İmar Yasasına takılanlar Derneği İzmir Konak Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. Düşük atlı bina sahiplerinin katılımı ile gerçekleşen mitingde konuşma yapan İmar Yasasına takılanlar Derneği Başkanı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 2018 yılında çıkarılan imar barışı yasasının uygulanmasından sonra çeşitli mağduriyetlerin olduğunu belirterek,
“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 2018 yılında çıkarılan imar barışı yasasının uygulanmasından sonra da çok çeşitli mağduriyetler oluşmuştur. Kentsel dönüşüm ve bina kimlik uygulaması ile bu problemlere çözüm üretilmemiştir”dedi.
DEPREMLERDE İNSANLAR NEREYE SIĞINACAK?
Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu ve olası depreme karşı insanların sığınacağı yeri olmadığını belirten Hacıoğlu, “Deprem, ülkemizin sağlam yapı stoku konusunda ciddi sorunları olduğuna da işaret etmektedir. “Deprem kuşağı içinde bulunan ülkemiz, ileride olacak depremlerde insanlar nereye sığınacak sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. Devletimiz tüm maddi imkanlarını zorlayarak yıkılan binaların yerine yenilerini yapmaya, depreme dayanıksız binaları kentsel dönüşümle yenilemeye çalışıyor.
Çoğu kırsal bölgelerde vatandaşın deprem, pandemi ve pahalılıktan kaçmak için kendi tapulu arazisinde yaptığı geneli 1-2 katlı sağlam milyonlarca ev ne olacak? Sağlam evleri yıkmak yarardan çok zarar doğurmayacak mı? ülkemizdeki ekonomik krizlerin tam ortasında, artan kira, ev, inşaat malzemesi yatları toplumsal huzursuzluk konusu olmakta, kiracılar-ev sahipleri, birbirlerini öldürmeye teşebbüs etmekte, milyonlarca TL ev yatları, binlerce TL ev kiraları insanları patlama noktasına getirmiştir.
Bu şartlarda, bir kişinin ruhsatsız diye köyündeki 1 katlı sağlam evini yıkmak demek, onun şehirlerde potansiyel bir “sözde ruhsatlı” apartman dairesi kiracısı ya da müşterisi olması demektir. Bu da göçün, kira ve ev yatlarının, kavgaların artması demektir. Depremlerde kaçıp sığınacak yerimizin olmaması demektir. Mutsuz, evsiz vatandaşlar demektir. Milli ve bireysel servetin yok olması demektir. Yani bindiğimiz dalı kesmek demektir”dedi.
''RUHSATSIZ DİYE TÜM EVLERİ YIKMAK ÇÖZÜM DEĞİLDİR''
Ruhsatsız olan evlerin yıkılmasının çözüm olmadığını belirten Hacıoğlu,“Ruhsatsız diye tüm evleri yıkmak çözüm değildir, özel mülk üzerindeki bu evleri sağlamsa “bina kimlik belgesi” ile kayıt altına alarak topluma ve ekonomiye kazandırmak kuşkusuz en mantıklı çözümdür. Bu şekilde devlet, hem konut soruna olumlu bir katkı yapacak, hem sağlam yapı stokunu ve milli serveti koruyacak hem de vergi ve yapı kayıt ücretleri ile devlet ekonomisine milyarlarca lira katkı sağlayıp toplumsal huzuru tesis edecektir.
Meclisin deprem araştırma raporunda vurgulandığı üzere, kentsel dönüşüm işlerlik kazanması gerekir, bunun için de ruhsat ve eklerine aykırı yapılan yapılara son kez yasal düzenleme yapılması zorunluluktur. İzinsiz yapıları, risk raporu ile afete dirençli olup olmadığı denetlenmeli, dirençli yapılar yapı kayıt belgesi ile kayıt altına alınmalı, dirençli olmayan yapılar ise güçlendirme veya kentsel dönüşüm ile yenileme hakkı verilmelidir.
“ortada bir sorun varsa, vatandaş tek başına suçlu kabul edilmesi hatalı yaklaşımdır. Devlet vatandaşına çözüm üretmesi beklenir. Biz sadece sorunları değil, çözümü de birlikte dile getirmek istedik. Buradan yetkilere sesleniyoruz, deprem var diyerek bizi görmezden gelemezsiniz. Deprem varsa, çözümü de var, gel denetle sağlamsa izin ver, değilse kentsel dönüşüm onayı” şeklinde yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.