Kahve, günün başlangıcını daha enerjik hale getiren ve çoğumuzun sabahları ihtiyaç duyduğu bir içecek olmasının yanı sıra, aynı zamanda sosyal bir alışkanlık haline gelmiş bir içecektir. Ancak kahvenin en önemli bileşeni olan kafeine olan bağımlılığımız, yalnızca kafeinsiz kahveye geçmeye karar verdiğimizde kendini gösterir.
Kafeinsiz kahve, geleneksel kahveye kıyasla daha düşük kafein içeriğiyle sağlığa bazı faydalar sunabilir. Milano Üniversitesi'nden Dr. Carlo La Vecchia, kafeinsiz kahvenin, çekirdeklerin kafeinden arındırılması için kimyasal işlemlerle veya suya batırılarak elde edilen bir içecek olduğunu belirtiyor. Ancak, bu işlem kafein miktarını tamamen ortadan kaldırmaz. Normal bir kahvede yaklaşık 100 mg kafein bulunurken, kafeinsiz kahve yalnızca 2 mg kafein içerir.
Kafeinsiz kahvenin sağlığa olan faydaları arasında potasyum, magnezyum ve B vitamini alımını artırmak yer alırken, aynı zamanda inflamasyonu azaltmaya, bağırsak sağlığını iyileştirmeye, kalp sağlığını güçlendirmeye ve diyabet riskini düşürmeye yardımcı olabilir. King's College London'dan Prof. Sarah Berry, kahvenin içinde bulunan polifenoller sayesinde bu faydaların elde edildiğini, kahve içmenin yaşam süresini uzatabileceğini belirtiyor.
Öte yandan, kafeinsiz kahve, özellikle uyanıklık ve odaklanmada geçici bir artış sağlamadığından, kafeine duyarlı kişiler için daha uygun olabilir. Ayrıca akşamları uyku problemleri yaşayanlar için kafeinsiz kahve tercih edilebilir.
Her ne kadar kafeinsiz kahvenin faydaları olsa da, kafeinsiz kahve içmenin de sınırları vardır. Günde 5 fincandan fazla kafeinsiz kahve içmek önerilmez, çünkü kafeinsiz kahve de küçük miktarda kafein içerir.
Sonuç olarak, kafeinsiz kahve, kafeine duyarlı kişiler ve akşam saatlerinde daha iyi uyku arayanlar için iyi bir seçenek olabilir. Ancak, her iki seçeneğin de sağlık açısından faydaları vardır ve hangi tür kahve içileceği kişisel bir tercih olmalıdır.