Son günlerde medyada yankı bulan yenidoğan çetesi olayı, sağlık sistemindeki özelleştirmenin karanlık yüzünü acı bir şekilde gözler önüne seriyor. Yenidoğan bebeklerin ticareti, yalnızca bireysel bir suç olmaktan öte, toplumsal çürümenin sembolü haline geldi.
ÖZELLEŞME İYİLEŞTİRMEYE GÖTÜRMÜYOR
Ülkemizde sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi uzun yıllardır tartışılıyor. Ancak bu süreçte yaşananlar, özelleştirmenin yıkıcı sonuçlarını net bir şekilde gösteriyor. Kâr odaklı yaklaşım, hasta bakımını ikinci plana iterken, maddi imkânları kısıtlı ailelerin çocukları için sağlık hizmetlerine erişimi neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Yenidoğan çetesi olayı, özelleştirilmiş sağlık sisteminin ne denli denetimsiz olduğunu gözler önüne seriyor. Artık bebeklerin hayatta kalma şansı, sadece ailelerin maddi durumuyla sınırlı. Bu tür suçların artışı, toplumsal güveni ciddi şekilde sarsıyor.
TOPLUMSAL ÇÜRÜME
Bu olay, sağlık hizmetlerinde bir çürümenin yanı sıra, toplumun değer yargılarının da erozyona uğradığını gösteriyor. Bebek ticareti gibi insani bir suistimal, toplumsal vicdanı derinden yaralıyor. Sağlıklı bir yaşam sürme hakkımızın nasıl ihlal edildiğini sorgulamak zorundayız.
Rojin Kabaiş gibi olaylar, bu çürümenin başka bir yüzüdür. Ekonomik kaygıların insana değer biçtiği bir ortamda, yenidoğanların güvenliği ve sağlığı tehdit altındadır.
BİR ÇÖZÜM SAĞLANACAK MI?
Sağlıkta özelleştirmenin yarattığı bu karanlık tabloya karşı, kamu sağlık sistemine yatırım yapmak şart. Özelleştirmenin değil, kamu kaynaklarının güçlendirilmesinin gerekliliği artık aşikâr. Ayrıca, sağlık hizmetlerinde denetim mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesi ve güçlendirilmesi, bu tür suçların önlenmesi açısından kritik öneme sahip.
Toplum olarak, sağlık hizmetlerine dair farkındalığımızı artırmalı ve sosyal dayanışmamızı güçlendirmeliyiz. Yenidoğan çetesi gibi olaylar karşısında sessiz kalmak, geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızın yaşam hakkını tehdit ediyor. Sağlıkta özelleştirmenin sonuçlarına karşı duruş sergilemek, hepimizin sorumluluğudur.