Toplantıda Türkiye'yi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç temsil etti.
"Ekonomik Toparlanma için Dijital Dönüşüm Oturumu"nda konuşan Bakan Varank, dijital dönüşümün ekonomik dayanıklılığa ulaşmadaki önemini vurguladı.
Dijitalleşmeye olan bağımlılığın artmasının yeni dijital eşitsizliklere ve güvenlik sorunlarına neden olabileceğine işaret eden Varank, "Ülkeler, endüstriler ve toplumlar arasında eşit olarak yayılacak kapsayıcı dijital dönüşümü sağlamak için koordineli ve kapsamlı stratejilere ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.
Varank, sağladıkları istihdam ve GSYH'ye katkılarıyla ekonomilerin bel kemiği olan KOBİ'lerin bu anlamda kilit oyuncular olduğuna dikkati çekti.
"Özel destek programları tasarlıyoruz"
KOBİ'lerin büyük firmalara kıyasla sağlıklı bir iş ekosistemine daha fazla bağımlı olduğunu ifade eden Varank, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin dijital çözümleri geliştirmek ve benimsemek için daha fazla kaynak ve yeteneğe ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle KOBİ'leri desteklemek gerektiğini anlattı.
Türkiye olarak özel destek ve teşvik programları hazırladıklarını söyleyen Varank, geliştirdikleri "Sanayi ve Teknoloji Stratejisi" ile de şirketleri, kapsayıcı, sorumlu ve sürdürülebilir dijital dönüşüme teşvik ettiklerini bildirdi.
Uluslararası iş birliğinin dijital dönüşümün avantajlarından yararlanmanın yanı sıra zorluklarıyla mücadele etmenin de anahtarı olduğunu belirten Varank, bu kapsamda G20, Dünya Ekonomik Forumu, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) gibi çok uluslu platformların rolüne büyük önem verdiklerini kaydetti.
"Ortak eylemler gerekli"
Varank, nesnelerin interneti, yapay zeka gibi teknolojilerde yol haritaları hazırladıklarını belirterek, KOBİ'lerin zor zamanlarda hayatta kalmalarını sağlamak için insan odaklı pilot projeler tasarladıklarının bilgisini verdi.
Yapay zekaya yönelik düzenlemeler ve etik normları belirleme konusunda dünya çapındaki girişimlere de aktif katılım sağladıklarını vurgulayan Varank, "G20, OECD, UNESCO ve AB tarafından belirlenen insan merkezli yapay zeka ilkelerine dayanarak Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi tasarladık." dedi.
Varank, Avrupa Birliği çerçeve programlarına değinerek, Ufuk 2020'de başarılı sonuçlar elde edildiğini, Ufuk Avrupa ve Dijital Avrupa programlarına da katılmayı planladıklarını dile getirdi.
Gelişmiş dijital becerilere yatırım ve bu alanlarda altyapı oluşturulması konusunda ortak eylemlerin gerektiğine dikkati çeken Varank, dijital ekonominin sosyal ve ekonomik etkilerini izleme yeteneğini geliştirmek için kapsayıcı ve çok paydaşlı diyaloğu teşvik ettiklerinin altını çizdi.
"Uzun vadeli hedefler belirledik"
Varank, toplantı kapsamında gerçekleştirilen "Dijital Ekonomide Toplum" oturumundaki konuşmasında da Kovid19 salgınının küresel tedarik zincirlerinde önemli zorluklara neden olduğunu anımsatarak, "Bu durum işletmeleri, tedarik zincirlerini daha esnek ve iş birlikçi hale getirmeye teşvik ediyor." diye konuştu.
Blokzincir teknolojisinin küresel tedarik zinciri yönetimini dönüştürme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Varank, hükümetlerin de işletmeler ve tüketiciler arasındaki hassas dengeyi korumak zorunda olduğunu ifade etti.
Varank, tüketici güvenini artırmanın dinamik ve karmaşık eticaret pazarında başarının temel taşı olmaya devam ettiğine işaret ederek, salgın döneminde çevrim içi işlemlerde ve eticarette yaşanan keskin artış göz önüne alındığında, deklarasyonu memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti.
Blokzincir teknolojisinde çığır açan yeniliklere ulaşmak için uzun vadeli hedefler belirlediklerinin bilgisini veren Varank, "Finans, kamu, ulaşım, lojistik ve gümrük hizmetlerinde blokzincir uygulamalarının kullanımını destekliyoruz. Akademi, kamu ve özel sektör kurumlarıyla araştırmacılar tarafından önerilen ArGe projelerini desteklemek için Blokzincir Araştırma Laboratuvarı ve Blokzincir Araştırma Ağı kurduk." diye konuştu.
"Çocuklara birçok fırsat sunuyor ancak..."
Varank, dijital ekosistemin çocuklar için birçok fırsat sunduğuna ancak paylaşılan kişisel verilerin bolluğunun çocukları tehlikeli risklere maruz bıraktığına işaret ederek, çocukların dijital ortamda korunması ve güçlendirilmesinin ilk kez G20'nin önceliklerinden biri haline gelmesinden memnuniyet duyduklarını belirtti.
Proaktif ve çok paydaşlı bir yaklaşımla çocuklar için güvenli, kapsayıcı, şeffaf ve faydalı bir dijital ortamın teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teknolojinin getirdiği esneklik, kimseye sorumsuz hareket etme veya kuralları çiğneme hakkı vermez. Bu konuda net olalım: Sosyal medya platformları dahil küresel şirketlerin evrensel normları göz ardı etmesine ve kendi kurallarını koymasına izin veremeyiz. Diğer sektörlerdeki muadilleri gibi vergi ödemeli ve kullanıcılarının haklarına ve mahremiyetine saygı göstermeliler."
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Koç da "Dijital Devlet" oturumunda bir konuşma yaptı.
Dijital ekonomi diplomasisi
Varank, Singapur İletişim ve Enformasyon Bakanı Josephine Teo, Hollanda Ekonomik İşler ve İklim Politikasından Sorumlu Devlet Sekreteri Mona Keijzer, Japonya Bilim ve Teknoloji Politikalarından Sorumlu Devlet Bakanı Inoue Shinji ve Güney Afrika İletişim ve Dijital Teknolojiler Bakanı Stella NdabeniAbrahams ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelere, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Koç ve Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Ömer Gücük katıldı.
Bakan Varank ayrıca Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) üst düzey temsilcileriyle mevcut ve potansiyel iş birliklerine yönelik heyetler arası bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantıya, Koç ve Gücük'ün yanı sıra İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran da katıldı.
G20 Dijital Bakanları toplantısı, bakanlar bildirisinin kabulünün ardından sona erdi.