Altın, Salı günü erken saatlerde 1.930 doların altına geriledi, ardından kayıplarının bir kısmını telafi ederek yazının yazıldığı sıralarda 1.933 dolardan işlem gördü. Commerzbank analisti Carsten Fritsch, Rusya ve Ukrayna arasında yeniden başlayan görüşmelerin piyasalarda risk iştahını artırdığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Altın fiyatı, Ukrayna’daki savaşın sona erebileceği yönündeki umutlar nedeniyle düştü. Bu durum, güvenli liman talebinin azalmasına yol açtı."
Ayrıca ABD 10 yıllık tahvil faizleri %2,12 seviyesine çıkarak Temmuz 2019’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Bu yükseliş, faiz getirisi olmayan altını daha az cazip hale getirerek fiyatlar üzerinde ek bir baskı yarattı.
Altın ETF’lerine Yoğun İlgi: Bu Ne Anlama Geliyor?
Petrol fiyatlarındaki sert düşüşün devam ettiği günlerde, altın ETF’lerine ise dikkat çekici girişler yaşandı. Bloomberg verilerine göre, altın ETF’leri yaklaşık 56 tonluk giriş kaydetti. Bu rakam, Mart 2020’den bu yana görülen en büyük haftalık artış olarak kayda geçti. Mart ayı başından bu yana ETF’lere toplam 91 ton altın aktarıldı. Önceki büyük girişler, altının 2.075 dolarlık rekor seviyeye ulaştığı Temmuz 2020 döneminde yaşanmıştı.
FED Kararı Altın Üzerinde Yeni Bir Baskı Yaratır mı?
Tüm gözler, Çarşamba günü açıklanacak olan FED faiz kararına ve Başkan Jerome Powell’ın yapacağı değerlendirmelere çevrildi. Piyasalar, FED’in 25 baz puanlık faiz artışını büyük ölçüde fiyatladı. TD Securities stratejistleri, FED’in daha şahin bir profil sergilemesi durumunda altın fiyatlarında daha derin bir konsolidasyon yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.
Öte yandan Carsten Fritsch, bu yıl yapılması beklenen faiz artırımlarının altın fiyatı üzerinde artık ek bir baskı yaratmayacağı görüşünde:
"Yıl sonuna kadar toplamda altı faiz artırımı öngörüyoruz. Ancak bu, altın üzerinde daha fazla baskı oluşturacak gibi görünmüyor."
Analist ayrıca, FED'in daha agresif bir sıkılaştırma sürecine geçmesi durumunda bu dengenin değişebileceğini de vurguluyor.
Enflasyon Yükselirse Altın Ne Olur?
Carsten Fritsch, enflasyonun seyrinin altın piyasası açısından belirleyici olacağını ifade ederek şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Şu anda ABD’de enflasyon %7,9 ile 40 yılın zirvesinde. Ekonomistler, enerji fiyatlarının etkisiyle bu oranın %9’a kadar çıkabileceğini öngörüyor."
Bu durum, yatırımcıların güvenli liman arayışını artırarak altına olan talebi destekleyebilir.
Exinity baş piyasa stratejisti Hussein Sayed, FED’in içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekiyor. Sayed’e göre, Ukrayna’daki savaş ve bunun tetiklediği enerji fiyatlarındaki artış, para politikasının manevra alanını daraltıyor:
"Enflasyon zaten yüksekti, savaş sadece ateşi körükledi. Fed para politikasını hızla sıkılaştırırsa, durgunluk riski artabilir."
Sayed, faiz artışlarının ardından bilanço küçültme adımlarının piyasalar üzerindeki etkisinin daha büyük olabileceğini de ekliyor.
Dünya Merkez Bankaları Ne Yapacak?
Bu hafta sadece FED değil, İngiltere ve Japonya merkez bankalarının da faiz kararları açıklanacak. Capital Economics baş ekonomisti Neil Shearing, gelişmeleri şöyle yorumluyor:
"Ukrayna’daki savaş, para politikası tartışmalarının çerçevesini değiştirdi. Ancak genel beklenti, gelişmiş ekonomilerde sıkılaştırmanın bu yıl devam edeceği yönünde."
Altın İçin Destek: Merkez Bankalarının Resmi Alımları Artar mı?
TD Securities stratejistleri, merkez bankalarının altın alımlarını artırabileceğini belirtiyor. Stratejistler, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların ardından merkez bankalarının daha fazla altın talep edebileceğini ifade ediyor:
"Resmi altın alımları, küresel jeopolitik ve makroekonomik gelişmeler ışığında altın için ileriye dönük destekleyici bir faktör olabilir."
Son aylarda resmi altın alımlarının düşük seyretmesine rağmen, önümüzdeki dönemde yeni bir artış dalgası yaşanabileceği öngörülüyor.