Uluslararası Estetik Cerrahi Derneği İnsani Yardım Programı Başkanı Doç. Dr. Tunç Tiryaki'nin de aralarında bulunduğu farklı ülkelerden 8 bilim insanı, dana kordon kanından elde ettikleri eksozom teknolojisiyle rejeneratif tıp alanında yeni bir çalışma geliştirdi.
"Güçlendirilmiş hibrit eksozom" olarak adlandırılan çalışma, özellikle hücre yenilenmesi ve düzenlenmesinde kullanılırken, AR-GE çalışmaları Doç. Dr. Tiryaki'nin yanı sıra dünya çapındaki 7 uluslararası hekim tarafından yapıldı.
Yeni nesil biyoteknoloji ürünü olarak adlandırılan çalışma; yaşlanma, cilt yenilenmesi, saç dökülmesi, yanık veya yara iyileşmesi gibi alanlardaki biyolojik süreçlerde önemli rol oynuyor.
“KANSER TEDAVİSİNDE VE KANSER TEŞHİSİ KONULMASINDA ROL OYNAYACAK”
Türk bilim insanı Doç. Dr. Tunç Tiryaki, yaptığı açıklamada, çalışmayı 7 yılda London Regenerative Institute bünyesinde farklı milletlerden 8 bilim insanı olarak geliştirdiklerini anlattı.
Çalışmalarının temelinin kök hücre tedavisine dayandığını dile getiren Tiryaki, "Siz gidip bir yere kök hücre enjeksiyonu yaptınız ama kök hücre kendisi bir şey yapmıyor, çevreye mesajcılar gönderiyor, bayağı bildiğin elçiler gönderiyor. 'O zaman biz kök hücre ameliyatı yapıp kök hücre toplamak yerine bu mesajcıları alsak aradan, aynı sonuçları alabilir miyiz?' dedik ve buraya geldi iş. Aslında bizim yaptığımız şey, hücrelerin birbirleriyle konuşmak için kullandıkları elçileri alıp bunları tedavide kullanmak." diye konuştu.
Doç. Dr. Tiryaki, çalışmalarında dana kordon kanı kullandıklarını aktararak, bundan elde ettikleri eksozomları yara iyileşmesinden yanık tedavisine, şeker hastalığından cilt gençleştirmeye kadar pek çok alanda kullanabildiklerini söyledi.
Çalışmayı ilk adım olarak niteleyen Tiryaki, "Daha yeni başlıyoruz. Bence bu çalışma kanser tedavisinde, kanser teşhisi konulmasında, ilaçların hücrelere aktarılmasında öncü rol oynayacak çünkü bu çalışma elçi vazifesi görecek." dedi.
Doç. Dr. Tiryaki, ekipleriyle yürütecekleri sürece ilişkin, "Biz şu anda bu ürünü ilk adım olarak görüyoruz. Bunu bir medikal cihaz olarak lisanslayıp enjekte edilebilir hale getirmeye, arkasından da ilaç olarak lisanslayıp, ağızdan alınabilir hale getirmeye çalışacağız." diye konuştu.