Bahçelievler'deki Türk Böbrek Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Erk, 2 yıl önce üç bakanın bir araya geldiğini, "okul gıdası logosu" konusunda bir karar verildiğini ve protokol imzaladığını anımsatarak ancak bu konunun devamının getirilemediğini anlattı.
Okul gıdası logosu
Ebeveynlerin artık okula giden çocuklarına beslenme çantası hazırlayamadığını belirten Erk, okul kantinlerinde aşırı tuzlu, şekerli ve trans yağlı ürünlerin satılmasının da sıkıntı olduğunu ifade etti.
En son haziran ayında Bilim Kurulu tebliği çıktığını, bu tebliğde okul gıdasının ve logosunun nasıl ve nerede kullanılacağının anlatıldığını kaydeden Erk, şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu açısından bunun irdelemesine devam edecek. Konu sağlıkla, sağlıklı beslenmeyle ilintili olduğu için... Tarım ve Orman Bakanlığı işin denetimini yapacak. Bunun haricinde Milli Eğitim Bakanlığı da genel koordinasyon ve bu tebliğe, bu yönetmeliğe uyum var mı yok mu onu sağlayacaktı. İki yıllık ötelemeden sonra artık dedik ki 'yeter, herkes hazırlığını yaptı' ama pandemi hala süre geliyor. 6 Eylül'ü dört gözle bekledik. 6 Eylül'de yürürlüğe girdi. Ama yaptığımız bütün araştırmalarda, ancak şunu da söyleyeyim parantez içinde okullara giremiyoruz, çünkü ebeveynler bile giremiyor ama aldığımız bütün şifahi bilgiler doğrultusunda, okulların büyük çoğunluğunda ne yazık ki 'okul gıdası logolu' ürünler satılmıyor. Son çıkan tebliğde, 'yakın market alışveriş merkezi ve bakkallarda satılabilir' dendiği için orada daha fazla okul gıdası içeren logolar görmeye başladık. Şimdi bunu gördüğümüz zaman da şaşırdık çünkü oralara giriş yapabiliyoruz, tespitlerimiz var."
"Okul gıdası logosu" almaya yakın olmayan ürünlerin de gıda logosu aldığını ve satışa arz edilmiş durumda bulunduğunu anlatan Erk, "Kesinlikle sıkıntı. Eğer bir ülkede 3 milyon had safhada obez varsa daha da vahimi bunun yüzde 60'ı yani 1,8 milyonu çocuk yaşında ise ve de daha da vahimi bu yüzde 8 oranında her yıl artış yapıyorsa geleceğimiz karanlık. Sağlıklı nesiller için bu konuda denetimin bugünden itibaren mutlaka başlaması lazım. Biz Türk Böbrek Vakfı olarak 2 sene evvelki mutlu girişimin takibini yapmakla mükellefiz. Çünkü sağlıklı nesiller, sağlıklı bir ülke demektir." ifadelerini kullandı.
Annelerin beslenme çantasına ne koyması gerektiği konusunda artık bir kanaat oluşması gerektiğine dikkati çeken Erk, eline aldığı bir ürünü göstererek, "Bu ürünün içinde aşırı şeker olmasına rağmen, bu aromalı yoğurtta, marka önemli değil, okul gıdası logosunu almış ise bir derece ama daha da vahimi üzerine bir de sanki içindeki şeker yetişmiyormuş gibi ilave şeker gelmesini kesinlikle kabul etmiyoruz." dedi.
ilgili haberi okumak için tıklayın
Türk Böbrek Vakfı Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın da okulların açılmasıyla birlikte "okul gıdası logosu" uygulamasının tekrar gündeme geldiğini ve yürürlüğe girdiğini belirtti.
Okul kantinlerinde logoya geçişte bir zayıflık olduğuna değinen Aydın, bütün okullarda bu logoyu göremediklerini söyledi.
Bazı "okul gıdası logosu" almış ürünlerde fazla miktarda şeker bulunabildiğini, bunun önüne geçilmesi gerektiğini dile getiren Aydın, "Özellikle aşırı şekerli yiyecekler ve içecekler tabii ki çocuklara uzun vadede de kısa vadede de problemler oluşturabilir. Şeker hastalığı, obezite gibi problemler oluşturabilir çocuklarda. O yüzden kantinlerde satılan ürünlerin çok çok dikkatli alınması, denetlenmesi gerekmekte. Çünkü bu ürünler denetlenmezse çocuklar rahatça bu ürünlere ulaşabilecek ve ailelerinin bilgisi haricinde yanlış, sağlıksız beslenebilecek." diye konuştu.
Okul kantinlerinde satılması gereken gıdalara ilişkin şunları söyledi:
"Süt ve süt ürünleri, kuru meyveler, kuru yemişler, bununla birlikte sağlıklı sandviçler okul kantinlerinde olması gereken yiyecekler ve içecekler. Olmaması gerekenler; kolalar, gazlı içecekler, aromalı yiyecek ve içecekler. Bunun yanında cips, kraker, tuzlu yiyecekler, tuzlu içecekler, fazla miktarda şeker içeren kekler bunlara dahil."