Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
Ahmet Şerif İzgören
Elma Yayınları. Syf: 176. Basım Tarihi: 2022. İlk Yayın Tarihi: 2022.
1965 yılında İzmir’de doğdu. 1983 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1987’de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nü bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmen rütbesine kadar görev yaptı. 1991 yılında ordudan istifa etti. Aynı yıl Ankara Üniversitesi TÖMER Bursa Şubesi’ni kurdu ve bu şubenin müdürü olarak dört yıl görev yaptı. Bu dönemde, Bursa’nın ilk kültür merkezini açtı. Türkiye’nin tek çeviri dergisini çıkarttı. On altı tiyatro, müzik, resim kulübünün fahri başkanlığını yaptı. 1995 yılında özel sektöre transfer oldu, iki ayrı firmada genel müdürlük yaptı. 1996 yılında AIESEC Yüksek Danışmanlar Konseyi Üyesi olarak hizmette bulundu. İngiltere (Sunley Management Center) ve Türkiye’de zaman yönetimi, finans, liderlik, beden dili, işletme yönetimi ve yönetim modelleri, satış ve pazarlama, iletişim, şirket fonksiyonları, karar alma teknikleri, stres yönetimi, motivasyon, yaratıcı liderlik, benchmarking vb. konularda birçok seminere katıldı ve eğitim aldı. Daha sonra bu alanlarda yurt içinde ve yurt dışında eğitimler verdi. Liderlik, takım çalışması, yönetim ve iletişim alanında yurt dışı da dâhil olmak üzere birçok üniversite ve platformda 500’ü aşkın seminer verdi. Hâlen bu konularda Türk ve yabancı birçok kuruluşa, eğitim ve danışmanlık hizmeti vermektedir.
Kitabın adı neden bu şekilde derseniz, 1987 yılında Oğuz, Nejat ve Bülü okuldan kıkırdayarak gelmişler ve normalde cümle şuymuş: “Elephant is the only animal in the world with a trunk” yani “Fil dünyada hortumu olan tek hayvandır.” Öğrencilerden biri bunu “Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır” diye çevirmiş. Sonradan yazar fark etmiş ki hepimiz aslında “Şu hortumlu dünyada” birer yalnız canlıyız, kitabın adının bu olmasına karar vermiş.
Bu kitabı ilk elime aldığım zaman arka kapağında küçük bir not gözüme çarpmıştı. Notta yazılan şey: "Bu kitabı okuyup beğenmediyseniz alış belgenizle birlikte iade edebilir ve ödediğiniz ücreti yayınevimizden geri alabilirsiniz." Çok iddialı bir söz. İnsan neden böyle bir şey yapar ki diye merak uyandırıyor insanda. Ama emin olun okumaya başlayınca fikriniz tamamen değişiyor. Yavaş yavaş, adım adım ilerliyor kitap, bir yandan okumak istiyorsunuz diğer yandan da bir şeyleri unuttum mu acaba diye daha önce okuduğunuz sayfalara göz gezdirerek okuyacağınız bir kitap. Çok net söylüyorum; daha önce fazlasıyla detaylara inen, bir konu hakkında fazlasıyla yargılara varan, varılan bu yargılardan da fazlasıyla mesaj vermeye çalışan birçok kişisel gelişim kitabı okudum. İster yerli yazarlardan isterse de yabancı. Ama hiçbiri insanı bu derece net amacına ulaştıramaz. Kuru laflar üzerine yazılmış yüzlerce sayfalık kitaplara meydan okuyor. Hem verilmek istenen mesajlar gayet net, hem de lafı eveleyip gevelemiyor. Yazar aslında kitabı okutmuyor. Bir nevi okuyucuyu karşısına alıp onunla sohbet ediyor. Nasıl ki sohbette her çeşit kahkaha, hüzün, üzerinden ders çıkarılacak hikâyeler anlatılıyorsa bu kitapta da aynen öyle bir alışkanlık var. Okurken insan anlıyor bunu. Bence bu kitabı okuyup da beğenmeyen insan muhtemeldir ki düşündüğü tek şey "Nasıl yani ya? Benim bunca zamandır ceremesini çektiğim, bin çeşit sıkıntı çektiğim dertlerimin çözümleri bu kadar basit miydi? Hayır, olamaz!"dır. Bundan eminim. O yüzden size şunu söylemek istiyorum ki gerçekten de hayat zor falan değil. Karmaşık olup hayata yanlış metotlarla bakıp çözmeye çalışırken daha da karmaşık hâle getirenler bizleriz. Çünkü emin olun çok zor gibi gözüken problemlerin çözümü emin olun çoğu zaman çok basittir, mühim olan o bakış açısıyla bakmayı bilmektir.