Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretim kurumlarının salgın sonrası dünyayı şekillendirmeye yardımcı olması gerektiğini belirterek "Yeni nesilleri salgın sonrası giderek küreselleşen dünyanın zorluklarına hazırlayacak yeni eğitim modelimizi inşa etmeye çalışırken tüm zorluklarıyla birlikte yeni paradigmadan fayda sağlamanın en etkili yollarını düşünmek zorundayız." dedi.
YÖK Başkanı Özvar, Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesince (UNEC) düzenlenen Ekonomi Forumu'na (UEF Bakü 2021) katıldı.
Başkent Bakü'de düzenlenen forumun "Pandemi Sonrası Dönemde Bilim ve Eğitim" konulu panelinde konuşan Özvar, yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgınının eğitim alanına etkilerini ve çözüm yollarını anlattı.
Özvar, dünyada yükseköğretim sektörünün diğer birçok sektör gibi bu krize hazırlıksız yakalandığını, üniversitelerin eğitimlerine bir süre çevrim içi ve uzaktan eğitim yoluyla devam ettiğini hatırlattı.
Çevrim içi eğitimin bazı belirgin faydaları olduğuna dikkati çeken Özvar, öğrencilerin fiziksel mesafenin zorluklarının üstesinden gelmelerini sağladığını, kişilerin öğrenirken hareket halinde olmalarına imkan tanıdığını, geleneksel öğrenme giderlerinin bir kısmını azalttığını ve eğitimin nüfusun daha geniş bir kesimine yayılmasını mümkün kıldığını kaydetti.
Özvar, dijital bilgi toplumu ve dijital bilgi ekonomisinin tüm ülkeler için bir hedef haline geldiğini, bu amaç doğrultusunda dijital teknolojilere aşina olan nitelikli iş gücüne olan talebin küresel düzeyde artacağını belirterek "Dolayısıyla tüm bunları göz önünde bulundurarak çevrim içi öğrenmenin geleneksel üniversite eğitim yöntemlerine dahil edilmesinin ve hibrit eğitim ve öğretim modellerinin izlenmesinin kaçınılmaz olduğu kanaatindeyim. Hepimizi yükseköğretim paradigmalarında bir değişim beklemektedir. Eöğrenme veya çevrimiçi öğrenmenin, faydaların yanında zorlukları da beraberinde getirdiğinin altını çizmeliyim. Öğrenme alanı, sınıflar, ders müfredatı, ders programları, eğitim programları ve değerlendirme sistemleri gibi yükseköğretimimizin geleneksel konularını yeniden ele almalıyız." diye konuştu.
Son yıllarda çalışma hayatında yaşanan dönüşümler neticesinde iş gücü piyasasında ileri düzey yeterliliklere sahip insan kaynağı ihtiyacının giderek artacağını vurgulayan Prof. Dr. Özvar, istihdam piyasasındaki yükselen trendler ve yeni mesleki eğitim modellerinin yanı sıra esnek meslek profilleri oluşturmanın ve öğrencilere bu doğrultuda gerekli becerileri kazandırmanın yollarının da düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
Özvar, Kovid19 sonrasında üniversitelerin yazılım sektörüne daha fazla kaynak ayırması gerektiğinden, bilimsel projelerin etkinliğini artırmak için araştırmacılara yönelik teşviklerin yalınlaştırılmasının öneminden bahsederek şunları söyledi:
"Sonuç olarak, yükseköğretimin 'eski' yöntemlerine geri dönülmesi gibi bir seçenek yoktur. Artık bizler, yeni nesilleri salgın sonrası giderek küreselleşen dünyanın zorluklarına hazırlayacak yeni eğitim modelimizi inşa etmeye çalışırken tüm zorluklarıyla birlikte yeni paradigmadan fayda sağlamanın en etkili yollarını düşünmek zorundayız.
Yükseköğretim, Kovid19 sonrası dünyayı şekillendirmeye yardımcı olmalıdır. Üniversiteler, toplumlarıyla daha proaktif bir şekilde ilişki kurmalıdır. Ancak o zaman bilgi üretimine daha iyi katkıda bulunabilir, öğrencileri aktif vatandaşlık için eğitebilir ve demokratik ve kapsayıcı bir toplum yaratılmasına yardımcı olabiliriz. O yüzden öncelikle normale dönme sendromundan kurtulmalıyız. Daha sonra bu fikirleri aktif olarak uygulamaya koyabiliriz."
Panelde Özvar'ın yanı sıra Azerbaycan Eğitim Bakanı Emin Emrullayev, Nobel ödüllü Türk bilim insanı Aziz Sancar ve UNEC Rektörü Prof. Dr. Adalet Muradov da konuştu.