KADEM'in Kısıklı'daki Genel Merkezinde düzenlenen tanıtım programında konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, kadına yönelik şiddetin dünyanın en önemli sorunlarından biri olduğunu vurguladı.
"Şiddete hakkın yok"
Bu sorunla mücadelenin sadece kadın derneklerini değil, medyayı ve tüm insanlığı ilgilendirdiğine işaret eden Gümrükçüoğlu, dernek olarak en önemli çalışma alanlarının hak sorumluluğu olduğunu, konu kadın ve haklar olunca her türlü şiddetin ilgi alanlarına girdiğini söyledi.
Kadınların onurlarıyla hiç kimseden çekinmeden, korkmadan yaşayacakları bir toplumu inşa etmeyi hedeflediklerini belirten Gümrükçüoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nün çok önemli olduğunu, her 25 Kasım'da şiddeti farklı açılardan ele aldıkları kampanyalar düzenlediklerini, bu kampanyalarda bazen bir kamu spotuyla bazen bir etkinlikle ya da pandemi döneminde olduğu gibi bir sosyal medya uygulamasıyla toplumsal farkındalık uyandırmaya çalıştıklarını anlattı.
Gümrükçüoğlu, önceki yıllarda "Şiddete hakkın yok", "Şiddete göz yumma", "Sen varsan şiddete yer yok" gibi sloganlarla farklı kampanyalar düzenlediklerini ve her birinde şiddetin insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunun altını çizdiklerini aktararak, şunları kaydetti:
"Bu seneki kampanyamızın çerçevesini ise 51 il temsilciliğimizde sahada yaptığımız gözlem ve çalışmalar sonunda belirledik. Özellikle son yıllarda şiddet gören kadınların 'Geliyorum' diyen şiddeti fark edemediklerini ya da şiddetin belirtilerini görmezden geldiklerini anladık. Özellikle ailesinden ve toplumdan destek göremeyen kadınların çaresizlik içinde şiddeti kabullenecek bahaneler ürettiklerine ya da şiddet uygulayıcısının arkasına sığındığı bahanelere inandıklarına tanık olduk. Bu kadınların sıklıkla kullandıkları ifadelerden yola çıkarak bir spot film hazırladık. Filmde pek çok kadının hikayesinde yer alan bu bildik cümleleri duyacaksınız. Sevgiyle şiddetin birlikte kullanıldığı cümleler bunlar. Oysaki gerçekte şiddetle sevgi, bir arada olamaz. Hiçbir bahane, hiçbir gerekçe, hiçbir savunma şiddeti meşru gösteremez. Aslında mesajımız açık. Şiddet ile sevgi yan yana gelemez, biri varsa diğeri yoktur ya da yok olmaya mahkumdur. Bu noktada toplumun her bir ferdinin şiddete karşı mücadelede sorumlu görüyor ve herkesi bu sorumluluğu paylaşmaya davet ediyoruz."
Gümrükçüoğlu, "Şiddetin bahanesi olmaz" etiketiyle kampanyayı yürüttüklerini belirterek, kampanyanın şiddetin toplumsal farkındalığa dönüşmesine katkı sağlamasını temenni etti.
Kadına şiddete dikkati çekmek amacıyla hazırlanan spot filmin basına özel ilk gösteriminin yapıldığı programa, KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile yönetim kurulu üyeleri de katıldı. Spot filmin ilk gösteriminin ardından televizyonlarda ve dijital ortamlarda yayınlanmaya başlayacağı bildirildi.
"Toplumsal bir dönüşüme, farkındalığa ihtiyacımız var"
Programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başak Cengiz cinayetinin hatırlatılması üzerine, herkesi çok derinden yaralayan menfur hadiseden sonra aileye taziyeye gittiklerini ve yanlarında olduklarını ifade ettiklerini aktararak, "Tüm hukukçularımız olayın takibinde. Dava açıldığı zaman müdahil olacağız ve takip edeceğiz. Bu anlamda diğer tüm kadın cinayetlerinde olduğu gibi bunu devam ettireceğiz." dedi.
KadıköyTavşantepe metrosunda bir kadın yolcuya bıçak çekip, tehdit ve hakaret edilmesi olayına da değinen Gümrükçüoğlu, şunları söyledi:
"Dünkü olayda da hepimiz dehşete düştük. Bir metroda olay vuku buldu, sanırım yakalanmış, bu sevindirici bir haber. Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece yakalama tedbirleri ya da hukuki müeyyideler maalesef yeterli olmuyor. Toplumsal bir dönüşüme, farkındalığa ihtiyacımız var. O yüzden medyanın çok büyük sorumluluğu var. Derneklerin bu anlamda sorumluluğu var. Hep birlikte akademinin, sosyal hayatın, tabii ki devletin de... Tek bir açıdan değil, pek çok açıdan bunu ancak azaltabiliriz. Tamamen sıfır olması zaten dünya tarihinde de mevcut değil ama en azından azaltma yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. KADEM olarak şiddete uğrayan kadınların her zaman yanında olduk."
Gümrükçüoğlu, son zamanlarda yaşanan cinayetlerin arkasında bir hikaye olmadığının, birbirini tanımayan kişiler tarafından işlendiğinin hatırlatılması ve bu konudaki çalışmalarının sorulması üzerine, "Bazıları hastalıklı onları ayrı tutuyorum ama sanırım toplumda kadın ve erkek dengesi anlamında kadınlar ve erkeklerin aynı yaşam hakkına ve eşit haklara sahip olduklarını henüz tam içine sindirememiş bazı zihinler var. Çünkü Başak Cengiz olayında failin söylediği cümle dehşet. 'Öldürmeyi düşünüyordum, karar verdim, kadın olmasını öngördüm. Çünkü kadın kendini savunamaz.' Bu cümle gerçekten o zihni açık ediyor. Bu zihin neyi gösteriyor? Kadın ve erkeğin aynı yaşama hakkına sahip olduğunu kabullenemiyor. Biz bununla uğraşıyoruz. O yüzden KADEM, kadın ve erkek için 'varoluşta eşit, sorumlulukta adalet' diyor. Herkesin yaşama hakkı vardır. Hiç kimsenin bir başkasının bu hakkını elinden almak gibi bir haddi, hakkı olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Sadece 25 Kasım'da bu konuyu hatırlamanın mantıklı olmadığını, sürekli bunu yürütecekleri bazı mekanizmaların olması gerektiğini belirten Gümrükçüoğlu, bu kapsamda şiddetin anatomik, hukuki, sosyolojik ve psikolojik yönünü inceledikleri bir eğitim seti hazırladıklarını ve bunu Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokole bağladıklarını, yurt genelinde bu eğitimlerin verileceğini kaydetti.