CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Altay'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
''Dün buradan EYT dedim, hemen dedim, milletin umutlarıyla oynamayın dedim. Genel Kurul’a geçtim. Vay şovlar başlamış. EYT, güya Meclis’e gelmiş. AK Partili vekiller, kameralar, cep telefonları karşısında EYT kanun teklifine imza atarken poz veriyorlar. Foto şov, imza şov yarışı başlamış. Ve milyonların umudunu imza şova çevirmişler. Pes. Sordum, hakikaten metin geldi mi Meclis’e dedim. Kem küm, gak guk. Bekliyoruz, verilmiş sözler var. Metin ortada mı? Bana sorarsanız yok. Özellikle bizim basıncımız dün burada söylediklerimiz, EYT’lilerden gelen yoğun talepler, AK Parti’de TBMM’de kanun yapma yerinde imza şov yapma görseli sergilenerek yine milyonların umudu ile adeta dalga geçilmiş gibi görünüyor. Eğer teklif gerçekten dün geldiyse, imzaya açıldıysa; kâğıda imza atmak kolay, bugün bu teklifi Meclis Başkanlığı’nda görmek istiyoruz. Bugün. Eğer bu bugün gelmiyorsa Meclis Başkanlığı’na bilin ki ortada kimsenin umudunu, moralini bozmak da istemiyorum ama gerçekleri söylemek gibi bir görevimiz var, teklif henüz ortada değildir.
EYT’LİLERE ÇAĞRIDA BULUNUYORUM; BASINCA, TALEBE, FERYADA DEVAM
Maliye Bakanı, para var, sorun yok diyor. Güzel. Erdoğan, 1 Ekim demişti. Temmuz ayında demişti. Ekim geçti, kasım, aralık, ocak… Şubata geldik. Cumhurbaşkanı bu yeni yıla kalmayacak demişti. Kaldı Erdoğan. EYT’liye anasının ak sütü gibi hakkı olan maaşları iki ay geç verirsen kar edeceğini mi düşünüyorsun? Ver zamanında. Hani yeni yıla kalmayacaktı? Şimdi şubat deniyor. Ey EYT’liler tamam bu iş bitti gözüyle bakarsanız belki bu marta kalacak. Belki nisana. Buradan EYT’lilere çağrıda bulunuyorum; basınca, talebe, feryada devam. Bunlar bu dilden anlar. Tamam bu iş bitti diye rehavete kapılmayın. Çünkü rehavete kapıldığınız her gün maaşınızı bir ay geç almanız demektir. Milletin umutları ile kimse oynamasın. Öyle görülüyor ki bu EYT’liler 3 ay geç alacaklar maaşlarını. Şovu bırakın, teklifi başkanlığa ulaştırın. Bu teklifin iki saat işi var.
'ŞOVU BIRAKIN VE TEKLİFİ BUGÜN BAŞKANLIĞA ULAŞTIRIN'
Özlem Hanım (AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin) diyor ki dün ‘Mart, bakalım, belli olmaz’ noktasında. Hani mart, bastıracağız, İnşallah olacak. Ocak ve şubat ne olacak. EYT'linin 2 aylık maaşı ne olacak Erdoğan? Göz dike dike bunu mu buldun? EYT’linin 3 kuruş emekli maaşına mı göz dikiyorsun? Şovu bırakın ve teklifi bugün Başkanlığa ulaştırın. CHP hazır. Söz verdik. Hiç kem küm yok, orası burası yok. Vatandaşın, EYT’linin aleyhine bir şey yoksa bu teklifin bir saat komisyonda bir saat Genel Kurul’da işi var. İki saat. İsteniyorsa aynı gün. 48 saat kuralını partilerin mutabakatı ile esnetiriz ve Genel Kurul’da çıkarırız. Çıkmıyorsa bilin ki AK Parti, EYT’lilerin umutlarını malzeme yapmaya, umutlarıyla oynamaya devam ediyor.
'EYT’LİLERİN SABRINI DAHA FAZLA TAŞIRMA'
AK Parti, Erdoğan; nur topu gibi bir meselemiz daha var. EYT’ye hadi hallolur, gecikmeli de olsa. Bir de ne var, EST. Artık bunu konuşacağız. Emeklilikte Staja Takılanlar. Bu kitle de çok büyük. Etkili bir kitle. Ve hakları. Dün söylediğim gibi, onların da hakları. Bu bir haktır. Bir hak talebidir. EST meselesini, kamuoyunun bildiği haliyle staj mağdurları meselesini de paşa paşa çözeceğiz. Buradan hiç geri dönüş yok. Erdoğan, şöyle yapacak, EYT’te yaptığı gibi ‘olmaz, yan gelip yat, iki maaş falan, asla olmaz’ dedi. Şimdi paşa paşa bu noktaya geldi. Erdoğan, EST konusunda da paşa paşa mı desem tıpış tıpış mı desem bu noktaya geleceksin. EYT tamam değil ama artık bu noktadan da cayamazlar diye düşünüyorum, şimdi artık önümüzdeki günlerde Erdoğan yeni bir gündemin oldu nur topu gibi. EST. Onlar da tıpkı EYT’liler gibi örgütler, organizeler. Haklarını arıyorlar. Ver, ver ki aday olacağım diyorsun. Seçim geldi. Ver belki sana oy verirler. Verirler vermezler, bilmem. Ben isterim ki hepsi bize oy versin. Ama sana da verebilirler. EST’yi de hallet. Ve lütfen artık EYT’lilerin sabrını daha fazla taşırma.
'EYT’LİDEN ÇAL, ZENGİNE VER, EST'LİDEN SAKIN ZENGİNE VER'
Kur Korumalı Mevduat… Soruyoruz Erdoğan’a, zenginin parasını dolar karşısında korumak için Kur Korumalı Mevduat diye bir ucube sistemi çıkardın. Bugüne kadar 92 milyar hazineden zenginin parası dolar karsında değer kaybetmesin diye para ödedin. Fakir fukaranın yok öyle parası. Zengine ödedin. Çocuk bezinden, sütten, peynirden, doğal gazdan aldığın vergiyi götürdün 92 milyarı verdin. Bununla kalsa iyi. Bunların 19 milyarlık vergisinden de vazgeçtin. Ne uğruna? Güya dolar aşağıya inecekti. Peki, 92 milyar, 19 milyar… Bitti mi? Hayır. Bizim mevzuatımıza göre hazinenin ödediği kadar da Merkez Bankası ödüyor. Ne kadar? Merkez Bankası açıklamadı. Yılsonu bilançosunda göstereceğim dedi, göstermedi. Meclis’e de bilgi vermediler. Soruyoruz her şeyi Arap saçına çeviren Merkez Bankası’na, sen kaç para verdin Kur Korumalı Mevduat sahiplerine? Bizim mevzuatımıza göre en az 90 milyar da sen verdin. Ne etti, 200 milyar TL. Eski parayla 200 katrilyon. Ne uğruna? Niye verdin? Fakir fukaradan topladın, devletin kasasından zenginin banka hesaplarına niye para yatırıyorsun? Versene EYT’lilere. EYT’liler iki aydır hak ettikleri maaşı alamamış olacaklar. EYT’liden çal, zengine ver, EST’liden sakın zengine ver. Bunu kabul etmek mümkün değil.
'EYT’Yİ UZATTIĞI GÜNÜ KAR, ZENGİNİ KORUMAYI DA GÖREV SAYIYOR'
Bugün beyefendi Erdoğan imza atmış. Neye atmış? Kur Korumalı Mevduat vergi muafiyetinin süresini 2023 sonuna kadar uzatmış. Pes. Yani diyor ki ben zenginden vergi almam kardeşim, fakir fukaranın alışveriş yaparken ödediği ÖTV, KDV benim işimi görüyor… Ayıp. Devletin bütün yükünü fakir fukaraya yükledin ya. Millet markete gidemiyor; süt, peynir, et alamıyor. Beyefendi imzayı bugün attı. Kur Korumalı Mevduatta vergi muafiyetine devam. Bu şu demek, 2023’te en az 19 milyar devlet zenginden alacağından vazgeçti. Fakir fukaradan alacağından vazgeçmiyor. EYT’yi uzattığı günü kar, zengini korumayı da görev sayıyor. Böyle bir kafa Türkiye’yi yönetiyor.''