696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 4/D kadrosunda istihdam edilen işçilerin tayin hakkının bulunmaması, bu çalışanların yer değişikliği konusunda bazı kısıtlamalarla karşılaşmalarına neden olmaktadır. Tayin talepleri, özellikle aile birliğinin ve eğitimin korunması gibi insani nedenlerle ortaya çıkıyor.
Tayin, terfi, nakil veya görevde yükselme gibi haklar, genellikle kamu çalışanlarının iş ve yaşam koşullarını iyileştirmek için önemli araçlardır. Ancak 696 KHK ile kadroya geçen işçilere bu hakların verilmemesi, bu çalışanların bazı durumlarda ailelerinden uzakta görev yapmak zorunda kalmasına veya çocuklarının eğitimine olumsuz etkiler yapmasına neden oluyor.
Taşerondan kadroya geçen işçiler hayat pahalılığına yetişemiyor!
Tayin hakkının yanı sıra maaş sıkıntısı da çeken işçiler günden güne artan hayat pahalılığına yetişemiyor. Tayin hakları olmadığı için aile bütünlüğünün bozulması, maaş düzeyinin açlık sınırının altında kaliması ve çocukların eğitim masraflarını karşılayamamanın üzüntüsü binlerce aileyi mağdur ediyor.
Kamu işçilerinin maaşı açlık sınırının altında
Türk İş'in Ağustos ayı için yayımladığı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'na göre, Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda harcaması gereken minimum tutar (açlık sınırı) 12 bin 198 lira olarak belirlendi. Ayrıca, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık gibi zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 39 bin 733 lira olarak hesaplandı. Bekâr bir çalışanın yaşamsal giderleri ise aylık 15 bin 813,15 lira olarak belirlendi.
Bu araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta, asgari harcama tutarının bir önceki aya göre yüzde 4,63 oranında artış gösterdiği ve sekiz aylık gıda enflasyonunun yüzde 50,02 olduğu oldu. Son on iki ayda yaşanan değişim oranı yüzde 77,04 olarak hesaplanırken, 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı yüzde 107,89 olarak belirlendi. Bu veriler, yaşam maliyetinin giderek arttığını ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla harcama yapmak zorunda kaldığını gösteriyor. Bununla birlikte, bu veriler maaşı açlık sınırının altında kalan işçilerin kendilerinin ve ailelerinin ihtiyaçlarını karşılayamadığını gözler önüne seriyor.