Op. Dr. Aylin Akbay, Afrika sıcaklarının da yaklaşmasıyla evlerde ve işyerlerinde sıklıkla kullanılan klimanın göze etkilerini anlattı.
Akbay, "Klima ortamı soğuturken bir taraftan da ortamdaki nemi alır. Göz de bu durumda çok etkilenir. Çünkü klima; gözün yüzeyinde, göz kapağımızla gözümüzün arasındaki sıvının buharlaşmasına sebep olur. Böylece göz kapağıyla gözün sürtünmesini artırır. Ardından hasta, göz kuruluğu hissetmeye başlar. Göz kuruluğu çok sık görülen ve poliklinikte çok karşımıza çıkan bir durumdur. 2 türlü göz kuruluğu vardır. Bunlardan biri gözyaşının eksikliği diğeri ise gözyaşının yüzeyden hızla uzaklaşması, buharlaşmasıdır. En çok gördüğümüz ise gözyaşının hızlı uzaklaşması yani buharlaşmasıdır. Klima da bunu çok arttırıyor." diye konuştu.
Akbay, "Klima, gözümüzün yüzeyindeki gözyaşını azaltması sebebiyle gözümüze zarar veren bir durum hâline geliyor. Göz kuruluğu yapıyor demiştik. Bu dolaylı yönden de göz yüzeyinde enfeksiyonlara yatkınlık yapar. Yani viral ve bakteriyel enfeksiyon sıklığını artırır. Ayrıca gözde alerjik konjonktivit reaksiyon sıklığını da arttırır. Bu nedenle hasta; yanma, batma, kaşınma, sulanma şikâyetleri sıklıkla karşımıza gelir." ifadelerini kullandı.
Klimanın göz yüzeyini kuruttuğundan kontakt lens kullanıcılarının gözünde de problem yaratacağını vurgulayan Akbay, "Eğer düzgün ve rutin düzenli muayeneye gelmiyorlar ise ve kötü bir kullanıcı ise göz yüzeyindeki kuruluk daha fazla görülür. Konjonktivitler daha ağır seyreder. Hatta kornea iltihabı yani keratit dediğimiz bir durumla da karşılaşırız ki bu görme azalmasına sebebiyet verebilen bir durumdur" dedi.