Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Türkiye'yi gezmeye devam ediyor. Özdağ'ın gezisi karadeniz'de devam ediyor. Trabzon'a gelen Özdağ, burada sabah saatlerinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
- Bu durumu Karadeniz'in her yerinde gördük. Sığınmacı ve kaçakların vatanlarına dönmesi konusunda bütün Türk halkı gibi Karadeniz'de umudunu Zafer Partisi'ne bağlamış. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli sorun sığınmacı ve kaçaklar sorunudur. AKP izlediği Türk milletine düşman sığınmacı politikasıyla ülkemizin göç adı altında işgal edilmesinin yolunu açmıştır.
- AKP Türkiye'yi işgal ettirirken Türk milletine karşı da korkunç bir yanlış bilgilendirme dezenformasyon politikası izlenmektedir. Türk milletinden sığınmacılarla ilgili bütün gerçekler gizlenmektedir. 2011 sonrasında izlenen göç politikası ile hazırlanan göç idaresi yasası Türkiye'nin örtülü işgalinin sessiz istilasının alt yapısını hukuki anlamda hazırlamıştır. Dönemin Birleşmiş Milletler temsilcisi ‘Öyle bir göç yasası yaptınız ki insanın göç edesi geliyor' diyerek Ankara'da bir toplantıya damgasını vurmuştur.
- AKP, 2018-2023 uyum planı ile resmi devlet politikası olarak Suriyelilere vatandaşlık verilmesi politikasını benimsemiş, uygulamış ve hala uygulamaktadır. Türkiye'deki Suriyeliler, Afganların, Afrika ülkeleri vatandaşlarının, Pakistanlıların, Irak ve İran'dan gelenlerin rakamları Türk kamuoyundan sistemli bir şekilde gizlenmiştir. Bir bölümünü kendileri dahi bilmemektedirler.
- 2016 yılından bu yana Türkiye'de 3.6, 3.7 milyon Suriyeli olduğu İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanmaktadır. Bu arada Suriyeli kadınların doğum oranı da 5.3 olarak ifade edilmektedir. Doğum oranı 5.3 olan bir halk 6 seneden beri nasıl sabit kalır? Bu matematik bilimine her halde Soylu denklemi olarak geçecek yeni bir teorem ortaya çıkarmamızı gerektiriyor. Birleşmiş Milletler geri dönenlerin sayısını 100 bin olarak veriyor. AKP, 500 bin kişi döndü derken yalan söylüyor.
- Türkiye'de gerçek sığınmacı ve kaçak rakamı devletin resmi belgelerine göre 13 milyonu bulmuş durumda. Ben bu açıklamayı yaptıktan sonra Ankara'da fırtınaların koptuğunu biliyorum. Bu bilgi bana 6 ay önce geldi. Fakat bilgiyi kullanmadım. Bilginin doğruluğunu değişik kaynaklardan test ettim. İki farklı kaynaktan 13 milyon rakamını doğrulatınca Türk kamuoyu ile paylaşma kararı aldım. Yanlış olma ihtimali sıfır.
- Türkiye'de 13 milyon kaçak ve sığınmacı olduğu devletin resmi belgelerinde kayıtlı. Bu 13 milyonun yükünü Türk halkı omuzlarında taşıyor. Bu sayı azalmıyor. Sınırlarımız delik deşik olduğu için her geçen gün buna yeni rakamlar ekleniyor. AKP Türkiye'deki sığınmacı ve kaçak sayısını gizlediği gibi vatandaşlık verilen Suriyelilerin ve diğer yabancıların sayılarını da gizlemektedir.
- 22 Temmuz 2022'de nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü önünde bir basın toplantısı yaptık. Bu basın toplantısında son yıllarda değişik milliyetlerden vatandaşlık verilenlerin sayılarını açıkladım.
- 1 milyon 476 bin 368. 200 bin rakamı yalan. ‘500 bin kişi döndü' derken yalan söylüyor. Dönen sayısı sadece 100 bin. Türkiye'de gerçek sığınmacı ve kaçak rakamı devletin resmi belgelerine göre 13 milyonu bulmuş durumda.
- Temmuz 2022 itibariyle vatandaşlık verilen vatandaşlık verilen Irak vatandaşlarının sayısı 64 bin 540. İran vatandaşlarının sayısı 56 bin 385. Afrika ülkelerinden gelenlere toplam 54 bin 327 vatandaşlık verilmiş. 13 bin 327 Pakistanlıya vatandaşlık verilmiş.
- 37 bin 813 Afgan vatandaşına vatandaşlık verilmiş. 3 bin 716, çoğu Müslüman Kardeşler üst düzey yönetimi olan Mısır vatandaşına Türk vatandaşlığı verilmiş. 14 bin 928 Azerbaycan vatandaşına vatandaşlık verilmiş. 3 bin 831 Özbek ve 4 bin 782 Türkmenistan vatandaşına vatandaşlık verilmiş. 437 Suudi Arabistan ve 563 Ürdün vatandaşına vatandaşlık verilmiş.
- Soylu, seni bir kere uyardım, ben korkutacağın politikacılardan değilim. Özel istihbarat ekiplerin benimle ilgili ancak benim istediğim kadarını biliyorlar. Benim istemediğim hiçbir şeyi bilemezler. Devletin kaynaklarını, parasını, istihbaratını pis hesapların için kullanıyorsun. AKP içinde kimlere hangi kumpasları hazırladığını, kimleri takip ettirdiğini, kimlere itibar suikastı yaptığını biliyoruz! Vekillerin konuşmalarını izlediğini, elinden geçtiğini sen söyledin basın toplantısında.
- Sen kimsin ki TBMM üyelerinin özel görüşmelerini dinleme hakkını kendinde görüyorsun! Seni son kez uyarıyorum Süleyman! Senin fonladığın sözde psikolojik harpçılar bir daha ahlaksız iftiralarla saldırırlarsa, ben senin gibi Twitter’da kimsesiz hesaplar üzerinden onların arkasına saklanıp iftira atmam. Basın toplantısı düzenlerim, bana atmış olduğun iftiraların hepsini kamuoyuna gösteririm, onun karşısında da gerçekleri sansürsüz anlatırım.
- Ben siyasetin terbiye ile ve siyaset sınırları içinde yapılması gerektiğine inanan bir gelenekten geliyorum. Senin gibi, FETÖ ile benzeri yapılarla mafyayla ilişkim yok. Benimle ilgili istediğin dezenformasyonu yap ama bunu yaparken şunu düşün, benim hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok. Senin çok şey var. Ben kimsenin arkasına saklanmam, toplantı düzenler bildiklerimi anlatır, çık cevap ver derim. Sen anladın, sen anladın oğlum!
