Kentteki bir restoranda düzenlenen "Kayseri Teşkilat Buluşmaları" programında konuşan Kahveci, 2002 yılından 2009'a kadar sendikanın tek yetkili konfederasyon olarak toplu görüşmeleri yürüttüğünü anımsattı.
Bu 7 yılda sendikanın çalışanlara kazandırdığı değerlerin ortada olduğunu belirten Kahveci, "Ama o günden bu yana yetkili olan konfederasyonun ve bağlı yetkili sendikaların ortaya koyduğu tavır da ortada. Daha toplu sözleşmeye attığı imza yürürlüğe girmeden kendi imzasını inkar eden bir yetkili konfederasyonla karşı karşıyayız. Bunlar nasıl hak arayacaklar." diye konuştu.
Gelinen noktada Türkiye Kamu-Sen'in taleplerinin ne kadar haklı olduğunun ortaya çıktığını anlattı
"Dün toplu sözleşmeye imza atanlar, bugün bizim söylediklerimizin yanına geldi. Türkiye Kamu-Sen adam gibi sendikacılık yapıyor. Şimdi ısrarla söylüyoruz. Ekonomik gelişmeler çerçevesinde artan döviz fiyatları, enflasyonun yükselmesi, temel ihtiyaç maddelerindeki artışlar nedeniyle her geçen gün kamu çalışanlarının ve emeklilerin alım gücü düşmektedir. Bu alım gücünü telafi edebilmek için mutlaka ek zamma ihtiyaç var, mutlaka refah payı uygulamasına ihtiyaç var. Yoksa biz 2022 yılını 5+7 ile tamamlayamayız.
Şu an itibarıyla TÜİK'in açıklamış olduğu enflasyon rakamı yüzde 21, Merkez Bankasının yıl sonu enflasyon beklentisi 23,5. Dolayısıyla gelecek yıl için tahmini tutmayan enflasyon üzerinden çalışanlara ücret artışı vermek ve bunu da yetkili bir konfederasyonun kabul etmesinin izahı mümkün değil. Şimdi çıkmış diyor ki ekonomik şartlar değişti. 3 ay önce bunu nasıl göremediniz, niye öngörmediniz. Siz toplu sözleşmeyi imzaladığınızda gerçekleşen enflasyon yüzde 18'di. Sen yüzde 12'ye imza attın."
"15 Aralık'ta 81 ilde eylem ortaya koyacağız"
Kahveci, mutlaka gerçekleşen enflasyon üzerinden ücret artışı verilmesi gerektiğini her kesime söylediklerini aktardı.
Yetkili sendikanın toplu görüşme masasındaki tavrını eleştiren Kahveci, şöyle devam etti:
"Keşke siz de o masada bizim kadar dirayet gösterseydiniz, belki şu anda biz refah payını da almıştık, seyyanen zammı da almıştık. O yüzden Türkiye Kamu-Sen'in yetkili olmaktan başka yolu yok. O masaya oturacağız. Önümüze ne kadar engel koyarlarsa koysunlar, o yetkiyi söke söke alacağız. Bu taleplerimizle ilgili 15 Aralık'ta 81 ilde eylem ortaya koyacağız. Taleplerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Yetkili sendikanın yeniden ücret artımı yapılacağı yönündeki açıklamalarının da bir dayanağı olduğunu düşünmüyoruz ama biz mücadelemizi sürdüreceğiz.
3600 ek göstergenin bir an önce hayata geçirilmesi lazım. 3600 ek göstergenin önümüzdeki aylarda yürürlüğe girmesi için bir başlangıç yapılacak. Ama şuna dikkat etmek lazım, mutlaka tüm çalışanları kapması lazım. Burada çalışma barışını bozacak, birtakım meslek gruplarını dışarda bırakacak bir çalışma son derece sıkıntılı bir sürece sokar, hem kamuyu hem de sendikaları. Sözleşmeli çalışmanın kamuya, kamudaki verimliliğe ya da çalışanlara hiçbir katkısı yok. Anketlerde, alan araştırmalarında görüyoruz. Ailesinden uzak, eğitim mazereti dikkate alınmayan, iş güvencesi olmayan, geleceğe endişeyle bakılan bir istihdam politikası verimliliği artıramaz."