"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
2°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,0657 %0.04
37,3909 %-0.01
3.461.707 %-2.144
3.353,55 -0,13
İşçi Haber Yaşam Netflix'in 'Adsız Aşıkları'ndan gerçek hayata: Ruh eşini kokuyla bulmak

Netflix'in 'Adsız Aşıkları'ndan gerçek hayata: Ruh eşini kokuyla bulmak

Netflix'in 'Adsız Aşıkları' dizisinde Hazal karakteri, insanların ruh eşlerini kokularıyla bulabileceğini savunuyor. Hazal karakterinin, ruh eşlerinin kokularını bulma fikri,Claus Wedekind'in yaptığı bilimsel deneyle doğrulanmış olabilir. Peki, bu ilginç deney neyi ortaya koyuyor?

Netflix'in yeni dizisi Adsız Aşıklar'da, Hazal karakteri insanların ruh eşlerini kokularından bulabileceklerine inanan bir bilimsel deneyin peşindedir. Hazal’a göre, her bireyin bir ruh eşi vardır ve bu ruh eşini bulmanın anahtarı, burnumuzda saklıdır. İlginç olan ise, bu fikrin bilimsel olarak kanıtlanmış olmasıdır. Claus Wedekind, insan davranışlarının evrensel kökenlerini anlamak amacıyla gerçekleştirdiği araştırmalarla bu hipotezi test eden bilim insanlarından biridir. Wedekind'in "kokulu tişört deneyi", bu ilginç keşfi destekleyen en önemli çalışmalarından birini oluşturuyor.

'Kokulu Tişört' Deneyi

Claus Wedekind, bilimsel araştırmalarına 49 kadın ve 44 erkek gönüllüyle başlamıştır. Deneyin temelinde, erkeklerin farklı bir kokusunu anlamak ve kadınların bu kokulara verdiği tepkiyi ölçmek yer almaktadır. Erkeklerden, belirli bir süre boyunca aynı pamuklu tişörtü giymeleri istenmiş, tişörtlerin temiz olması ve kokularının saf kalması için parfüm, sigara gibi kokulara neden olabilecek etkenlerden uzak durmaları sağlanmıştır. Amaç, her bireyin kendine ait doğal kokusunun elde edilmesiydi.

Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Kimyasal Çekim

Deneye katılan kadınlar ise yalnızca doğal döngülerinin ikinci haftasında, yani menstrüasyon döngüsünün ortasında olmalarına ve doğum kontrolü hapı kullanmamalarına özen gösterilmiştir. Bu özel koşullar, hormonlarının genetik çekimi etkileyebilecek şekilde işlediği dönemi kapsıyordu. Kadınlara, sadece erkeklerin kokularını içeren tişörtler kutulara konulup verilmiş ve onları koklamaları istenmiştir. Deneyin sonuçları ise oldukça dikkat çekicidir.

Genetik Farklılıkların Rolü

Deneyin sonucunda, kadınların kendilerine benzer genetik yapıya sahip erkeklerin kokularını çekici bulmadıkları, ancak MHC (Major Histocompatibility Complex) genetik yapısı daha farklı olan erkekleri tercih ettikleri gözlemlenmiştir. MHC genleri, insanların bağışıklık sisteminin temelini oluşturan genlerdir ve bilimsel açıdan, insanlar bilinçdışı olarak farklı MHC genlerine sahip bireylerle bir araya gelmeye eğilimlidirler. Bunun nedeni, türün daha sağlıklı ve güçlü bir şekilde devam etmesidir. Kısacası, vücut kendine yakın genetik yapıda bir partner arayarak, gelecekteki nesillerin bağışıklık sistemini güçlendirmeyi hedefler.

Erkeklerin de Benzer Eğilimleri

Erkekler üzerinde yapılan aynı testlerde de benzer sonuçlar elde edilmiştir. Erkekler de, kendilerine yakın MHC genlerine sahip kadınların kokularını daha az çekici bulmuş, ancak daha farklı genetik yapıya sahip kadınları daha cazip olarak değerlendirmiştir. Bu bulgular, doğadaki genetik çeşitliliğin insanların biyolojik çekimini yönlendirdiğini göstermektedir.

Doğum Kontrol Hapının Etkisi

Deneyin en ilginç bulgularından biri, doğum kontrolü hapı kullanan kadınların bu biyolojik çekimden etkilenmemeleriydi. Doğum kontrolü hapları, kadınların hormon seviyelerini sabitleyerek, doğal biyolojik döngülerinin dışında kalmalarına neden olmaktadır. Bu durum, kadınların genetik çekimle ilgili bilinç dışı tepkilerini de engellemektedir. Böylece, doğum kontrolü kullanan kadınlar, erkeklerin doğal kokularına karşı daha az duyarlı olmuşlardır.