"Haberin İşçisi"
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,4315 %0.01
39,4280 %0.18
3.419,97 % -0,06
3.227.810 %-1.007
İşçi Haber Özel Haber Yeşilay Haftası'nda bağımlılıkla mücadele: Psikolojik destek ve ailenin önemi!

Yeşilay Haftası'nda bağımlılıkla mücadele: Psikolojik destek ve ailenin önemi!

Bağımlılık, bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyen, sosyal hayatını ve günlük işlerini aksatmasına neden olan ciddi bir sorun. Bağımlılık, sadece bireyi değil aynı zamanda ailesini ve çevresini de derinden etkiliyor. Uzmanlar ise bağımlılığın erkenden fark edilmesinin ve doğru müdahale yöntemlerinin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamda, 1 – 7 Mart Yeşilay Haftası kapsamında, bağımlılıkla mücadelede farkındalığın arttırılması ve bireylerin doğru yönlendirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Peki, bağımlılık nedir? Bağımlı olan birey tedavi olabilir mi?

Damla Eroğlu - Özel Haber

1 – 7 Mart Yeşilay Haftası kapsamında, bağımlılıkla mücadelede farkındalığın arttırılması ve bireylerin doğru yönlendirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bağımlılık, bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyen, sosyal hayatını ve günlük işlerini aksatmasına neden olan ciddi bir sorun. Sigara, alkol, madde ve teknoloji cihazları gibi farklı bağımlılık türleri bulunuyor. Bu bağımlılık türlerinin en ciddi olanı ise alkol ve uyuşturucudur. Alkol ve uyuşturucu madde, insan sağlığını ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen hatta ölüme yol açabilen bağımlılık türleridir. 

Bağımlılık, sadece bireyi değil aynı zamanda ailesini ve çevresini de derinden etkiliyor. Uzmanlar ise bağımlılığın erkenden fark edilmesinin ve doğru müdahale yöntemlerinin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Peki, bağımlılık nedir? Bağımlı olan birey tedavi olabilir mi? Bağımlı bireyin tedavisinde ailenin ve çevrenin desteği ne kadar olmalı?

BAĞIMLILIK NEDİR?

Bağımlılık; bir maddenin ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen, alımına devam edilmesi, bırakma isteğine karşılık bırakılamaması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamamasıdır. Madde bağımlılığı, olumsuz sonuçlarına rağmen madde kullanımına devam edilmesi, kullanım üzerinde kontrolün kaybı, sürekli madde alma isteği ve tekrarlı kullanım olarak tanımlanabilir. 

BAĞIMLILIĞIN PSİKOLOJİK VE SOSYAL ETKİLERİ NELER?

Bağımlılığın kontrol kaybıyla iç içe geçmiş bir bozukluk olduğunu belirten ve bu sorunun sosyal ve psikolojik etkileri olduğunu vurgulayan Psikolog Yeşim Selçuk, ''Fiziksel ve psikolojik sağlığımızı, okul ve iş hayatımızı, aile ve sosyal çevremizi olumsuz etkileyen bağımlılık, artan bir biçimde maddeye yönelme ya da bir davranışı sürdürme hali olarak tanımlanır. Bu süreçte beynimizin ödül, motivasyon ve hafıza sistemlerinde biyokimyasal değişimler meydana gelir. Kontrol kaybı yaşanır ve kişi tekrar tekrar aynı maddeye ya da davranışa yönelir. Bu durum, kronik bir bozulmaya sebep olur.

Bağımlılık genellikle haz ve rahatlama odaklı bir kaçış arayışıyla başlar. Ancak ister bir madde ister bir davranış olsun, özünde bağımlılık yaratan şey, beynimizdeki kimyasalların salınımıdır. Zamanla bu kimyasalları daha fazla salgılatmak için bağımlılık yapan maddelere yöneliriz. Süreç içerisinde bu yönelim giderek artar ve kronik hale gelerek bir döngüye dönüşür. Öz kontrol, dürtü yönetimi gibi işlevleri yöneten beyin bölgeleri zayıflar ve kişi otomatik olarak bağımlılık yaratan davranışlara yönelmeye başlar'' dedi. 

Bağımlılık sürecinde duygusal ve ruhsal travmalar yaşanabileceğini belirten Selçuk, ‘’Bağımlılık, kontrol kaybıyla iç içe geçmiş bir bozukluktur. Ancak sadece biyolojik bir süreç değildir. İşin içinde duygusal mekanizmalar, düzenlenemeyen duygular, psikolojik altyapı ve travmalar da vardır. Kimi zaman bu travmaları bastırmak, kimi zaman da onlarla başa çıkabilmek için bağımlılık yaratan maddeler kullanılır. Kısa vadede haz ve tatmin sağlayan bağımlılık, uzun vadede yaşam kalitesini düşürür, bedensel sağlığı bozar ve var olan psikolojik rahatsızlıklar için zemin hazırlar.

Bağımlılığın bazı türlerinde dikkat dağılır, koordinasyon bozulur. Kullanılan maddeye bağlı olarak insan ilişkileri zarar görür. Bütün karar mekanizması bu bağımlılık çerçevesinde şekillenir. Başlangıçta deneysel olarak ilerleyen süreç, zamanla daha büyük etkiler yaratır ve birey, bağımlılığın bedellerinin boyunu aştığı bir noktaya sürüklenir'' açıklamasında bulundu. 

BAĞIMLILIKTAN KURTULMAK İSTEYEN KİŞİLER NE YAPMALI?

Bağımlılıktan kurtulmak isteyen bir kişinin, alması gereken destekleri ve izlemesi gereken sürece değinen Selçuk, ''Bu durum, kişiden kişiye ve bağımlılık türüne göre değişkenlik gösterir. Aynı zamanda, kişinin maddi olanakları ve zamanı da sürecin gidişatını etkiler. Eğer imkânı varsa, bağımlılıkla mücadelede mutlaka destek alması gerekir. Bu destek, bağımlılığın boyutuna ve türüne bağlı olarak psikolojik ve psikiyatrik yardım şeklinde olmalıdır. Bağımlılık seviyesi ileri düzeyde değilse, farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına katılarak da bu süreci yönetebilir'' ifadesinde bulundu. 

Bağımlılık tedavisinde sosyal çevrenin büyük bir öneme sahip olduğunu aktaran Selçuk, ‘’Bunun yanı sıra sosyal desteğin artırılması da büyük önem taşır. Kişi, bağımlılıkla tek başına mücadele etmek yerine, uygun destek mekanizmalarına yönelmeli ve ona özel stratejiler geliştirilmelidir. Bu süreçte bilgilendirme çalışmaları kritik bir rol oynar. Aynı zamanda, bağımlılıkla mücadelede sosyal desteği güçlendirmek de gereklidir. Çoğu zaman, bağımlı bireyler toplumdan ve çevrelerinden izole edilir. Ancak tam da en çok desteğe ihtiyaç duydukları dönemde yalnızlaşmaları, süreci daha da zorlaştırır. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadelede en önemli unsurlardan biri sosyal destektir.

Bağımlılıktan kurtulmak isteyen kişinin, tedavi sürecine girerken sosyal kaynaklarını belirlemesi ve bu destekleri netleştirmesi gerekir. Bağımlılık yapan maddeye karşı isteği arttığında nasıl bir yol izleyeceğini, kime başvuracağını önceden planlaması önemlidir. Bu şekilde, kriz anlarında yalnız kalmayarak bağımlılıkla daha etkili bir şekilde mücadele edebilir'' dedi. 

BAĞIMLILIKTA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ

Bağımlı olan bir bireyin psikolojik destek olmadan kendi kendine iyileşebilme olasılığını açıklayan ve psikolojik desteğin önemine ve avantajlarına değinen Selçuk, ''Bağımlılıkla ilgili bir farkındalığa sahip olan kişi, kontrol kaybını fark ettiği için buna bağımlılık adını koyar. Daha öncesinde kendi kendine bırakmayı denemiş ancak tekrar başlamış biri, aslında bağımlılığının farkına varmıştır. Bunun en yakın örneği sigarada görülür. Bazı kişiler sigarayı bırakır ve bir daha hiç kullanmazken, bazıları bıraksa bile bir süre sonra yeniden başlar. Burada bağımlılığın türü, boyutu ve kişinin hayatına etkisi önemli bir rol oynar. Özellikle bağımlılık geç başlamışsa ve kişinin hayatına fazla yerleşmemişse, kendi kendine bırakması daha kolay olabilir. Ancak erken yaşta başlamış ve hayatının merkezine yerleşmişse, kişinin kendi çabasıyla bırakması zorlaşabilir'' dedi. 

Bağımlılık tedavisinde kişinin hayatında değişiklik yapması gerektiğini belirten ve bu aşamada da terapinin önemine dikkat çeken Selçuk, ‘’Daha önce defalarca bırakmayı denemiş ancak başaramamış biri için özgüven kaybı da devreye girer. Bu noktada, kişinin daha önce denemediği bir değişimi hedeflemesi önemlidir. Onu bağımlılığa yönelten kişisel ve çevresel etkenleri belirleyerek bu alanlarda değişiklik yapması gerekir. Yaşam biçimini değiştirebilmesi için destek alması önemli bir adımdır.

Bazen bağımlılığı tetikleyen başka sorunlar da olabilir. Kaygı, stres bozukluğu ya da dikkat eksikliği gibi durumlar bağımlılığı besleyebilir. Bu noktada psikoterapi ön plana çıkar. Terapiler sırasında, kişinin çevresel olarak nelere ihtiyaç duyduğunu anlamasına yardımcı olunur ve duygularını nasıl düzenlediğine dair farkındalık kazandırılır. Belirli duygular içinde nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmeyen bireyler, bağımlılık yaratan maddelere daha kolay yönelir. Terapi, öncelikle kişinin bağımlılığın hayatına olan zararlarını fark etmesini sağlar. Aynı zamanda, zor durumlarla nasıl başa çıkacağını öğrenmesine yardımcı olur'' ifadesinde bulundu. 

BAĞIMLILIKTA AİLENİN DESTEĞİ NASIL OLMALI?

Aile, iyi günde ve zor günde insanın yanında olan bir topluluktur. Bağımlı bireylerde, tedavi süreçlerinde en çok ailelerinden destek görmek istiyor. Ailelerin de bu süreçte bilinçlenmesi ve kişiye olan destekleri çok önemli oluyor. Bağımlı bireylerin tedavi süreçlerinde ailenin önemine değinen Selçuk, ''Ailenin bağımlılık konusunda bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir. ‘’Bağımlılık nedir, bağımlı olan birey nasıl davranır, aile olarak nasıl bir yol izlenir, sınırlar nasıl oluşturulur?'' bunların öğretilmesi gerekir. Çünkü bazı durumlarda, bağımlı birey, bağımlılığını sürdürebilmek için ailesini kötü anlamda kullanabileceği birçok senaryoyla karşılaşabiliyoruz. Diğer yandan, ailenin bireyi aşırı şekilde sıkıştırarak, onu daha da bağımlılığa iten durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Yani bu, karşılıklı bir etkileşimdir. Ailelerle yapılan çalışmalarda genellikle bilinçlendirme, sağlıklı sınırların belirlenmesi ve iletişimin güçlendirilmesi gibi konular üzerinde duruyoruz ve bu unsurlar büyük önem taşıyor'' dedi. 

BAĞIMLILIK TEDAVİSİ NE KADAR SÜREDE TAMAMLANIR?

Bağımlılıktaki en önemli süreç tedavi aşamasıdır. Bu tedaviyi kabul etmek isteyen kişi, nasıl bir yol izleyeceğini bilmelidir. Bu sürecin nasıl ilerleyeceğini belirten Selçuk, ''Bireyin durumu ve bağımlılık türüne göre tedavi süresi değişkenlik gösterebilir. Bağımlı kişinin motivasyonu ve tedaviye uyumu, yapılan sorgulamalara göre farklılık gösterir. Yapılan görüşmelerde, kişinin hayatındaki birçok sorunu ele alıyoruz. Kişinin kendisiyle, dış dünyasıyla ve işiyle olan ilişkilerinde yaşadığı problemleri tespit ediyoruz. Bu sorunları belirledikten sonra, buna uygun bir tedavi planı oluşturuyoruz. Özellikle ilk 3 ile 6 ay çok önemli bir dönemdir. Bu süreç, hayatın yeniden düzenlendiği ve yeni deneyimlere alan açıldığı bir dönüm noktası olur. Kişinin, bağımlılık olmadan nasıl yaşayacağına dair bir zemin oluşturulması gerekir'' dedi. 

BAĞIMLI BİREY NASIL ANLAŞILIR?

Yolda yürürken gördüğümüz insanlar, çevremizdeki ve ailemizdeki bireyler bir maddeye karşı bağımlılık gösterebilir. Bu durumları bazen anlamıyoruz. Anladığımız zamanda da iş işten geçmiş oluyor. Peki, bağımlı olan bir bireyi hangi hareketlerinden anlayabiliriz? 

Bağımlılık türüne göre kişinin hareketlerinde yaşanacak farklılıkları belirten Selçuk, ''Bağımlılığın türü ve kişiye bağlı olarak durum değişiyor. Ayrıca, bağımlılığın ne kadar kronikleştiği de önemli bir faktör oluyor. Genellikle, kişi maddeyi alabilmek için aşırı bir çaba ve arayış içerisine giriyor, bu da zaman kaybına yol açıyor. Önceliklerini belirlerken, o maddeyi merkeze alıyor ve buna göre hayatını düzenliyor. Bu da sorumluluklarını ve öz bakımını ertelemesine neden olabiliyor. Bazı kişiler odadan çıkmazken, bazıları ise evlerine girmemeye başlıyor. Tüm aktivitelere olan ilgi azalıyor ve bağımlılık yapan madde, kişinin gözünde önemli bir yer tutuyor.

Bağımlılığın türüne göre, duygu durumunda büyük değişiklikler yaşanıyor. Para harcama alışkanlıkları değişiyor. Çünkü bağımlılıklar, aynı zamanda para tüketiyor. Kişinin para harcama düzeni, bağımlılığı hakkında ipuçları verebiliyor. Ayrıca, fiziksel ve ruhsal bazı değişiklikler de gözlemleniyor. Uykusuzluk, iştahsızlık, yorgunluk ve titreme gibi durumlar, bağımlılığın yoksunluk belirtilerinden kaynaklanabilmektedir.'' ifadesinde bulundu.