"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Kapalı
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5132 %0.22
36,4535 %0.43
3.172.649 %0.701
2.867,75 1,08
Ara
İşçi Haber Gündem Trabzon’da Şiddete Sıfır Tolerans paneli

Trabzon’da Şiddete Sıfır Tolerans paneli

Trabzon’da ”Şiddete Sıfır Tolerans” paneli gerçekleşti.

Trabzon'da, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" dolayısıyla "Şiddete Sıfır Tolerans" paneli gerçekleşti.

Vali İsmail Ustaoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelin açılışında, Türk milletinin kültüründe ve dininde çok özel bir yer tutan kadınların her zaman el üstünde tutulmayı, sevgiyi ve saygıyı hak ettiklerini bildirdi.

Kadına şiddetin önlenmesine yönelik devlet tarafından birçok çalışma yapıldığını ifade eden Ustaoğlu, "Unutmayalım ki kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Kadınlarımızın yani geleceği şekillendiren bu kıymetli insanların daha adil, huzurlu, güvenli ve barış içinde bir dünyada yaşayabilmesi ümidiyle tüm kadınlarımızın mutlu, sağlıklı ve sevgi dolu bir dünyada hiçbir şiddete maruz kalmadan yaşamalarını diliyorum. Kadına yönelik şiddette bir sayısı bile çoktur ve bir sayısına bile tahammülümüz yoktur." diye konuştu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu da yapılan araştırmalara göre kadına yönelik şiddetin neredeyse tüm dünyanın ortak problemi olduğunu belirtti.

Bu konuda toplumun ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Zorluoğlu, "Bu şiddetle mücadelede ana sorumlu devlettir ama sadece devletle yapılacak çalışmalarla üstesinden gelebileceğimiz bir sorun değildir. Toplumsal bir mücadeledir ve ancak toplumun tüm kesimlerinin bu anlamda bilinçlenmesi ve birlikte adım atmasıyla üstesinden gelebileceğimiz bir sorun gibi geliyor." ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Ayşe Sula Köseoğlu, Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez, Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erdal Özer ve Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Betül Saylan'ın konuşmacı olarak yer aldığı panele geçildi.

Ayşe Sula Köseoğlu, kadına yönelik şiddeti önlemek için hem uluslararası hem ulusal hem bölgesel hem de yerel çok ciddi farkındalık çalışmaları yapıldığını, Türkiye'nin bu anlamda yıllar içerisinde çok ciddi mesafe aldığını söyledi.

"Elbette ki koruyucu tedbirleri uygulayacağız, bir farkındalık ortaya koyma noktasında kurum ve kuruluşlarımız bir ayrıcalık ortaya koyacak ama işin özünün sevgiden geçen bir toplum oluşturmaktan geçtiğine inanıyorum ben." ifadesini kullanan Köseoğlu, "Aslında kadına yönelik şiddetle mücadeleyi sanki erkekle mücadele gibi algılayan bir bakış açısı da var. Biz kadının zayıf olan, toplumun zayıf kesimlerinin gelişmesini ve ilerlemesini, o dengenin sağlanmasını savunurken bunu erkeğe karşı bir hınçla, bir düşmanlık kisvesiyle yapıldığı zaman 'Neden şiddet azalmıyor?' sorusunun cevabını burada buluyorum ben." değerlendirmesinde bulundu.

Erdal Özer: "Bu suçu kendi ülkemizde minimuma indirmemiz gerekiyor"

Prof. Dr. Erdal Özer, kadın cinayetlerinin Türkiye ve dünyadaki durumundan bahsederek, araştırma ve gözlemlerini paylaştı.

Kadınların, genellikle bir erkek tarafından öldürüldüğünü ancak bir erkeğin motivasyonuyla bir kadın ya da bir çocuk tarafından da öldürüldüklerini, ayrıca zaman zaman da intihara zorlandıklarını aktaran Özer, şöyle devam etti:

"Bizim kadın intiharlarını da çok dikkatli incelememiz lazım, adli tıpçılar olarak. Hukuk sistemi olarak, emniyet olarak, jandarma olarak. Her gördüğümüz intihar iddiasındaki olguyu, özellikle kadınlardaki olguyu muhakkak 'Bu bir kadın cinayeti midir?' diye aklımızın bir tarafında bu soru kalmalı ve bunu araştırmamız gerekiyor. Bizde ki yöntemlerden biri de şu; 16 yaşındaki kız çocuğuna 'Kendini as, namusunu kurtar.' diyorlar. Bizim bunlarla mücadele etmemiz gerekiyor, bunlara da algımızın açık olması gerekiyor."

Özer, şu sözlerle açıklamada bulundu:

"2013 yılındaki meclis araştırma raporunda '20022009 yılları arasında kadın cinayetlerinde yüzde 1400'lük artış olduğu' kaydediliyor. Aslında buradaki kritik nokta şu; burayı herkes ters olarak anlıyor. Burada kadın cinayetlerinde bir artış yok. Kadın cinayetleri hep sabit, hep belli bir oranda yapılıyor. Bu, şu demek; artık bu kadın cinayetleri tanınıyor, takip ediliyor, izleniliyor, devlet bunu yakalamaya başlıyor. Var olmayan bir istatistiği ortaya koyduğu için yüzde 1400 çıkıyor. Yoksa suç bugün ortaya çıkmadı. Bu vardı. Bu istatistiğin artıyor olması, evet insanların ölümü ülkemizin durumu için kötü gibi gözüküyor fakat bu istatistiğin artması devlet örgütünün görevini yaptığı anlamına geliyor, cinayete uğrayan kadınları tespit ettiği anlamına geliyor, bunları çözmek için gayret ettiği anlamına geliyor. Bu istatistiklerden hiçbir yöneticinin, hiçbir çalışanın, hiçbir adli tıpçının korkmaması, bunu ortaya koyması lazım. Bunları yapıyorsak hepimiz işimizi yapıyoruz gibi bir anlama geliyor. Ortada artan bir şey yok aslında. Ortada tespit edilen bir suç var."

Panel, soru-cevap bölümünün ardından bitti.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *