Özel Haber - Damla Eroğlu
Türkiye’de var olan ekonomik sıkıntılardan en çok etkilenen ve bu durumdan en çok mağdur olan grup emekliler. Uzun yıllar çalışan ve bir gün emekli olup hayatın tadını çıkaracağını ümit eden emekliler, geçim sıkıntısı ve düşük maaşlarla karşı karşıya kalıyor. Yıllarca çalışan vatandaşlar, prim ve yaş sistemi nedeniyle sorun yaşarken, bir diğer taraftan ise emekli olup yine aynı mağduriyetleri yaşayanlar var. Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT), gerekli şartların düzeltilmesini isterken, emekli olan 16 milyon vatandaş ise emekli ücretlerinin yükseltilmesini talep ediyor. Türkiye’de emekli ve çalışan kesimin sıkıntısı ise her geçen gün artıyor.
EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR (EYT) hâlâ MAĞDUR
Türkiye’deki emeklilerin yaşam mücadelesi devam ederken, bir diğer taraftan da emekli olabilmenin çabasını veriyorlar. Yıllardır değişen sistemler nedeniyle vatandaşlar maalesef emekli olamıyor. Emeklinin yaşadığı zorluklara karşı her daim mücadele içinde olduklarını vurgulayan Emekli ve Emekçiler Derneği Federasyonu (EMEDFED) Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, ''Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yaşattığı mağduriyetler ortada. Biz, 23 yıl boyunca Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) mücadelesini verdik. EYT konusunda yıllarca mücadele verdik ve her seçim döneminde artık çözülecek diye bekledik. Seçim dönemlerinde EYT konusunda söylenen vaatlere asla kanmadık ve mücadelemizden asla vazgeçmedik. Bir sivil toplum kuruluşu olarak EYT, geçtiğimiz yerel seçimlerin tek kazananı olarak ön plana çıktı. Mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız olmasına rağmen bu seçimde beklediğimiz haberi aldık. Emekliler ve emeklilikte yaşa takılanlar olarak bu seçimlerde iktidara sarı kart gösterdik. Seçim dönemleri, vatandaşın sorunlarının siyasetçiler tarafından fark edildiği bir dönem'' açıklamasında bulundu.

Boran: EYT MAĞDURLARI 17 - 20 YIL ÇALIŞMAK ZORUNDA
Geçen sene çıkarılan EYT yasasında maalesef birtakım kişilerin mağduriyetinin aynı şekilde devam ettiğine değinen Boran, ''EYT yasası çıktı ama geride mağduriyet yaşayan binlerce insan daha kaldı. Prim sayısı 5 bin iken 5 bin 795 diyerek vatandaşı 3 yıl daha çalışmaya mahkûm ettiler. 9 Eylül 1999 sonrasında çalışma hayatında var olan insanlar, 1 günle, 1 saatle, 1 saniyeyle 17 – 20 yıla mahkûm ettiler. Bu sadece 1999 yılındaki vatandaşların yaşadığı bir mağduriyet değil. 2008’den sonra çalışmaya başlayan gençlerimiz 65 yaşında emekli olacaklar. Şimdiki gençlerimiz bu emeklilik sisteminden oldukça mutsuz. Birçok genç, 65 yaşına geldiklerinde o zamanda hayatta olmayacaklarını düşünüyor'' dedi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bünyesinde çalışan her kesimin yaşadığı sorunlar olduğunu ve bu sorunların bir an önce çözülmesi gerektiğine değinen Boran, ''Bu mağduriyetler sadece emeklilik sistemiyle kalmıyor. Bağ-kur’da da aynı sorunlar devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız seçim öncesinde söz verdi. ‘9 bin prim gününü 7200 güne indirdik’ dedi. İndireceğiz değil, ‘indirdik’ dediler ama verilen sözler seçim sonrasında gerçekleştirilmedi'' ifadesinde bulundu.

STAJ VE ÇIRAKLIK SİGORTASI MAğDURLARI
Staj ve Çıraklık Sigorta mağdurlarının da yaşadığı sıkıntıların çözülmesi ve mağduriyet yaşayan vatandaşların bu davalarından asla vazgeçmemesi gerektiğine değinen Boran, ''Bir de staj ve çıraklık sigorta mağdurları var. Ben de bu konuda mağduriyet yaşadım. Küçük yaşta elimize verilen kartla, ‘siz artık sigortalısınız’ denildi. Maalesef kandırıldık. Biz EYT’liler konusunda verdiğimiz mücadele ile örnek olmak istiyoruz. Asla bu davamızdan vazgeçmedik ve sonunda kazandık. Kimin sesi daha fazla çıkarsa o kişilerin yaşadıkları mağduriyet kısa sürede çözülür. Verdiğimiz mücadelede bizi de bölmeye, ayırmaya çalıştılar ama duyarlı vatandaşlarımız sayesinde asla pes etmedik. Aynı şekilde staj ve çırak mağdurları da asla pes etmemeliler'' dedi.

AYLIK BAĞLANMA ORANLARI VE KÖK MAAŞ SORUNU
Son yıllarda emeklilerin yaşadığı bir diğer sorun ise kök aylık. Kök aylıkları düşük oranda kalan emekliler, maalesef daha az bir maaşa mahkûm haldeler. Yüksek zam oranlarına rağmen kök maaşlar düşük olduğu takdirde yapılan zam çok daha az uygulanıyor. Aylık bağlanma oranlarında da bir iyileştirilme yapılmasına değinen Boran, ''2008 yılında çıkan aylık bağlanma oranları maalesef günümüzdeki kök maaşı sorununa neden oldu. Bu kök maaşlar ise hazine yardımıyla en düşük emekli aylığına tamamlanıyor. Milyonlarca emekliyi en düşük aylığa mahkûm ettiler. Yıllarca çalışıp yüksek prim ödeyen ile düşük prim ödeyen kişiler aynı maaşı alıyor. Bu aylık oranlarındaki adaletsizliği bir şekilde düzeltmeleri gerekiyor. Bir de bu ocak ayında emeklilere yüzde 15 zam yapıldı. Fakat biz emekliler zam değil enflasyon farkını aldık. Bu yüzden tüm emeklilerin kök maaşına seyyanen zam eklenmeli'' diye söyledi.

EYT PRİM BORÇLANMASI
2023 yılında çıkan Emeklilikte Yaşa Takılanlar Yasası (EYT) ile binlerce vatandaş yaşadıkları hak kaybının giderilmesi sonucunda emekli olabilme şansını yakaladı. EYT yasasıyla emekli olanların bu kez maaş ve prim borçlanma sıkıntıları başladı. Emekli olmak için prim borçlanmasına giren vatandaşlardan biri de Nurcan Tuncer oldu. 46 yaşındaki Tuncer, prim borçlanması nedeniyle şimdi ekonomik açıdan da mağdur edildiğini belirterek, ''Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarına güvendik. Sosyal Güvenlik Kurumlarını yılın son gününe kadar açık tuttular. Emekli olabilmek için kredi çekip eksik prim günlerimizi ödedik. Benim prim sayım o günün şartlarına uyuyordu. 5000 primle emekli olacaktım, maalesef olamadım. Bende maalesef bir EYT mağduruyum'' diye ifade etti.
EYT’li kişilerin yine birçok konuda mağduriyet ve hak kaybı yaşadığına değinen Tuncer, ''EYT’li olanlara verilen maaşlarda yüzde 30 oranında bir azalma yaşandı. Zam ya da enflasyon farkı verilmiyor. Kök maaşları düşük tuttukları için iki yıldır en düşük emekli aylığını alıyoruz. Bir de ileri yaşta olmasına rağmen çalışmak zorunda olan kişiler var. Bunlar, prim günlerini yatırmak için çalışmak zorunda ama yaşlarından dolayı iş bulmakta zorlanıyorlar'' dedi.

Sanoğlu: EYT, EKSİK KAZANILMIŞ BİR MÜCAdeledir
Emeklilikte Yaşa Takılanlar, yıllar süren mücadelenin ardından seçim döneminin kazananı oldular. EYT’den emekli olanlar olduğu gibi hâlâ mağduriyet yaşayan binlerce vatandaş var. Bunlardan biri de Ozan Sanoğlu, anayasal hakları olan emeklilik haklarının ellerinden alındığını ve uzun süren mücadelenin ardından çıkan yasayla emekli olabildiklerini belirten Sanoğlu, ''EYT mağduru olarak 2023 yılında çıkan yasa ile emekli olabildim. EYT, gasp edilen haklarımızın eksik bir şekilde kazandığımız bir mücadelenin adıdır. 1999 ve 2002 yıllarında düzenlenen yasalar ile cumhuriyet tarihinde ilk defa yasalar geriye doğru işletildi ve haklarımız gasp edildi'' açıklamasında bulundu.
Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu altında çalışan onlarca işçinin, emeklinin, EYT’linin ve diğer vatandaşların birçok konuda mağduriyet yaşadığını belirten Sanoğlu, ''Bize primlerin 5000 güne indirileceği sözü verildi fakat primlerde bir indirim olmadı. Bir de aylık bağlanma oranlarını düşürdüler ve bizi en düşük emekli aylığı olan 14 bin 469 TL’ye mahkûm ettiler. 5000 gün primle emeklilik hakkı verilmedi. Emeklilik haklarını 1 günle kaybedip 17 yıl çalışmak zorunda kalan vatandaşlar var. Söz verildiği halde düzenlenmeyen staj ve çıraklık sigortası mağdurları var. 7200 prim günü sözü verilmesine rağmen hâlâ bir işlem yapılmayan Bağ-Kur esnafları var. Nereden tutarsanız tutun her kesimin yaşadığı bir mağduriyet var. Şimdi de TÜİK eliyle açıklanan enflasyon oranlarıyla emekli ve çalışanın düşük maaş almalarına neden oluyorlar'' diye ifade etti.

2025 EMEKLİ İKRAMİYESİ ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE OLMALI
Milyonlarca emekli, ocak ayında zamlı maaşlarını aldı ve şimdi bayram ikramiyesinin ne kadar olacağını merakla beklemeye başladı. Geçen sene bayram ikramiyesi olarak emeklilere 3 bin TL verildi. Milyonlarca emekli, 2025 yılındaki zamlı ikramiyeyi beklerken, masada konuşulan rakamlar ise düşük oranlarda kaldı. Emekli bayram ikramiyelerinin bir sadaka haline geldiğine değinen Boran, ''Emekliler, sosyal yardıma muhtaç hale geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan fitre oranlarında, emekliye de verilmesi gerektiğine değinildi. Bizim maaşlarımız insanca yaşamamız için verildiği takdirde, biz emekli ikramiyesi istemiyoruz. Verilen emekli ikramiyeleri ise bir aracın benzinini doldurmaya anca yetiyor. Bayram gelmeden emekli ikramiyeleri faturalara, temel ihtiyaçlara ve kira gibi giderlere gidiyor, torunlara verilecek harçlık kalmıyor. Emekli ikramiyesi verilecekse ise en az asgari ücret düzeyinde olmalı'' diye belirtti.