Yüz binlerce işçi ve ailesini yakından ilgilendiren taşerona kadro konusu gündemden hiç düşmüyor. Seçim öncesi verilen vaatlerin başında gelen ve uzun zamandır çözüme kavuşturulmayı bekleyen taşerona kadro meselesi yüz binlerce vatandaşı maddi ve manevi olumsuz etkiliyor.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri bir diğer ismiyle KİT'lerde çalışan taşeron işçiler defalarca kez kadro istediklerini belirterek sosyal medyada etkinlik düzenliyorlar. İşçiler kadroya geçmek istediklerini her geçen gün daha yüksek sesle haykırsalar da yetkililerden konuya ilişkin ses çıkmıyor.
KİT taşeron işçileri yıllardır yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirilmesini beklerken artan ekonomik krizle birlikte zorlaşan yaşam koşullarından kurtulmak için kadroya alınmayı, eşit işe eşit maaş ve eşit hak talep ediyorlar.
Kadroya geçmeleri hakkında söz verilen KİT işçileri bir an önce kadroya alınarak kazanılmış haklarına kavuşmayı bekliyor. Etkinlikler, basın açıklamalarında bulunan ve birçok siyasetçiye ziyarette bulunarak taleplerini ileten KİT taşeron işçileri sosyal medyayı da aktif olarak kullanıyor.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışanlar arasından, 4 Aralık 2017 tarihi itibarıyla en az iki yıl kesintisiz olarak ilgili teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda çalışmış ve hala çalışmaya devam edenler, belirli bir sınavı başarıyla geçmeleri durumunda işçi statüsünde istihdam edilebilecekler. Alınan bu kararın ardından kadro bekleyen KİT taşeron işçilerine de sıra gelmesi bekleniyor. Peki KİT taşeron işçileri yetkililerden ne talep ediyor?
Geçtiğimiz temmuz ayında kurulan Kamu İktisadi Teşebbüsleri Taşeron İşçileri Derneği, uzun süredir kadroya geçmeyi talep eden KİT işçilerinin sesini yetkililere duyurmak için mücadele etmeye devam ediyor. Kamu İktisadi Teşebbüsleri Taşeron İşçileri Derneği, işçilerin yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle anlatıyor:
Kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan (taşeron) alt işveren işçileri, aynı kurumda kadrolu olarak istihdam edilen personeller ile aynı alanlarda yan yana, birebir aynı veya benzer işleri yapan işçilerdir. Ancak KİT taşeron işçileri şu konularda mağduriyet yaşamaktadır:
- Çalıştıkları kurumlarda hizmet sunarken özlük hakları yok denecek kadar az veya çok kısıtlı durumda kalmaktadır.
- Özlük haklarının olmaması veya çok kısıtlı olması dolayısıyla kurum sorumlularından veya kurum amirlerinden işten çıkarma gibi tehdit, baskı ve mobinglerle çok sık karşılaşmaktadırlar.
- Hizmet alım ihalelerinde belirtilen idari ve teknik şartnamelere bağlı kalınmayıp ilgili taşeron personellere, amirlerinin yaptırmak istediği her türlü işleri hukuksuzca yaptırmaktadırlar.
- 4857 sayılı iş kanununun ve 6356 sayılı sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanununun tüm çalışanlar için sağladığı kanuni haklar rahatlıkla gasp edilebilmektedir.
- Çalışma hayatının en temel prensiplerinden biri olan, “eşit işe eşit ücret” ilkesine uyulmamaktadır.
- Türkiye Yüzyılına yakışmayan sosyal ve özlük hakların birçoğundan faydalandırılmadan “modern kölelik” diye tabir edebilecek bir sistem ile çalıştırılmaya devam edilmektedirler.
- Mevcut çalıştırılma biçimi ne yazık ki iş kazalarında ciddi artışlar yaşanmasına neden olmaktadır.
- Taşeron işçilere ödenen, özellikle yol ve yemek ücretleri kurum yemekhanelerinin belirlediği yemek ücretinin 4/1 gibi trajikomik bir oranda kaldığı için beslenme ihtiyacı bile yeterince karşılanamamaktadır.
- Taşeron işçiler kast sistemini andıran ikinci sınıf çalışan/insan muamelesi ile çalışma yaşamı boyunca her alanda karşılaşmaktadırlar.
- Taşeron işçiler çalışmakta oldukları kurumların sosyal tesislerinden faydalanamamaktadır. Faydalandıran kurumlarda hafta içi belirli günlere müsaade buyurmuşlardır.
- Taşeron çalıştırma biçiminden ötürü ülke genelinde meslek hastalığına tutulma oranı katlanarak artmaktadır.
- Kamu iktisadi teşebbüslerindeki taşeron işçiler aylık ücretlerini kesin ve belirli bir günde alamamaktadırlar. Örneğin; Devletimiz kadrolu işçisinin ücretini net bir gün ve saatte ödeme işlemini gerçekleştirirken taşeron işçiler hayatını idame ettirebilmek için aylık yapacağı ödemelerde bile zorlanmaktadırlar.
KİT’lerde çalışan taşeron işçiler bağlı bulunduğu kamu kurum idarelerinde kadroya alınmayı talep ediyor. İsteğimizin gerçekleşmesi ile birlikte ikinci bölümde bahsi geçen tüm mağduriyetler sona ermiş olup, dördüncü bölümde belirttiğimiz kamu hazinesine yüklenmiş olan gereksiz yükten kurtulunmuş olacaktır.
Kamu İktisadi Teşebbüslerinde çalışan taşeron personellerin kullandığı ekipmanların tamamı devlete ait olup, firmaya sadece çalıştırılan taşeron personel sayısı kadar ücret ödenmektedir. Çalışma yaşamında sosyal devlet tarafından toplumun her kesimine sağlanan refah gayesinden taşeron işçilerin de faydalanma hakkı bulunmaktadır. Bu gerekliliğe rağmen, Türkiye’de kamu sektöründe çalışan taşeron işçilerin emeğinin karşılığını yeterince alamadığı, yaşam koşullarının insan onuruna yakışmayacak şekilde olduğu, iş güvencesizliği ile karşı karşıya kaldıkları, kurumlarında toplu iş sözleşmesini imzalamaya yetkili sendikaya üye olamamaları ve bazı sendikaların umursamaz tavırları, yasalar çerçevesinde yok sayıldıkları göz önüne alındığında, taşeron sisteminin refah devleti anlayışı ve Türkiye Yüzyılı vizyonu ile bağdaşmadığı belirtilebilir.
Kamu İktisadi Teşebbüslerinde çalışan taşeron işçilerinin yasal düzenlemelerle asli ve daimî kamu hizmeti olarak görülen işleri de yapacak konuma getirildiği görülmektedir. Taşeron işçi sayısının hızla artmasına ve kadrolu personel ile aynı işlerin yapılmasına rağmen, sosyal ve özlük hakları açısından diğer çalışanlara göre geri planda kalmış ve güvencesiz çalışma koşullarına haiz olmuşlardır. Belirli dönemlerde kendilerine kadro sözü verilmiş ancak yapılan düzenleme ile taşeron işçilerin sadece bir bölümü daimî işçi olabilmiştir. İlgili makamların ve bilir kişilerin kadro verilecek, verilmeyecek gibi sürekli farklı beyanlarda bulunması taşeron işçilerde belirsizliğe ve karamsarlığa sebep olmuştur.
Düzenleme yapılmasına rağmen kamuda taşeron uygulaması nihai çözüme kavuşamamıştır. 696 sayılı KHK ile kapsam dışında kalan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde taşeron olarak çalışan işçilerin kadro beklentisi ve bulundukları kurumlarda toplu iş sözleşmesini imzalamaya yetkili olan sendikaya üye olabilme mücadeleleri de devam etmektedir.