"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
34,2394 %0.06
37,0612 %0.1
2.294.830 %-1.695
3.013,58 0,71
Ara
İşçi Haber Kültür Sanat Ferrari'sini Satan Bilge: İnsanın karmaşıklığı ve farkındalığın gücü

Ferrari'sini Satan Bilge: İnsanın karmaşıklığı ve farkındalığın gücü

Ferrari'sini Satan Bilge, insanlık durumunun karmaşıklığını derinlemesine inceleyen düşündürücü bir roman.

HAVVA YORGANCI /

Geçmişinizin esiri olmayı bırakın geleceğinizin mimari olun.

 

Ferrari'sini Satan Bilge

Robin Sharma

 

Pegasus Yayınları syf: 230, Basım Tarihi: 2012, İlk Yayın Tarihi: 1996

1965 yılında dünyaya gelen Sharma, Indialıdır. Annesi ve babası India bölgesinin yerlilerindendir. Yazar Kanada'nın doğu kıyısında büyümüş ve Nova Scotia'nın başkenti Halifax'da bulunan Dalhousie Law okulundan mezun olmuştur. Yazar hukuk eğitimi almıştır. Liderlik, performans ve kişisel gelişim konularında dünyadaki en önemli uzmanlardan biridir ve eserleri kırk dört ülkede yayınlanmıştır. Yazar, başkanlık, yöneticilik ve eğitim hizmetleri veren "Sharma Uluslararası Liderlik" şirketinin yöneticisidir. Grubuyla beraber 10 yıldır uluslararası olarak büyük firmalara bu alanda hizmet vermektedir. Ayrıca okuyucuları arasında ünlü sanatçılar, kraliyet aileleri, spor ve pop yıldızları bulunmaktadır.

Ferrari'sini Satan Bilge, insanlık durumunun karmaşıklığını derinlemesine inceleyen düşündürücü bir roman. Robin Sharma tarafından yazılan bu kitap, kalp krizi geçirdikten sonra kendini keşfetme ve aydınlanma yolculuğuna çıkan başarılı bir avukat olan Julian Mantle'ın hikâyesini anlatıyor. Sharma, roman boyunca okuyuculara meydan okuyacak ve ilham verecek zengin bir fikir dokusu yaratmak için felsefe, maneviyat ve psikoloji unsurlarını ustaca bir araya getiriyor. İlk sayfadan son sayfaya kadar, Sharma'nın düzyazısı hem zarif hem de ilgi çekici, okuyucuyu bir merak ve heyecan duygusuyla Julian'ın yolculuğuna çekiyor. Ferrari'sini Satan Bilge, farkındalığın gücü ve şimdiki zamanda yaşamanın önemi hakkında bir hikâye.

 Julian Mantle, elli yaşlarında ve ülkenin en ünlü avukatlarından biridir. Mesleğinde çok başarılı olan Julian, hayatta sahip olunabilecek her şeye de sahiptir: Kariyer, şöhret, para, özel bir jet, ada ve kırmızı bir Ferrari. Julian sürekli çalışmakta ama sağlığına hiç dikkat etmemektedir. Yoğun iş temposu nedeniyle bir duruşma sırasında kalp krizi geçirir. İşte bu hastalık Julian’ın tüm hayatını değiştirecektir. Hastanede gördüğü tedavinin tamamlanmasından sonra ortadan kaybolur. Sahip olduğu her şeyi hatta çok sevdiği Ferrari’sini bile satmış ve Hindistan seyahatine çıkmıştır. Julian Mantle üç yıllık bir sürenin ardından yakın arkadaşı John’un ofisinin kapısını çalar. John gözlerine inanamaz. Julian, zihnen ve bedenen çok büyük değişiklikler geçirmiş, mutlu, sağlıklı ve enerji dolu bir insan olmuştur. Sanki otuz yaşlarında gibidir. Julian üç yıl boyunca yaşadıklarını arkadaşına anlatır: Julian Mantle, Hindistan’da Himalayalar’da yaşayan Sivana Bilgeleriyle tanışmak için zorlu bir yolculuk yapar. Bu yolculuğunun sonunda elindeki sepette çiçekler olan bir adamla karşılaşır. Bu Sivana Bilgeleri ile ilk karşılaşmasıdır. Bilgeye başından geçenleri anlatır. Bu bilge adamın adı Yogi Raman’dır ve Julian’ın hayatının değişmesini sağlayacaktır. Yogi Raman, Julian’ı köyüne götürür ve diğer bilgelerle tanıştırır. Julian üç yıl boyunca bilgelerin yaşamına uyum sağlar ve onlar gibi yaşar. Yogi Raman Julian’a bir hikâye anlatır. Bu hikâyede aydınlanmış bir yaşama ulaşmanın yedi erdemi anlatılmaktadır: Muhteşem verimli ve yeşil bir bahçede oturuyorsun. Bahçenin ortasında altı kat yüksekliğinde bir deniz feneri var. Biraz sonra fenerin giriş kapısı açılır ve içeriye bir Japon sumo güreşçisi girer. Belinde pembe bir kordon vardır. Sumo güreşçisi yerde duran altın bir kronometrenin üzerine basarak kayar ve düşer. Kendinden geçtikten sonra orada açan sarı güllerin kokusuyla kendine gelir. Enerjisini toplayarak ayağa kalkar. Bahçenin en uzak köşesinde milyonlarca parlak elmas kaplı bir patika bulunmaktadır. Patikadan yürümeye başlar ve bu yol onu tükenmeyen sevinç ve sonsuz mutluluk yoluna götürür. Hikayede geçen bahçe, fener kulesi, sumo güreşçisi, pembe kuşak, kronometre, güller ve patika aydınlanmış bir yaşam için gerekli yedi erdemi ifade etmektedir. Bahçe: Hikâyedeki bahçe insanın zihnini temsil etmektedir. İnsanın zihni bir bahçe gibidir, bir bahçe ne kadar bakımlı ise o kadar verimlidir. Bu bahçede zararlı otların yetişmesine fırsat vermemeliyiz. Bahçemizi kirletecek kaygıları zihnimizden uzaklaştırmak gerekir. Yaşam kalitemizi zihnimizdeki düşünceler belirler. Karşımıza çıkacak her engel kişisel gelişim için bir fırsattır. Deniz Feneri: Yaşamımızda bir amacımız olmalıdır. Deniz feneri bu amacı simgelemektedir. Hayatımızdaki kişisel, mesleki ve zihinsel hedefleri belirlemek ve onları gerçekleştirmek sürekli çabalamak bir tatmin sağlayacaktır. Belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirmek için gerekli cesarete sahip olmalıyız. Sumo Güreşçisi: Belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için gerekli olan gücü, disiplini ve kararlılığı temsil etmektedir. Pembe Kordon: Disiplinli yaşamın sembolüdür. Pembe kordon, birbiri üzerine örülmüş küçük tel parçalarından oluşmaktadır. Bunlar tek başına hiçbir anlam ifade etmez. Yaşamımızın her alanındaki eylemlerimiz ile kişisel disiplinimiz gelişir ve tıpkı pembe kordon gibi sağlamlaşır. İç disiplinimizi geliştirmek yaşantımızın daha kaliteli olmasını sağlar. Kronometre: Zamanı temsil etmektedir. Zaman, insanın sahip olduğu en değerli şeylerden biridir. Zamanımızı kontrol etmek, önceliklerimizi belirlemek ve dengeli planlamak kaliteli bir yaşam için çok önemlidir. Zamanı kontrol etmek yaşamı kontrol etmektir. Zaman geri dönüşümü olmayan tek kaynaktır. Sarı Güller: Etrafına güzel kokular veren güller gibi hiç bir karşılık beklemeden başka insanlara yardımcı olmalıyız. Başkalarının yaşamlarını yüceltmek, kendi yaşamımızı da yüceltir. Elmas Kaplı Patika: Yaşadığımız anı temsil etmektedir. Gelecek kaygılarını bir kenara bırakarak, her günü sanki son günümüz gibi yaşamalıyız. Kişisel gelişim yolunda, ışık saçan yaşamın on ritüeli olarak adlandırılan ilkeler ise şunlardır: Yalnızlık Ritüeli: Her gün aynı saatlerde yalnız kalarak ruhu dinlendirmek insana iç huzur, iç sessizlik, derin iyilik hali ve sınırsız enerji gibi faydalar sağlar, günün gerginliğinin atılmasına yardımcı olur. Fiziksel Ritüel: Bedenimizi egzersizlerle beslemek, vücudun kendi doğal canlılığına dönmesini sağlar. Yaşam Gıdası Ritüeli: Doğal gıdalarla, taze sebze, meyve ve tahıllarla beslenmek, vücudun sağlıklı ve dinç olmasını sağlar. Bereketli Bilgi Ritüeli: İnsan hayatı boyunca öğrenmeli ve öğrendiklerini kendisinin ve çevredekilerin iyiliğini esas alarak geliştirmelidir. Düzenli okumak bunun için en iyi yöntemdir. Kendin Hakkında Düşünme Ritüeli: Biten her günün sonunda tüm davranışlarımızı gözden geçirmeliyiz. Erken Uyanma Ritüeli: Normal ve sağlıklı bir insan için altı saat uyku yeterlidir. Güneşin doğuşunu izlemek, kişinin yaşam enerjisini ortaya çıkarır. Duygusal ve fiziksel canlılığını tazeler. Uykunun süresinden ziyade kalitesi önemlidir. Kesintisiz altı saatlik uyku yeterlidir. Müzik Ritüeli: Müzik ruhun gıdasıdır. Her gün mutlaka müzik dinlemek için zaman ayırmalıyız. İnsanı motive eden en iyi araçlardan birisi müziktir. Sözcükleri Tekrarlama Ritüeli: Kelimeler insan zihnî için güçlü etkilere sahiptirler. Ahenkli Karakter Ritüeli: İnsanın her gün artan biçimde kendisini geliştirmesi gerekir. Yaptıklarımız alışkanlıklarımızı oluşturur. Alışkanlıklar ise hayatımızı yönlendirir. Sadelik Ritüeli: Hayatımızın önceliklerine, önemli ve anlamlı şeylere odaklanarak yaşamımızı sadeleştirmeliyiz. Muhteşem bir öykü ile yolculuğa çıkmış gibi hissettiren bu kitabı muhakkak okuyun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *