nereye bakarsanız bakın hocamızın ismini, izini ve etkisini görmeniz mümkün."
AKM içinde yer alan müzik platformunda Yavaşca'nın anısını yaşatmak için bir köşe hazırladıklarını aktaran Ersoy, "Bakanlık olarak bizim onun anısını, ismini yaşatmak, vefa borcumuz. Sadece Kilis'teki evinin restorasyonuyla sınırlı kalmayacağız. Ayten Hanım'la birlikte zaten daha önce de buluştuk, konuştuk. 'İsmini farklı farklı nerelere verebiliriz? Daha sonra yeni nesillere ismini nasıl yaşatabiliriz, aktarabiliriz', bununla ilgili ortak bir çalışmamız var. Milletimiz öz kültürüne nice değerler kazandırmış, duygularına tercüman olmuş, eserleriyle anılarına ortaklık etmiş Alaeddin Yavaşca'yı yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmayı sürecektir. Benim bundan hiçbir şüphem yok. Ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun diyorum. Hocam hepimize örnek olsun." diye konuştu.
"Biz yüzyılın aşıklar kitabına girmiş bir mütemmim cüzüz"
Duygu dolu anların yaşandığı törende usta sanatçının eşi Ayten Yavaşca da bu sıkıntılı günlerde yanında bulunan Bakan Ersoy'a ve tüm dostlarına teşekkür etti.
Yavaşca soyadının çok önemli olduğuna işaret eden Ayten Yavaşca, "Fatih Sultan Mehmet'in kadırgalarının inşasında bulunan büyük büyük Yavaşca dedemizin soyadı ondan bana kadar geldi. Bana hediye ettiği için çok teşekkür. ediyorum. Yavaşca soyadını daima yaşatacağım." dedi.
Ayten Yavaşca, eşinin tedavisi dolayısıyla çok uzun bir süre hastanelerde kaldıklarını belirterek, şunları anlattı:
"Bu hastanedeki yatış süremizce Sinan Kıraç Bey'e minnettarım. Bizi hiç yalnız bırakmadı. Hastanemizdeki başhekimden tüm personele ayrıca çok çok teşekkür ediyorum. Çok uğraştılar onu yaşatmak için çok. Bilemezsiniz. Bebekler gibi baktılar. Onsuz her şey çok zor olacak. Ben onu tanıdığım zaman 19 yaşındaydım ve birbirimizi o kadar çok sevdik ki inanamazsınız. Biz yüzyılın aşıklar kitabına girmiş bir mütemmim cüzüz. Çok üzüntülüyüm. Mütevazıydı, kimseden bir şey istemezdi. Herkesle dosttu. Her bestesini evvela bana okurdu. Benim her şeyim bitti. Ben yarım kaldım."
"Sanat kültürümüzün yaşadığımız yüzyıla aktarılmasında ve yaşatılmasında çok büyük bir rol üstlenmiştir"
Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Başkanı Recep Ergül, "Alaeddin Yavaşca gelecek kuşaklara Türk musikisinin miras olarak kalması ve Türk musikisinin yaşaması için son derece öngörülü bir sanatçı, bir aydın olarak, arkadaşlarıyla beraber 1980'li rahmetli Yıldırım Gürses, Nevzat Sümer ve pek çoklarıyla birlikte MESAM'ı kurmaya karar verdiklerinde epey çetin bir mücadeleden geçiyorlar. 1987 yılında da MESAM'ı bizlere kazandırıyorlar. Şu an onların koltuğunda oturmanın sorumluluğunu ve onurunu yaşıyorum." ifadelerini kullandı.
Ergül, Yavaşca'nın anısını yaşatmak adına MESAM olarak çeşitli etkinlikler düzenleyeceklerini söyledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ise "1976 yılında kurulmuş olan ve 1982'de İslam Teknik Üniversitesi uhdesine bağlanan ülkemizin ilk Türk Musikisi Devlet Konservatuvarının kurucu, yönetim kurulu üyelerinden olan Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca hocamız, sanat ilmini konservatuvarımızda her daim öğrencilerine büyük bir azimle aktarmış ve okulun kuruluşundan itibaren yönetim kurulu ve danışman kurulu birimlerinde büyük bir emek vermiş, katkılar sunmuştur. Uzun yıllar Ses Eğitimi Bölümü başkanlığıyla birlikte sayısız sanatçı, öğrenci, sanat ve kültür insanı yetiştirerek Türk musikisi usulünün, sanat kültürümüzün yaşadığımız yüzyıla aktarılmasında ve yaşatılmasında çok büyük bir rol üstlenmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Programda ayrıca Yavaşca'nın öğrencisi Mustafa Doğan Dikmen, yakın dostlu Cengiz Solakoğlu, Prof. Dr. Mutlu Torun, Cumhurbaşkanlığı Türk Musikisi Koro Şefi Mehmet Güntekin, TRT Müzik Daire Başkanı Ahmet Akçakaya ve Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Utlu konuşma yaptı.
Tören sonunda dua edilerek helallik istendi.
Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca'nın naaşı, törenin ardından cenaze namazı için Fatih Camisi'e götürüldü. Yavaşca'nın cenazesi, Yahya Efendi Haziresi'nde toprağa verilecek.