ANKARA (AA) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) bünyesinde kurulan Karabağ İnsan Hakları Gözlem Grubu tarafından hazırlanan "Ermenistan'ın Karabağ'daki Eylemleri: İnsan Hakları İhlalleri ve İhlallerin Takibi Raporu" kamuoyu ile paylaşıldı.
TİHEK Başkanı Muharrem Kılıç, kurum binasında raporun tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında, Karabağ İnsan Hakları Gözlem Grubu'nun savaş bölgesinde, Azerbaycan'ın birçok yerinde, insan hakları ihlallerinin gerçekleştiği yerlerde ziyaretlerde ve yerinde tespitlerde bulunduğunu söyledi.
Kılıç, uzunca bir çalışmanın sonucunda, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Acer başkanlığında bu raporun hazırlandığını ifade ederek, "Bu rapor, söz konusu insan hakları ihlallerinin takibini taahhüt eden öngörüye de sahip. Bu raporun ve TİHEK'in önemli mesaisinin; gerçekliğin, hakikatin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağına inanıyorum." dedi.
Rapor hakkında bilgi veren AYBÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Acer, Ermenistan'ın bir yıl öncesine kadar işgal ettiği Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde bu zamana kadar meydana gelen insan hakları ihlalleri ile 27 Eylül 2020'de başlayıp 44 gün süren çatışmalar esnasında yaşanan insan hakları ihlallerinin tespit edilmesi ve yayınlanmasının önemine işaret etti.
Karabağ İnsan Hakları Gözlem Grubu'nun yaklaşık bir yıl çalışarak, Azerbaycan Ombudsmanlığının desteğiyle yerinde tespitlerde bulunarak, yayınlanmış raporları gözden geçirerek, bazı beyanları dikkate alarak, detaylı bir rapor hazırladığını belirten Acer, şunları kaydetti:
"Bu raporun önemine ilişkin söylenecek bazı hususlar var. Ermenistan ve Ermeni Diasporası tarafından yıllardır, özelikle Türkiye, ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştiren ülke ya da millet şeklinde lanse edilmeye çalışılmıştır. Ancak gözden kaçan bir husus vardı ki, Ermenistan 28 yıldır Karabağ'da işgal ettiği topraklarda ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştiriyordu. Bunlar gerçek manada tespit edilip uluslararası kamuoyuyla paylaşılmadığı için belki de bu önemli durum dikkatlerden kaçıyordu. Bu rapor, bu eksikliği giderme adına büyük bir adım. Bu raporla birlikte Ermenistan'ın işgalinden bu tarafa ve son yaşanan 44 günlük çatışmalar esnasında Karabağ'da gerçekleştirdiği uluslararası savaş hukuku kuralları ihlalleri, temel insan hakları ihlalleri tespit edilmekte. Ayrıca bu ihlallerin hangi tür hukuki sonuçlara yol açtığını ortaya koymakta, kişisel cezai sorumluluk bağlamında ortaya çıkardığı sonuçları ortaya koymakta. Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı gerçekleştirdiği hukuki ihlallere ve hukuki sorumluluklara da yer vermekte. Sonuç olarak da bundan sonra Ermenistan'a karşı ve bu suçları gerçekleştirenlere karşı hangi hukuki süreçlerin takip edilebileceğine dair bazı öngörüleri ortaya koymaktadır."
"İnsan hakları ihlallerini uluslararası kamuoyunda sürekli dile getirdik"
Azerbaycan İnsan Hakları Komiseri (Ombudsman) Sabina Aliyeva ise tanıtımı yapılan raporun geniş ve detaylı bir çalışmanın ürünü olduğunu ifade etti.
Ermenistan'ın Karabağ'ı işgali sırasında yaşanan insan hakları ihlallerini uluslararası kamuoyunda sürekli dile getirdiklerini söyleyen Aliyeva, bir yıl önceki İkinci Karabağ Savaşında ise Ermenistan silahlı kuvvetlerince sivil yaşam alanlarının yasaklanmış silahlarla hedef alınmasıyla aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini aktardı.
Ermenistan'ın ihlalleri sonucunda yaşanan insanlık trajedisini uluslararası camiaya iletmek amacıyla bir bildiri yayımladığını da anlatan Aliyeva, şöyle devam etti:
"İşlenen bu savaş suçuna karşı yeteri kadar etkinin olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla üzerinden bir sene geçmesine rağmen bunların tekrarlanmaması için bir daha uluslararası kamuoyuna seslendik ve yeni bir bildiri yayınladık. Savaş sırasında sivillere yönelik bu saldırı sonucunda en çok etkilenen masum çocuklarımız oldu. Saldırılar sonucunda 12 çocuk hayatını kaybetmiş, 50 çocuk yaralanmış, birkaç çocuk hem annesini hem babasını kaybetmiş. Biz bunları özel raporlarımızda belirttik. Umuyoruz savaş suçlarına vücut veren bu saldırılarından sorumlu Ermenistan devleti yetkililerine Adalet Mahkemesinde gereken ceza verilecektir."
Aliyeva, TİHEK tarafından kurulan Karabağ İnsan Hakları Gözlem Grubu tarafından hazırlanan bu raporu önemsediklerini belirterek, "Rapor, işgalci gücün yaptığı insan hakları ihlalleriyle ilgili dünya kamuoyunu bilgilendirmekle beraber aynı zamanda gelecek nesillere önemli bir mesaj olacaktır. Bundan dolayı raporun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederim." dedi.
Rapordan
Rapor, Ermenistan'ın Karabağ'ın işgali dönemindeki eylemlerinin neler olduğuna ve hukuki niteliklerine, İkinci Karabağ Savaşı'nda Ermenistan'ın eylemlerinin neler olduğuna ve hukuki niteliklerine, hukuki ihlallerin yasal takibine, söz konusu dönemlerde gerçekleştirilen eylemlere dair cezai sorumluluğu bulunan gerçek kişilerin yargılanmasına ve mevcut durumda insan haklarının ağır ihlalleri anlamında insani krizler doğurma riskleri oluşturan hususların neler olduğuna dair tespitler ile bu sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri içeriyor.
Raporda, bazı genel tespit ve öneriler şöyle sıralandı:
"Birinci Karabağ Savaşı ve sonrasındaki işgal döneminde olduğu gibi İkinci Karabağ Savaşı esnasında da Ermenistan'ın genel anlamda hem uluslararası silahlı çatışmalar hukuku kurallarını hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kurallarını ihlalleri ön plana çıkmıştır. Ermenistan'ın öncelikle yasa dışı savaş planladığı, başlattığı ve sürdürdüğü, söz konusu eylemlerinin barışa karşı suçlar ya da UCM Statüsünün ifadesi ile saldırı suçu oluşturduğu, eylemleri gerçekleştiren kişilerin cezai sorumluluğuna yol açtığı görülmektedir.
Uluslararası hukukun savaş silah ve yöntemlerini düzenleyen kurallarını yaygın biçimde ihlal ettiği görülmüştür. Söz konusu ihlaller, cezai nitelikli eylemler olarak ilgili gerçek kişilerin cezai sorumluluğuna yol açan suçlardır. Silahlı çatışmalarda korunan savaş dışı kişilerden sivillerin hedef alınarak sistematik bir saldırının parçası olarak öldürülmesi, sivil yerleşim yerlerinin bombalanması neticesinde büyük çaplı sivil ölümlere ve yaralanmalara sebep olunması ise insanlığa karşı suçlar olarak değerlendirilebilir. BM Güvenlik Konseyi kararı ya da Azerbaycan ve Ermenistan'ın ortak rızası ile bir uluslararası ceza mahkemesi kurularak cezai soruşturmalar ve yargılamalar yapılması da hukuken bir seçenektir.
Kalıcı bir barış ya da sınır antlaşması imzalanması önem arz etmektedir. Karabağ'ın yabancı güçlerden tamamen arındırılması kalıcı barış ve istikrara büyük katkı sağlayacaktır. Mevcut durumda çok önemli bir sorun da Ermenistan'ın Karabağ'a yerleştirdiği mayınlardır. Söz konusu mayınlar Karabağ'da Azerbaycan'ın fiili kontrolünün sağlanmasını engellemesinin yanı sıra ciddi insani ve yönetsel sorunlar yaratmakta, hala sivillerin hayatına mal olmaya ya da yaralanmalara yol açmaya devam etmekte, doğal çevreye zararlar vermekte ve verme potansiyeli taşımakta, bölgede Ermenistan'ın işlediği diğer suçların tespitinin yapılmasını zorlaştırmakta ve Karabağ'da yerlerinden ayrılmak zorunda kalmış 1 milyonun üzerindeki insanın geri dönüşünü tamamen engellemektedir."