Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye'de demokrasinin kalıcı olmak üzere kurulduğunu ifade ederek, "Cumhuriyeti kuranlar her zaman hedefe çok partili toplumu yerleştirmiştir. Hiçbirisinin Mussolini'ye, Hitler'e veya çağdaş antidemokratik, demokrasi düşmanı kuramlara ve söylemlere itibar etmediği açıktır." diye söyledi.
Türkiye Barolar Birliğince (TBB), Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 83. yıl dönümü nedeniyle "Sevgi, Saygı, Minnetle" konferansı düzenlendi.
Burada konuşan Feyzioğlu, Atatürk'ü, kurtuluşun ve kuruluşun kadın, erkek tüm kahramanlarını rahmetle ve saygıyla andığını belirtti.
Türkiye'nin, Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan uygarlıkların mirasçısı olduğunu ifade eden Feyzioğlu, "Bu uygarlıklar üzerine Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün evlatlarıyız biz. Hemen belirtmeliyiz ki, Atatürkçü olmayı bir sorun, bir sıkıntı, Türkiye gerçeklerini okuyamama gibi sunma gayretleri, açık bir algı operasyonudur. Atatürk'e saygı dışı söz ve davranışlarda bulunanları biliyoruz ve kınıyoruz. Ayrıca maskelerini takmış Atatürkçülük adı altında başka amaçlara hizmet eden sahte Atatürkçüleri de biliyor ve kınıyoruz." diye konuştu.
Feyzioğlu, Atatürk sevgisinin milletin kalbine işlendiğini, onun Türk milletine kazandırdıklarına her bir vatandaşın yürekten bağlı olduğunu vurguladı. Bu bağlılığın sonsuza dek süreceğini dile getiren Feyzioğlu, "Atatürk'ü anlamadan karşı çıkan zihniyetlere de Atatürkçülüğü kendi tekelinde sananlara da karşıyız." dedi.
Türk milletinin Atatürk'le ve Cumhuriyet'le hiçbir meselesi olmadığını dile getiren Feyzioğlu, "Türk milleti, Atatürk'ü bir büyük milli değer olarak baş tacı yapmıştır, Cumhuriyeti de bir yaşam biçimi olarak benimsemiştir." ifadelerini kullandı.
Feyzioğlu, Atatürk'ün "yurtta barış, dünyada barış" ilkesini benimsediklerini kaydederek, "Bizim görev belgemiz, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesidir. Ne mutlu, gerçekten ama gerçekten Mustafa Kemal Atatürk'ün ışıklı yolundan yürüyenlere." diye konuştu.
"Tarihimizi değerlendirirken ucuzluktan ve küstahlıktan kaçınmak zorundayız"
Feyzioğlu'nun ardından konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı, 20. yüzyılın en önemli portrelerinden Atatürk'ü ölümünün 83. yıl dönümünde andıklarını dile getirdi.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra çoğu devlet adamının tarih sahnesinden çekildiğini belirten Ortaylı, Atatürk'ün ise silinmez bir silüet olarak kalacağını kaydetti.
Atatürk'ün yaptığı devrimlerin kalıcı olacağını vurgulayan Ortaylı, Türkiye'nin kadınlara seçim hakkı tanıyan ilk ülkelerden olduğunu, Parlamentosunda ve devlet organlarında da kadınlara yer verdiğini, bu alanda birçok ülke ile yarışacak konumda bulunduğunu söyledi.
Kadınların sosyal yaşamda daha fazla yer almaya başlamasından sonra Türkiye'nin dönülmez bir ufka girdiğini aktaran Ortaylı, laikliği anayasasına koymasıyla başka bir yolda yürüdüğünü gösterdiğini belirtti.
Cumhuriyetin ardından Türkiye'nin fenden askeriyeye Osmanlı'dan aldığı değerleri geliştirdiğini, bunların görmezlikten gelinmemesi gerektiğini dile getiren Ortaylı, "Tarihimizi değerlendirirken ucuzluktan ve küstahlıktan kaçınmak zorundayız." dedi.
DEMOKRASİ KALICI OLACAK
Cumhuriyetin kurulmasının ardından demokrasinin kalıcı olmasının hedeflendiğini söyleyen Ortaylı, şunları söyledi:
"Türkiye'de demokrasi, kalıcı olmak üzere kurulmuştur. Cumhuriyeti kuranlar her zaman hedefe çok partili toplumu yerleştirmiştir. Hiçbirisinin Mussolini'ye, Hitler'e veya çağdaş antidemokratik, demokrasi düşmanı kuramlara ve söylemlere itibar etmediği açıktır. Hitler Almanyası cumhuriyet idaresinde ve ideolojisinde yeri olmayan bir unsurdur. Bundan bahsedenler yanlış iş yapanlar. Cumhuriyeti kuran insanların hiç değişmeyen, hiçbir zaman taviz vermedikleri, hiçbir zaman vazgeçmedikleri iki tane motif vardır. Bunlardan birincisi Almanya'ya güvenmemek ve Almanya ile fazla dost olmamak. İkinci motif; toplum hayatımızda modernleşme, kadın erkek eşitliğidir."
Türkiye Cumhuriyeti'nde önemli kurumların bulunduğunu, ordunun bunlardan biri olduğunu vurgulayan Ortaylı, kurmaylık eğitiminin, komutanlığın önemine değinerek, "Son zamanlardaki operasyonlar, Türkiye'de ordunun ve bahriyenin içine sızarak onu zayıflatmak ve dağıtmak gibi operasyonlar, basit bir kasaba fanatizminin ötesinde, okyanusun ötesinden düzenlenmiş olaylardır." ifadelerini kullandı.