ANKARA (AA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın beşten büyük olduğunu, kendini büyük kabul eden ülkelerin de kabul edeceğini vurgulayarak, "Olacak olan şey şu: Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler, hepsi dönüşümlü olarak Birleşmiş Milletlerde daimi üye olma hüviyetine kavuşacaklar." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde 3. TürkiyeAfrika Ortaklık Zirvesi kapsamında Afrikalı gençlerle bir araya geldi.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği okuyan Menel Türki Eker, Tunuslu olduğunu ve yaklaşık 4 yıldır Türkiye'de yaşadığını belirtti.
Türk kökenli oldukları için soyadının "Türki" olduğunu söyleyen Türki Eker, "Dedelerim Osmanlı zamanında Türkiye'den gelmişler ve Tunus'a yerleşmişler. Çocukluğumuzdan beri hep bunu bize anlattılar ve ben Türkiye sevdalısı olarak büyüdüm." dedi.
Türki Eker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın videolarını, 2013'ten beri ailece Arapça alt yazılı izlediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Ben samimiyetinizden ve konuşmalarınızdan çok etkileniyordum. O yüzden belki bir gün sizinle görüşürüm hayaliyle Türkçe öğrenmeye karar verdim. Evde tek başıma öğrenmeye başladım. Ondan sonra üniversitede Türkçeyi seçmeli ders olarak almak istedim fakat hocalar 'yeterli öğrenci sayısı olmadığı için sınıf açamıyoruz' dediler. O anda biz, Türkçeyi ve Türkiye'yi tanıtmak amacıyla 6 arkadaşla Türkçe Kulübü kurduk. Bugün Tunus'ta Türkçe öğrenen yaklaşık 2 bin öğrenci var."
Bu sözler, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve salondakilerden alkış aldı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece ailece hiç uyumadıklarını ve dua ettiklerini anlatan Türki Eker, "Çok şükür Allah Müslümanların duasını kabul etti ve Türkiye'nin zaferi, bizim zaferimiz oldu ve biz buna çok sevindik." dedi.
Türki Eker, Uluslararası Staj Programı kapsamında, 2017'de ilk uluslararası stajyer olarak Türkiye'ye geldiğini ifade ederek, 2020'de Türk vatandaşı olan eşi Mehmet Eker ile evlendiğini söyledi. Türki Eker, 4 kardeş olduklarını ve hepsinin şu an Türkiye'de eğitim gördüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşma fırsatı bulmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türki Eker, "Bugün hayallerim gerçekten gerçek oldu, çok mutluyum. Sizin de dediğiniz gibi 'Hayaldi, gerçek oldu.', çok teşekkür ederim." diye konuştu.
Moritanya'dan Türkiye'ye gelen Ahmet Selmadullah da Ankara Üniversitesinde yüksek lisansını tamamladığını, şimdi de Marmara Üniversitesinde doktora yaptığını kaydetti.
Selmadullah, Cumhurbaşkanı Erdoğan için yazılan bir şiir okudu.
Çad'dan gelen ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğrencisi olan Abdulkadir Tegenarin, şunları söyledi:
"Afrika'nın kalbi olan Çad'dan, Türkiye'nin kalbi olan, siyasetin kalbi olan Ankara'ya gelip siyaset bilimi okumanın ne kadar büyük bir şans olduğunu bilir misiniz? Afrika'da yaşananları, gönüldaşlarımız ve kader ortağımız olarak gören Sayın Cumhurbaşkanımız, bizlere bambaşka bir bakış açısı kazandırarak daha adil bir dünyanın ütopik olmadığını göstermiştir. Biz de bu vizyonla önce kendi ülkelerimiz için, sonra da daha adil bir dünya için 'varız' diyoruz."
Ankara Hacı Bayram Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Teya Fakoni, kendisine nereli olduğu, Türkiye'ye nasıl geldiği gibi birçok konuda sorular sorulduğunu söyleyerek, "Ben de 'Futbolcu Drogba'nın ülkesi Fildişi Sahili'nden geliyorum.' diyorum. Hemen anlaşıyoruz, 'kanka' diyorlar. Siz Türkler ile biz Afrikalıları bu kadar yakınlaştıran şey, sizin de bizim de sıcakkanlı olmamız ve futbol sevdamızdır." dedi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde, uluslararası ilişkiler bölümünde yüksek lisans yapan yabancı bir öğrenci de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Afrika'da insan hakları ve demokrasi ile ilgili mesajınızı almak isterim. Yani sizin başarılı bir lider olarak Afrikalı liderlere sunmak istediğiniz mesaj ne?" sorusunu yöneltti.
"Hepimiz orada daimi üye olma hakkını elde edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan da dolaştığı Afrika ülkelerinde özellikle "dünya beşten büyüktür" tezini anlattığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Öncelikle 'Kendinize güvenin' diyorum, kendinize inanın. Biz Türkiye olarak sizlerle her zaman birlikte olacağız, beraber olacağız ama sizin kendinize inanmanız çok önemli. Gün ola inşallah göreceksiniz, bu dünyanın beşten büyük olduğunu, kendini şu anda büyük kabul edenler kabul edecekler. Ne olacak? Olacak olan şey şu: Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler, hepsi dönüşümlü olarak Birleşmiş Milletlerde daimi üye olma hüviyetine kavuşacaklar. Dolayısıyla bugün Zimbabve, icabında geçici üye değil, yarın daimi üye olacak. Türkiye geçici üye değil, daimi üye olacak. Er veya geç dönüşümlü olarak hepimiz orada daimi üye olma hakkını elde edeceğiz, bunu yakalamamız lazım."
Yarının güçlü Türkiye'sinin bunu başaracağını ama buna Afrika ülkelerinin de inanmasının gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Şu anda bu beş tane daimi üye ülke içinde bir tane Müslüman ülke var mı? Yok. Müslümanların orada daimi üye olma hakkı yok mu? Bizim inancımızın da mücadelesini vermemiz lazım. Afrikalı niçin orada yerini almasın? Bunları başarmamız lazım. İşte bu gençlik, siz niye okuyorsunuz? Yarın buralardaki haklarınızı elde etmek için okuyorsunuz, bunu başarmanız lazım. Tayyip Erdoğan'ın da görevi bu, sizin de göreviniz bu, bunu başarmamız lazım. Onun için azmedeceğiz, kararlı olacağız, inanacağız ve bu işi başaracağız." ifadelerini kullandı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde eğitim gören Mozambikli bir öğrenci de Türkiye'nin Afrika politikasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Çünkü Türkiye, Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler ilkesiyle yaklaşmaktadır. Aynı zamanda temelinde insan vardır." dedi.
Ankara Üniversitesinde İslam hukuku alanında doktora yapan Burkina Fasolu bir öğrenci, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde Türk dünyası ülkelerinin toplandığını hatırlatarak, "Afrika ülkelerinin, siyasetlerinde böyle bir ideale ihtiyaçları var. Bu idealiniz çerçevesinde TürkiyeAfrika ilişkilerine yönelik neler planlıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu işe hep beraber inanmaları gerektiğinin altını çizerek, "Sizler de buralardan mezun olduktan sonra ülkelerinize döndüğünüzde, hele hele siyasete adım attığınızda oralarda bu işin alt yapısını oluşturmanız lazım. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile müşterek yapacağınız çalışmalar, inanıyorum ki geleceği çok daha garanti altına almayı sağlayacaktır." dedi.
Yaklaşık bir ay önce Türk dünyasını bir araya getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "İstanbul'da Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda beraber bir toplantı yaptık. Afrika'yla da bizim bu adımı atmamız, inanıyorum ki çok daha kolay olacaktır. Ülkenizin ayağa kalkması noktasında üzerinizde çok büyük yükler var, kendinize inanın. Bir de unutmayın, Rabbimiz ne buyuruyor? Bir kere azmettin mi Allah'a tevekkül et yeter. Bunu yapıp yola devam etmek lazım. Bunu da yaparız değil mi? Bir manimiz yok, ben size inanıyorum, size güveniyorum. Bu işi başarıyla inşallah götüreceğiz ve Türkiye'den okuyup da ülkelerine dönen siz gençlerle biz çok şeyleri başaracağız."
Cibuti'den gelen ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde işletme bölümünde doktora yapan bir öğrenci ise Türkiye bursları sayesinde binlerce Afrikalı öğrencinin Türkiye'de eğitim alma imkanı bulduğuna dikkati çekti.
Bu öğrencilerin ülkelerine dönüp önemli görevler üstlendiğini belirten öğrenci, "Afrika'da Türkçe öğrenmek ve Türk kültürünü tanımak isteyen pek çok insan var. Türkiye'de de Afrika kültürüyle ilgilenen birçok genç Türk var. Bu çerçevede Türkiye'deki üniversitelerde Afrika kültür merkezlerini açmak ve Yunus Emre Kültür Merkezlerini Afrika'da yaygınlaştırmak gibi bir projeniz söz konusu mu?" sorusunu sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Yunus Emre Enstitüleri, TİKA, YTB gibi kurum ve kuruluşlarla Türkiye'yi dünyaya açma gayretinde olduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyayı da Türkiye'ye taşıma gayreti içinde olduk ve iyi de mesafe aldık. Şu anda iyi bir konumdayız. Önümüzdeki yıllarda bu işi çok daha iyi bir noktaya getireceğimize inanıyorum. Gittiğimiz ülkelerde de zaten, süratle oralarda TİKA'mız olsun, Yunus Emre Enstitülerimiz olsun, bütün bunlar kurumsallaşıyor ve kurumsallaşmak suretiyle de oralarda adımlarımızı atarak yaygınlaşıyoruz ve oralarda öğrenciler yetiştirirken Türkiye'ye de getirip, Türkiye'de de onları yetiştirmeye devam ediyoruz."
(Sürecek)