Yüz binlerce işçi ve ailesini yakından ilgilendiren taşerona kadro konusu gündemden hiç düşmüyor. Seçim öncesi verilen vaatlerin başında gelen ve uzun zamandır çözüme kavuşturulmayı bekleyen taşerona kadro meselesi yüz binlerce vatandaşı maddi ve manevi olumsuz etkiliyor.
Çalışma şartlarından memnun olmayan, geçim sıkıntısı yaşayan taşeron işçileri kadroya geçerek derin bir nefes almayı bekliyor. Yetkililere seslerini duyurmak adına sık sık sosyal medyada etkinlik düzenleyen kadro bekleyen taşeronlar gündeme damga vuruyor.
Kadro bekleyen taşeronlar arasında TİGEM taşeron işçileri de bulunuyor. Yıllardır eşit işe eşit maaş ve eşit hak talep eden TİGEM taşeron işçileri yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirmesini beklerken günden güne artan ekonomik sıkıntılarla da mücadele ediyor.
Eski adıyla Devlet Üretme Çiftlikleri, günümüzdeki adıyla TİGEM (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) işyerlerinde çalışan taşeron işçileri kadroya geçmek istiyor.
Yıllardır eşit işe eşit maaş ve eşit hak talep eden eski adıyla Devlet Üretme Çiftlikleri, günümüzdeki adıyla TİGEM (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) taşeron işçileri yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirmesini beklerken zorlaşan yaşam koşullarıyla da mücadele ediyor. Aynı işi yaptıkları kişilerle eşit şartlara sahip olmayı isteyen TİGEM taşeron işçileri kadroya geçerek özlük haklarında ve maaşlarında iyileştirilme yapılmasını talep ediyor.
TİGEM'de çalışan taşeron işçilerin geçim sıkıntısının yanı sıra yoğun tempoda çalışmaktan şikâyetçi olduklarını, geç saatlere kadar çalıştırıldıklarını ancak emeklerinin karşılığını bir türlü alamadıklarını belirtiyorlar.
Son aylarda yüksek enflasyon karşısında temel gıda ürünlerini bile almakta gücük çeken, faturalarını ödemekte zorlanan işçiler, ülkenin dört bir yanında iş bırakarak, grev yaparak ücretlerine ek zam yapılmasını ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini ve kadroya alınmayı talep ediyor. Aynı işi yaptıkları kişilerle eşit maaş ve eşit haklara sahip olmak isteyen TİGEM taşeron işçileri bir an önce yaşanan bu haksızlığın bitmesini ve mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor.
Kadro bekleyen TİGEM taşeron işçileri bir an önce bu mağduriyetin giderilmesini talep ediyor. X'te (Twitter) etkinlik düzenleyen vatandaşlar yetkililere seslenerek bu mağduriyetin bir an önce çözülmesini istiyor. Başta Cumhurbaşkanlığı ve CİMER olmak üzere, ilgili makamlara yazdıkları dilekçe ve mektuplarla yaşadıkları sorunları anlatan TİGEM taşeron işçileri kadro hakkı için mücadele etmeye devam ediyor.
''Taşeron işçiliği konusunda çalıştık''
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, seçim öncesinde Habertürk'ten Kübra Par, Nagehan Alçı ve Nasuhi Güngör'ün sorularına yanıt verdi.
Bakan Bilgin, ''Mazeret ve tayin gibi sorunlar çözülebilir, onların imkanları var. Taşeron işçiliği konusunda çalıştık. Her bir konuyu bir dosya çalışmasıyla çalıştık. Bütün dosyaları kapata kapata gittik. Dosyalarımızdan biri de taşeron işçiliğiydi. Deprem oldu, çalışmalara ara verdik. En son oturuma geçici işçileri yetiştirdik. Taşeron işçilere söz verdim. Önümüzde duruyor, bunu Meclis'i açar açmaz gerçekleştireceğiz. Seçime endeksleyerek konuşmuyorum. Seçimi zaten biz kazanacağız. Ben olurum veya bir başka arkadaşım olur.'' dedi.
Ancak seçimi Cumhur İttifakı'nın kazanması üzerine yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Vedat Işıkhan konuya dair bir açıklamada bulunmadı.
"Verilen sözler tutulmalı, taşeron işçiler kadrolara geçirilmeli"
KİT, taşeron ve belediye şirket işçilerinin yaşadıkları mağduriyeti Meclis'te gündeme getiren CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, şu şekilde konuşmuştu:
İktidarın seçim vaatlerini gerçekleştirmek için çaba göstermediğini ifade eden Nermin Yıldırım Kara, “Her meselede olduğu gibi taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi konusunda da verilen sözler tutulmuyor. Seçim kazanmak için yapılan vaatler seçimin ertesinde unutuluyor ve rafa kaldırılıyor. Artık bu dönemde taşeron işçiliğin bulunması bir kölelik düzeninin işaretidir. Seçim öncesinde, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ‘çalışmamızın büyük bir kısmını tamamladık’ İfadesini kullanmıştı. Seçim geçeli 2 ay oldu ama herhangi bir gelişme göremedik. Düzenlemelerden faydalanamayan ve emeğini satarak zor şartlarda geçinen 90-100 bin taşeron işçi mevcut. En başta yurttaşa karşı bu yaklaşımın değişmesi gerekiyor. Taşeron işçiler için ne söz verildiyse tutulmalıdır.” dedi.
"Eşit işe eşit ücret ve eşit statü ilkesi getirilmelidir"
2017 yılında da taşeron işçiliğinin son bulacağına dair vaatler öne sürüldüğünü işaret eden CHP Hatay Milletvekili, “24 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 696 sayılı KHK ile kamuda çalışan taşeron işçilere dair bir düzenleme yapılmıştı. Bunun duyurusunu da iktidar tarafı ‘taşeronluk artık kalktı’ şeklinde yapmıştı. 2019 yılında ise yine başta Kamu İktisadi Teşebbüslerinde olmak üzere ‘taşeron’ lafının kaldırılıp yeniden düzenleme yapılacağı söylendi. Lakin sonuç böyle olmadı. 696 sayılı KHK’ya göre işçinin kadro kapsamına girebilmesi için şirket ihalesindeki toplam yaklaşık maliyetin en az yüzde 70'inin işçilik maliyeti olması gerekiyor. Bu kapsama giremeyen taşeronlar kadroda yer bulamadı. Yine mevcut düzenlemenin geçici 23. Maddesi, 24. Maddesi ve 25. Maddesi’ne göre işçiler çalıştıkları şirketlerden belediye şirketlerine geçirilmiş ve kadro verildiği ilan edilmiştir.
Yine burada belediyelerin kadrolu işçileri ile belediye şirket işçileri arasında bir fark doğmuştur. Belediye şirketinde çalışan emekçi özlük ve sosyal haklar bakımından belediye bünyesindeki işçilerle aynı haklara sahip olamamıştır. Kamuda bulunan taşeron işçiler kadroya geçtiği zaman 52 günlük ilave tediyeden faydalanırken, belediye şirketleri aynı kapsamda bulunmadığı için ilave tediye ödemesi yapmamaktadır. Çalışma saatleri uzun aldıkları ücret bu ekonomik ortamda yaşamlarını idame ettirecek düzeyde değildir. Yine belediyelerde üniversiteyi bitirmiş, lisans mezunu olmuş ve memur işleri yapan yurttaşlar var. Genellikle mühendis, mimar yardımcısı, zabıta gibi kadrolarda bulunuyorlar. Memur işi yapanların memur olarak değerlendirilmesi hukuki bir sorumluluktur. Eşit işe eşit ücret ve eşit statü ilkesi getirilmelidir. Yaratılan mağduriyetlere ve oluşturulmaya çalışan kölelik zihniyetine dair örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kısacası bu iktidar döneminde yapılan düzenlemeler taşeronluğu tekrar dönüştürmek dışında bir çözüm getirmemiştir.” dedi.
"Verilen sözler tutulmalı, taşeron işçiler kadrolara geçirilmeli"
Taşeron işçilerin kadroya geçip daha güvenceli şekilde yaşamlarını idame ettirmesinin bir sosyal devlet ve yurttaşlık ilkesi olduğunu belirten Yıldırım Kara sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut ekonomik krizde, taşeronluğa mahkûm edilen işçiler gelecek kaygısı içerisinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Burada yaratılan haksızlık ve hukuksuzluk ivedi şekilde giderilmelidir. Belediye şirket işçileri iktidarın kamuoyuna lanse ettiği üzere kadroya geçtilerse 6772 sayılı Tediye Kanunu gereğince ilave tediye ödemelerini almaları gerekmektedir.
Yine gece mesaileri ve yemek parası gibi olanaklar sunulmalıdır. Emekçiler zaten yaratılan ve inat edilen ekonomi politikaları neticesinde yoksulluğa ve açlık sınırına mahkûm edilmiştir. Bir de emekçiler arasında yaratılmaya çalışılan ayrımcılık, tesis edilemeyen toplumsal adaleti daha da kırılgan hale getirecektir. Verilen sözler tutulmalı, taşeron işçiler kadrolara geçirilmeli ve özlük hakları iyileştirilmelidir.”