ÖZEL HABER - DAMLA EROĞLU
İstanbul Esenyurt’ta bulunan HepsiJET deposunda çalışan 4 kadın işçi; zorlu çalışma koşulları, taciz, mobbing ve daha birçok konuda 27 Ocak 2025 tarihinde işten ayrıldı. İşten haklı fesihle ayrılmalarına rağmen kıdem ve ihbar tazminatlarını alamayan kadınlar, 16 Şubat tarihinde şirketin deposunun önüne çadır kurarak eylem başlatma kararı aldı. 4 kadın işçinin başlattığı eylem daha 11. gününde geniş yankı uyandırdı. Yaşadıkları haksızlığa ve zorlu koşullara rağmen susmayan ve haklarını talep eden güçlü dört kadının sesi, Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. HepsiJET deposu önünde çadır kuran ve eylem başlatan Viyan Çakır, Esra Yılmaz, Meryem Arslan ve Meryem Yılmaz, yaşadıkları zorlu koşulları duyurmaya karar verdi.
KADIN İŞÇİLER, TACİZ VE MOBBİNgLERE 'DUR' DEDİ!
HepsiJET Esenyurt deposunda çalışan 200 işçinin yaklaşık olarak 50 – 60’ını kadınlar oluşturuyor. İşe girdiklerinde üç vardiya sistemiyle çalışacaklarına dair söz verilen kadınlar, günde iki vardiya olarak uzun saatlerde çalışmak zorunda kaldı. Kirli ve soğuk bir ortamda yıllarca çalışmak zorunda kalan işçiler, uyuz hastalığına yakalandı. Bir kadın çalışanın tacize uğraması ise son nokta oldu. Tüm bu zorlu koşullara ‘dur’ demek isteyen dört kadın eylem yapmaya karar verdi.
Yıllardır Esenyurt deposunda çalıştıklarını ve defalarca yaşadıkları sorunları dile getirmelerine rağmen bir çözüm bulunamadığını belirten Viyan Çakır, ‘’Biz dört kadın arkadaş olarak eylem yapma kararı aldık. Hepimiz de orada yıllardır çalışıyoruz. Yıllardır yaşadığımız sorunları ve dertlerimizi anlatacak ne bir yönetici, ne bir müdür, ne de bir şef bulamadık. Defalarca yaşadığımız sorunları dile getirmemize rağmen bir türlü çözüm üretmediler. Bizi son noktaya getiren şey de, Kasım ayında bir kadın arkadaşımızın yaşadığı taciz olayı oldu’’ dedi.
DÖRT KADIN İŞÇİNİN HAKLI MÜCADELESİNDE 11. GÜN
HepsiJET deposundaki zorlu çalışma koşullarına değinen Viyan, ''Bu depodaki çalışma koşulları çok kötüydü. İnsan onuruna yakışmayacak bir ortamda yıllarca çalışmak durumunda kaldık. Yazları cehennem gibi bir sıcak, kışları ise dayanılmaz bir soğuk vardı. Biz işçiler, dört beş çuvalla kendimizi ısıtmaya çalışıyordu. Isınmak için ayaklarımıza 2 – 3 çorap giymek zorundaydık. Koca depoyu ısıtacak bir alet bile yoktu’’ tepkisinde bulundu.
Kasım ayında HepsiJET deposunda meydana gelen uyuz vakasında 15 - 20 işçinin hastalandığı ve tedavilerinin bilerek özel hastanede yapıldığı iddia edildi. HepsiJET yönetimi, uyuz hastalığının gündeme gelmemesi için işçilerini özel hastaneye gönderdi ve konuyu bu şekilde kapatmaya çalıştı. Kirli bir ortamda çalışmak zorunda kalan işçiler, bu ortamda hem hastalandılar hem de mobbinlere maruz kaldılar. Fiziksel ve psikolojik şekilde baskı gördüklerini belirten işçiler, sigorta primlerinin ise asgari ücret üzerinden yatırıldığını belirtti. Düşük ücretlerle zorlu koşullar altında çalışan işçiler, eylem yapmaya karar verdi.
Yıllarca çalıştıkları işyerindeki hijyen koşullarının yetersizliğinden ve yemeklerin kötü olmasından yakınan Viyan, ''Hijyen konusunda çok fazla eksik vardı. Lavabolar berbattı. Yemek yediğimiz alan ise kirliydi ve yemek yenilmiyordu. Kötü koşullar altında yıllarca çalışmak zorunda kaldık. Bu sorunlarımızı defalarca dile getirmemize rağmen bir çözüm bulunamadı. Kimse bu sorunları ortadan kaldırmak için bir harekette bulunmadı'' ifadesinde bulundu.
KADINLAR daha DİRENÇLİ VE GÜÇLÜ
11 gündür depo önünde eylem yapmalarına rağmen işveren tarafının kendilerini görmezden geldiğine değinen Viyan, ''Eylemimiz 11. Gününde olmasına rağmen işveren tarafından herhangi bir geri dönüş alamadık. Biz ısrarla hakkımızı almak için direndikçe onlarda bizi görmezden gelmeye devam ediyor. Cuma günü, İzmir, İstanbul şubeleri başta olmak üzere bütün HepsiJET depolarının önünde eylem yapacağız. Eylemlerimizde, yaşadığımız kötü koşulların sona erdirilmesi ve haklarımızı geri almak için ses yükselteceğiz. Arkadaşlarımızın daha temiz, daha sıcak, daha sağlıklı ve daha güvenli bir ortamda çalışmalarını istiyoruz'' ifadesinde bulundu.
Dört kadın olarak başladıkları eylemlerinde şimdi daha kalabalık olduklarını vurgulayan ve bundan cesaret aldıklarını belirten Viyan, ''Eylemimizin ilk gününde kendimizi kötü hissettik. Dört kadın çalışan olarak bu sürecin üstesinden nasıl geleceğimizi bilemiyorduk ve bu konuda endişelerimiz vardı. Ama her şey değişti ve eylem yapmak bizi iyi hissettirdi. İlk günkü düşüncelerimiz ile şimdiki düşüncelerimiz aynı değil. Eylemimizin 11.günündeyiz ve daha dirençliyiz. Günden güne kendimizi daha güçlü hissediyoruz. Bundan sonraki işlerimizde daha deneyimli olacağımızı düşünüyorum. Artık haklarımız söz konusu olduğunda kendimizi nasıl savunacağımızı daha iyi öğrendik'' dedi.
KADINLARIN EYLEMİ FARKINDALIK YARATTI!
Yaptıkları eylemin işyerinde bir farkındalığa neden olduğunu ve arkalarında çok fazla destekçi hissettiklerini vurgulayan Viyan, ''Eylemimiz geniş bir yankı uyandırdı. Her geçen gün daha da ilerliyor ve büyüyoruz. Bütün partiler, sendikalar ve kadın dayanışma platformları yanımızda oldular. Bizi yalnız bırakmadıkları için kendilerine çok teşekkür ediyorum. On günlük eylemimizin ardından çalıştığımız taşeron firma bize ulaştı. Arkadaşımızın yaşadığı taciz olayını onlara detaylarıyla birlikte anlattık. Onlarda tüm bu bilgileri toparlayıp bir rapor halinde HepsiJET’e sunacaklar. Bu da bizim için bir adım demek. Onlarda kendi içlerinde bu durumları konuşuyorlar. İçeriden aldığımız bilgilere göre, insan kaynakları işçilere giderek yaşadıkları sıkıntıları sormuş. Bu da bizim eylemimizin başarılı olduğu anlamına geliyor. Ben yıllarca orada çalışmama rağmen hiç böyle bir durum yaşanmamıştı'' dedi.
Dört kadın olarak yaşadıkları zor ve sıkıntılı süreçlerdeki hak arayışlarının hemcinslerine örnek olduğunu belirten Viyan, ''Kadınlar olarak kadın gücünü tüm dünyaya duyurduk. Biz işçi kadınlar, daha iyi çalışma koşullarına layık olmamıza rağmen bu tür kötü yerlerde çalışmamız doğru değil. Bu yüzden bütün emekçi kadın kardeşlerime sesleniyorum. Sesimizi duyuralım ve bu kötü koşulların, tacizlerin, mobbinglerin üstesinden gelelim ve bu durumları ortadan kaldıralım'' çağrısında bulundu.
