Özel Haber
Altın Kalem ve Altın Yazar Ödüllü yazar, oyuncu, fotoğrafçı Celil Güven ile yazarlık ve tiyatro üzerine konuştuk. Celil Güven, yazarlık ve oyunculuk kariyerine ilişkin samimi açıklamalarda bulundu.
Güven, kendini şu ifadelerle tanıttı:
“1971 Ankara doğumluyum. Aslen Kayseriliyim. İlköğrenimimi Ankara'da tamamladıktan sonra babamın tayini sonucunda İstanbul'a taşındık. Lise tahsilimi İstanbul'da yaptım. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Sanatla yakın ilişkim lise yıllarında başladı. Hem edebiyatla hem oyunculukla bu yıllarda tanıştım. Evliyim ve 2 çocuk babasıyım. 1 oğlum ve 1 kızım var. İstanbul Üsküdar'da yaşıyorum.”
CELİL GÜVEN, OYUNCULUĞA NASIL BAŞLADIĞINI ANLATTI
Oyunculuğa nasıl başladığını anlatan ve Ali Poyrazoğlu tiyatrosundaki deneyimlerinden bahseden Güven, yer almaktan en çok keyif aldığı projeyi de şu sözlerle dile getirdi:
"Aslında benim sanata ilk başlangıcım lise yıllarında olmuştu. Lise yılında bir edebiyat hocamın Enis Fosforoğlu ile arkadaşlığı vardı. Ben de konservatuara hazırlanmak istiyordum. Enis Fosforoğlu sayesinde birçok hocadan ders aldım. Konservatuardan sonuç alamayınca Tevfik Gelenbev ve Ali Poyrazoğlu tiyatrosunda görev almaya başladım.
O yıllarda TRT'de yer alan ‘İnsanlık Hali’ dizisinde hem skeçlerde oynuyordum hem de skeçlere metin yazarlığı yapıyordum. Aslında ilk yazarlık deneyimim de burada başlamış oldu. Ali Poyrazoğlu'nun önemli tiyatro oyunları olan ‘Babam Dokuz Doğurdu’ ve 'Oğlum Çiçek Açtı'da rol aldım. Ama oynadığım oyunlar arasında Ali Poyrazoğlu ve Sedef Ecer'in yönetmenliğini ve yazarlığını yaptığı Çehov Resitali'nde Solyoni karakterini oynamıştım. En çok keyif aldığım oyun ve karakter oydu. Bununla beraber aslında Atıf Yılmaz'ın 'Gece, Melek ve Bizim Çocuklar'da burada bir garson karakterini canlandırmıştım. Bu benim için önemli bir projeydi. Bu projede yer almak çok keyif vermişti bana."
CELİL GÜVEN, OYUNCULUKTAN YAZARLIĞA NASIL GEÇTİ?
“Rüzgarın Getirdikleri: Büyükler İçin Hikayeler”, “Sus” gibi ödüllü kitapları kaleme alan Celil Güven, oyunculuktan yazarlığa geçişinin skeç yazarlığıyla olduğunu söyledi. Başarılı yazar, “Zaten sürekli üreten bir kişiydim. Liseden beri yazdıklarımı kenarda tutuyordum. Yazarlığa geçişim skeç yazarlığıyla oldu ama aslında beni yazmaya iten bir arkadaşımın bana doğum günümde hediye ettiği bir kitaptı ben bu kitabı okuduktan sonra, yazdıklarımı, bu zamana dek ürettiklerimi, küçük notlarımı artık paylaşmam gerektiğini düşünmeye başladım. Çünkü okuduğum kitap o kadar sade ve naif bir dille yazılmıştı ki beni çok etkiledi” ifadelerinde bulundu.
“Cem Şancı'nın Doğaüstü Sevgialtı adlı kitabı en sevdiğim kitap diyebilirim. Bu kitap aslında benim başucu kitabım ve kendimi motive etmek istediğimde daha iyi hissetmek istediğimde bu kitabı okuyorum. Çünkü keyifli ve sade bir dille yazılmış bir kitap” sözleriyle de en sevdiği kitabı anlatan Celil Güven, en sevdiği yazarların Selim İleri, Ahmet Ümit, Sinan Akyüz gibi isimler olduğunu ve Sinan Akyüz'ün “İncir Kuşları” kitabının en etkilendiği kitaplardan biri olduğunu belirtti.
ÖYKÜ DALINDA ALTIN KALEM ÖDÜLÜ!
Öykü dalında ilk Altın Kalem ödülünü aldığı kitabı “Rüzgarın Getirdikleri: Büyükler İçin Hikayeler”den de bahseden Güven, kitabı üzerine şunları söyledi:
“En uzun sürede yazdığım kitabım aslında. Bunun sebebi de lise yıllarımdan beri biriktirdiğim notları kitaplaştırma olduğu için yıllar sürdü. Benim için özel olmasının sebebi benim de yazdıklarımın değerli olduğunu ve paylaşılabilir olduğunu gösteren bir fiziki bir nesne. O yüzden çok değerli. öykü dalında İlk Altın Kalem Ödülü'mü almıştım.”
Güven'in diğer eserleri olan “Son Tren: Karmaşık Denemeler" ve "Sus” ise naif ve yalın bir dille yazılmış iki kitap. Güven, kitapları hakkında şunları söyledi:
“Ben de aynı dilde yazıyormuşum yazdığım bütün yazılar da aynı naif ve doğal bir dildeymiş ben de bu tarz üretmeye başladım. Ardından gelen Sus da aynı dilde anlatılmış öykülerden oluşmakta. Son tren bunların tam tersi. İçinde şiirlerin olduğu tiyatroların olduğu bir eser. Deneme türünde yazılmış bir eser. Rüzgarın Getirdikleri bir hayat hikayesi. Birçok hayatın anlatıldığı… Sıradan bir annenin babanın anlatıldığı, sıradan bir gencin hikayesini anlatmakta. Hayallerin, pişmanlıkların içinde yer aldığı bir hikaye kitabı. Bir dönem hikayesi… Seksenli yılların ötesine geçmeyen bir dönem hikayesi… Sus kitabım da Rüzgarın Getirdikleri'ne dil olarak benzeyen ama içinde fantastik hikayenin de bulunduğu farklı bir anlatım. Anlatım dili aynı olsa bile anlattıkları farklı. İlk kitabın aksine anlatılanlar farklı. Tamamen kurgu olan farklı bir zaman boyutu içerisinde geçen içinde mistik öğelerin de olduğu bir hikaye kitabı… Altın yazar ödülünü de Sus kitabımla aldım. Aslında beni anlatan en önemli kitabım bence Sus.”
CELİL GÜVEN ‘SUS’ KİTABINDAN BAHSETTİ
Celil Güven, kitabının isminin içindeki hikayeyle bağlantılı olduğu ve "Sus" ifadesinin bu kitaba çok yakıştığı için “Sus” olduğunu da açıkladı. Ödüllerin bir sanatçıyı yeniden üretmeye teşvik eden en önemli güç olduğunu da belirten başarılı yazar, “Çünkü sanatçı belli bir yere geldikten sonra kendini tıkanmış ve yorgun hissedebilir ya da ürettiklerinin karşılığını alamıyorsa bu çok daha sık rastlanan bir durum ama ödüller o girdaptan çıkmaya neden olan güç” ifadeleriyle ödüllerin pnu kamçıladığını söyledi.
Celil Güven'in "Sizin için oyunculuk mu yoksa yazarlık mı önde geliyor?" sorusuna ise cevabı şu şekilde oldu:
"Sanat ile tanışmama vesile olan elbette ki oyunculuk, çok önemli ancak daha fazla üretebildiğime inandığım paylaşmaktan daha büyük keyif aldığım yazarlık. O yüzden yazarlığı daha önce tutuyorum. Oyunculukta belli bir metne sadık kalıyorsunuz. Ancak yazarlık tamamen sizin hayal ürününüz. Siz yazıyorsunuz, siz yönetiyorsunuz ve istediğiniz gibi oynuyorsunuz. Daha motive olduğum en önemli şey.
CELİL GÜVEN'İN EN SEVDİĞİ OYUNCU VE KARAKTERLER
Al Pacino, Robert De Niro, Jack Nicholson'ın en beğendiği oyuncular olduğunu açıklayan Güven, “Al Paçino ve Robert'ın oynadığı “Baba” filminin karakterleri ve Jack Nicholson'ın oynadığı “Guguk Kuşu” hayata geçirmek isterdim” dedi. Türk oyunculardan ise Haluk Bilginer, Şener şen, Erdal Özyağcılar'ı çok beğendiğini ifade etti.
Celil Güven, yeni projelerinden ve hayallerinden de “Son Tren'deki kitaba ismini veren tiyatro eserim olan Son Tren benim hayat geçirmek istediğim bir tiyatro oyunu. Bu oyunu yönetmek istiyorum. Bununla ilgili girişimlerde bulunuyorum. Doğru oyuncuyu ve doğru castı oluşturduktan sonra şimdiki amacım bu oyunun sahnelendiğini görmek ve seyirci tarafından alkışlandığını duymak. En büyük hayalim” sözleriyle bahsetti.
Öte yandan fotoğrafçılıkla da ilgilenen başarılı isim, çektiği bir fotoğraf ile ödüle layık görüldü. O fotoğraf ise Eminönü'nün büyülü atmosferinden yakalanan bir kare…
