Dr. Şuayip Birinci, Tazefikir Group ve Future X Events tarafından İstanbul Fişekhane Etkinlik Merkezi'nde "Bilgiden İlham Alıyor, Bilimle Yaşıyoruz" temasıyla düzenlenen "The Future Healthcare İstanbul Uluslararası Konferansı"nın açılışında, Türkiye'de sağlık alanında bugüne dek yaptıkları çalışmalar ile gelecekte sağlıkta nelerin yaşanacağına dair sunum gerçekleştirdi.
Türkiye'nin en önemli araçlarından birisinin herkesin kendi sağlığını yönetecek araçlar geliştirmesi olduğunu söyleyen Birinci, "Hem kişiyi güçlendirmek hem sağlık profesyonelini güçlendirmek hem de bu süreci yönetecek kamu gücünün, sigorta şirketlerinin işini kolaylaştırmak. Hastayla hekim arasındaki bilgi asimetrisini azaltmak." diye konuştu.
İnovasyon ve yenilik kavramlarının sağlık alanında daha fazla öne çıkmaya başladığını aktaran Birinci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Aklınıza gelebilecek her alanda inovasyon ihtiyacı var. Sağlık sisteminin yenilendiği, birçok yabancı ülkenin sağlık sistemini restorasyon aşamasına geçeceğinin bu pandemi sonrası, burada iyi bir fırsat olduğunu, gerçekten en önemli inovasyon alanlarından birisinin de bu olduğunu, Türkiye için de bu bağlamda sektör içinde bulunan insanlar için de güçlü bir kalkınma hamlesinin aracı haline gelebileceğini düşünüyorum. Bütün bunları yaparken ciddi bir beşeri sermayeye ihtiyacınız var. Sağlıkta insan gücünün çok iyi olması lazım. Bizim en büyük avantajlarımızdan biri sağlık profesyonellerimizi ülkede çok ciddi bir zihinsel kapasiteden seçiyoruz. Genelde yüzde 12 civarında hekimlerimizin seçildiği bir zihinsel kapasite var. Bu anlamda ciddi bir avantajımız var. Toplum içinde hekimliğin, sağlık profesyoneli olmanın önemli bir saygınlığı var. Bu bizim sektörün en önemli güçlerinden biri. Çünkü gücümüzü ciddi anlamda beyinden alıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık açısından ciddi fırsatlara sahip bir ülkeyiz
Dr. Birinci, sunumunda, 19502017 ve 2050'deki yaş grafiğinin yer aldığı bir tabloya işaret ederek, ileride yaşlı nüfusun çok artacağını, hastaneye başvuru oranının yüksek olduğu nüfus kitlesiyle karşı karşıya kalınacağını, bunun hem maliyet hem de sistem operasyonu açısından ciddi bir kapasite gerektireceğini belirtti.
Sağlık hizmetinin iyi olduğu ülkelerin, insanların emekliliğini yaşamak istediği ülkeler haline geleceğini anlatan Birinci, bu anlamda, Türkiye'nin hem coğrafi konumu hem iklimi hem nitelikli sağlık altyapısı açısından bir fırsata sahip olduğunu, bu alanda ciddi bir kapasite oluşturabileceğini düşündüğünü kaydetti.
Belki pandemi sonrasını avantaja çevirmek lazım
Türkiye'nin sağlık sisteminin kalkınma modeli içerisinde bir araç haline gelebileceğini aktaran Birinci, şöyle konuştu:
"Çünkü nitelikli insan kaynağımız sağlık alanında gerçekten çok iyi. Adanmışlığımız, birey başına hizmet kapasitemiz oldukça yüksek. Sağlık hizmeti sunumu ihracatı AfroAvrasya bölgesi bizim için bir fırsat. Bu coğrafyada en iyi sağlık hizmeti veren ülkelerden biriyiz. En erken bize ulaşılabiliyor; 1,5 saatte. 4 saatte 1,5 milyar insana ulaşabilen bir altyapımız var. Dünyada en çok destinasyona uçan havayolu şirketi Türkiye'ye ait. Böyle baktığınızda aslında sağlık açısından ciddi fırsatlara sahip bir ülkeyiz. Sağlık endüstrilerine daha fazla yatırım ve ihracat kapasitesine odaklanmamız gerekiyor. Belki pandemi sonrasını avantaja çevirmek lazım. Pandemi sonrasında gelişmiş ülkeler, sağlık sistemlerinde bir restorasyona gidecekler görünüyor. Bu restorasyonda özellikle Türkiye'deki endüstride bulunan, sağlık sektöründe çalışan hem kişi hem de kuruluşların iyi bir fırsat oluşturabileceğini düşünüyorum. Çünkü birey başına bu kadar nitelikli sağlık hizmeti verip, bu kadar az kaynakla bu kadar yüksek memnuniyet sağlayan başka bir dünya ülkesi yok. Bizim için bir fırsat."
"Neyim Var?" uygulaması
Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, Türkiye'de dijital sağlık alanında yapılan çalışmalara ve Kovid19 salgını sürecinde geliştirilen uygulamalara da değindi.
Uzun süredir üzerinde çalıştıkları "Neyim Var?" uygulamasından bahseden Birinci, şu bilgileri paylaştı:
"Türkiye'de her gün 2 milyon muayene var. Şimdi Kovid sebebiyle biraz azaldı. Yüzde 6'sı yanlış branşa başvuruyor. Baktığınızda, 120 bin kişinin alabileceği tedavinin belki etkin bir şekilde alınmasını engellemiş oluyoruz. Yanlış branşı seçiyor, yanlış tesise gidiyor. Bu uygulama ne yapıyor? Kişiye tıbbi, anlayacağı sorular soruyor. Sonra branş önerisinde bulunuyor ve 5 tanıda en çok hangisi, oranların yüksekliğine göre de kendisine bilgi veriyor. Bunu geçen hafta açtık. 2 milyon giriş oldu. 90 bin civarında tanısıyla beraber sonuçlanan raporlar oldu. Hekim sizi muayene ettiği zaman da sizin ona verdiğiniz cevapları görüyor. Bundan sonraki süreçte en kritik hedefimiz, bu geri bildirimlerle tedavi süreçlerini etkin planlanmasını sağlamak. Bazen çok gereksiz tetkikler istiyor hekim, o hastalığı bulmak için. Sistem rehbere uygun, onun tanıya ne kadar hızlı ulaştığını ölçecek ve o kişiye makale önermeye başlayacak. Böylece hekimin sürekli öğrenme kapasitesini geliştirip, ona yardım edeceğiz ve sağlık profesyonellerinin elini rahatlatacağız."
Dr. Şuayip Birinci, gelecekte daha kompakt, içinde inovasyon merkezleri olan özelleşmiş hastanelerin, biyomühendislik ve sağlık endüstrisinin tamamıyla sistemin içine daha yaklaştığı, değer bazlı, çıktı bazlı ödemenin olduğu, işini iyi yapanın her yerde daha iyi maddi karşılık bulduğu bir sağlık sisteminin kendilerini beklediğini sözlerine ekledi.