Teknoloji ve bilimdeki gelişmeler, nesli tükenmiş hayvanları yeniden canlandırmayı mümkün kılacak bir adım atıyor. ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, mamut, dodo ve Tazmanya kaplanı gibi yok olmuş türleri yeniden hayata döndürmek için büyük bir yatırım aldı. Ancak bu çığır açıcı projeler, bilim dünyasında hem heyecan hem de eleştirilerle karşılaşıyor. Peki, nesli tükenmiş bu türlerin geri getirilmesi ekosistemlere ne gibi etkiler yaratacak?
Nesli Tükenmiş Türler Gerçekten Geri Dönebilir Mi?
2021 yılında kurulan Colossal Biosciences, nesli tükenmiş türlerin DNA’sını kullanarak, bu türlere en yakın akrabalarından genetik olarak benzer yeni organizmalar üretmeyi amaçlıyor. Şirket, Asya fillerini genetik olarak düzenleyerek mamutları canlandırmayı, dodo kuşunu yeniden getirmek için Nicobar güvercinlerinden faydalanmayı ve Tazmanya kaplanını geri getirmek için de yağ kuyruklu dunnart adlı keseli hayvanı kullanmayı planlıyor. Bu projeler, bilim dünyasında büyük heyecan yaratırken, aynı zamanda büyük tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Colossal Biosciences’ın projeleri, tartışmalara yol açtı. Nuffield Biyoetik Konseyi Başkan Yardımcısı Melanie Challenger, “Bu bir 'yeniden diriliş' değil, aslında yeni bir tür üretimi” diyerek, bu tür projelerin etik açıdan incelenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Genetik olarak değiştirilmiş organizmaların yaratılması, biyoetik konularda derinlemesine düşünmeyi gerektiriyor. Bu tür çalışmalar, sadece bilimsel değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk da taşıyor.
Yeni Türler mi, Yoksa Gerçekten Yeniden Diriliş Mi?
Nesli tükenmiş hayvanların geri getirilmesi için kullanılan yöntemler arasında klonlama, genetik düzenleme ve seçici çiftleştirme bulunuyor. Klonlama, genetik kodu tam olarak koruyabilse de uygulama alanı sınırlı. Seçici çiftleştirme ise soyu tükenmiş hayvanların modern akrabalarında bulunan belirli özelliklerin tekrar ortaya çıkarmayı hedefliyor. Bu yöntemler, Colossal Biosciences’ın mamutları geri getirme planlarına ışık tutuyor. Ancak, bilim insanları bu sürecin ekosistemler üzerindeki uzun vadeli etkilerini tartışmaya devam ediyor.
Bir diğer önemli soru ise, yeniden canlandırılan hayvanların doğal ortamlarında nasıl bir etki yaratacağı. Texas A&M Üniversitesi'nden felsefe profesörü Clare Palmer, “Ekosistemler hızla değişiyor. Eğer doğal ortamları artık onlar için uygun değilse, nesli tükenmiş hayvanları geri getirmek başarılı olmayabilir” şeklinde konuşuyor. Bilim insanları, bu projelerin ekosistemleri yeniden dengeleyip dengelemeyeceği konusunda çeşitli senaryolar geliştiriyor. Bu süreç, sadece biyoçeşitliliği koruma açısından değil, aynı zamanda çevresel ve ekolojik dengenin sağlanması için de büyük bir zorluk teşkil edebilir.
Colossal Biosciences, mamutların ve diğer tükenmiş türlerin yeniden hayata dönmesinin yanı sıra, kuzey beyaz gergedanı gibi mevcut türlerin korunması için de projeler yürütüyor. Şirketin, filler için geliştirilen bir aşı çalışmasına yaptığı yatırımlar, bu alandaki etkileşimi ve projelerin geniş bir perspektifle ele alınmasını sağlıyor. Ancak bu tür projelerin başarılı olup olmayacağı, zamanla netleşecek. Şirket, bilimsel gelişmeleri akademik dergilerde yayımlamasa da, bu çalışmalarını ilerleyen dönemlerde akademik camia ile paylaşmayı planlıyor.