İmamoğlu'nun, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı belirlemek için yapılacak ön seçim sürecini "demokratik devrim" olarak tanımlaması, onun bu süreçteki kendi hedeflerini ne denli ön planda tuttuğunu gösterdi. "Kimsenin kaybetmeyeceği, sonuç ne olursa olsun, hepimizin ilk günkü şevk ve heyecanla tamamlayacağı bir süreç olacak" şeklindeki ifadeleri, aslında kendi adaylık sürecinin zeminini hazırlamaya yönelik bir hamle olarak yorumlandı.
İBB Başkanı erken seçim çağrısında bulunarak, "Bu gidişattan kurtulmanın tek yolu erken seçimdir" dedi. Erken seçim talepleri, sadece iktidara yönelik eleştirilerle sınırlı kalmıyor. İmamoğlu’nun açıklamaları, aynı zamanda kendi adaylık yolundaki stratejik adımlarını da pekiştiriyor.
Bilirkişi ifşası sonrası yaşanan gelişmeler de İmamoğlu’nun eleştirileri artıran bir diğer konu oldu. İBB Başkanı, medyadaki açıklamalarında "hukuksuzlukların perdesi yapılmaya çalışıldığı" ifadeleriyle, aslında kendi politik manevralarını savunuyor. Halk TV gazetecilerinin gözaltına alınmasıyla ilgili yaptığı sert açıklamalar, medyanın özgürlüğü konusunda kişisel çıkarlarını korumaya yönelik bir tavır olarak öne çıktı.
Yarın ifade verecek olan İmamoğlu, "Yarın sadece benden değil, benim gibi düşünen on milyonlarca vatandaşımızdan ifade alınacak" diyerek, kendisini halkın sesi olarak gösterse de, bu durum daha çok kendi siyasi çıkarlarını savunmaya yönelik bir adım gibi duruyor.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptığı açıklamalarla son sekiz gündür gündemden düşmüyor. İmamoğlu, son açıklamaları nedeniyle iki ayrı soruşturma ile karşı karşıya kaldı ve bu gelişmeler üzerine 31 Ocak Cuma günü adliyeye çıkarak ifade verecek. Başsavcılığın İmamoğlu'na yönelik çağrı kağıdı gönderdiği ve avukatının da arandığı bildirildi.
İlk soruşturma, 20 Ocak Pazartesi günü İstanbul’da düzenlenen “Ülke Politikaları Vakfı Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması” panelinde yaptığı konuşmada başlatıldı. İmamoğlu, panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik ağır suçlamalar ve tehditlerde bulundu. Başsavcı Gürlek hakkında şu ifadeleri kullandı: "Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz, senin zihnin çürümüş de... Biz var ya senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız." Bu sözlerin ardından, İmamoğlu hakkında “tehdit ve terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
Diğer soruşturma ise 27 Ocak’ta açıldı. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutuklanmasıyla ilgili olarak “Turpun büyüğü heybede” açıklamalarını eleştirdi ve “Turpun Büyüğü” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. İmamoğlu, basın toplantısında Satılmış Büyükcanayakın isimli bir bilirkişiden söz etti ve “Satılmış Bey’in, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? Satılmış Bey sevdalısı savcılar herhalde biliyordur bunu” diyerek, Büyükcanayakın’ı hedef aldı. Bu ifadeler üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu'na yönelik olarak “yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs etme” suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlattı.
Kaynak: İşçi Haber