Taşköprü Yerel Eylem Grubu Derneği'nin koordinasyonunda, Kastamonu Üniversitesi ve Taşköprü Belediyesi tarafından gerçekleştirilen "macera rotası" çalışmaları çerçevesinde caminin durumu incelendi. İncelemeye Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, Erzurum'un İspir Belediyesi Kültür Turizm Elçisi Bülent Erkan, Yusufeli Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Emin Bülbül, kulüp sporcusu Erkan Akyürek, Taşköprü Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdür Yardımcısı Lütfi Gültekin ve Taşköprü Yerel Eylem Grubu Derneği Müdürü Selçuk Oğuz katıldı.
Taşköprü Yerel Eylem Grubu Derneği Müdürü Selçuk Oğuz, caminin tarihine ve korunma gereğine dikkat çekti. Oğuz, caminin dışının geleneksel köy evi mimarisiyle inşa edildiğini, ancak iç kısmında kullanılan taşlar ve yapı şekli nedeniyle caminin aslında bir şapel olduğunu belirtti.
"YASADIŞI DEFİNECİLİK FAALİYETLERİ NEDENİYLE YOK OLMA EŞİĞİNDE"
Oğuz, "Binanın tabanı ciddi şekilde hasar görmüş durumda. Mihrap bile tarihi eser statüsü kazanacak kadar eski. Bu cami, yasadışı definecilik faaliyetleri nedeniyle yok olmanın eşiğinde. Turizme kazandırılması gereken önemli bir değer olduğunu düşünüyoruz. Buraya sıkça geliyoruz ve umarız ki birçok kişi de bu tarihi yapının önemini fark eder" şeklinde konuştu.
Kızılkese Camisi'nin kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, Oğuz, binanın pagan döneminden sonra burada kurulan Pompeipolis Antik Kenti'nin bir parçası olabileceğini belirtti. "Bu yapı tahminen 2 bin yılın üzerindedir, çünkü üzerinde birkaç kez tadilat geçirdiğini gösteren motifli taşlar mevcut" dedi.
Oğuz, tarihi caminin korunması ve turizme kazandırılması için yetkililerin acil olarak harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Bu değerli mirasın yok olmadan önce gerekli önlemlerin alınarak restore edilmesini ve turizme kazandırılmasını umduğunu belirtti.