İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'de son dönemde yurtlarda yer olmadığını bahane ederek 24 ildeki eylemlere 2 bin 243 kişinin katıldığını, bunlardan yalnızca 310'nun öğrenci olduğunu, bunların da tamamına yakınının yurt başvurusu olmadığını söyledi.
İçişleri Bakanı Soylu, Didim Polis Moral Eğitim Merkezi'nde Toplumsal Olayları Müzakere Kursu açılış programında yaptığı konuşmada, hizmet içi eğitim seminerlerine katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Geçen yılki toplantıdan farklı olarak bu yıl Sahil Güvenlik personelinin de eğitime katıldığını belirten Soylu, "Bana verilen bilgiye göre toplam 227 katılımcının 138'i polis, 79'u jandarma ve 10 personel de Sahil Güvenlik Komutanlığından." dedi.
ABD merkezli "silahlı çatışma yeri ve olay verileri projesi" verilerine göre, ABD polisinin güç kullandığı toplumsal olay sayısının 2019'dan 2020'ye 6 kat arttığına dikkati çeken Soylu, "Özgürlükler ve fırsatlar ülkesi” olarak ifade edilen ABD'deki bu tablonun, küresel güvenlik açısından dünyanın her noktasında bir sıkıntı olduğunu gösterdiğine de işaret etti. Geçmişte çok az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkede, darbeleri körüklemek amacıyla sokak eylemleri olduğunu hatırlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim ülkemizde de 67 Eylül hadiseleri yaşanmıştı. Sonrasında aynı maksatla başka sokak eylemleri de oldu. Bunları yabancı istihbarat örgütlerinin yaptığını biliyorduk. Yıllarca söylendi ve bizzat kendi arşivlerinin açılmasıyla da bunları itiraf ettiler. Peki şimdi sormak isterim, 'Sarı Yelekliler' eylemini bir istihbarat örgütü mü organize etti? Amerika'daki George Floyd eylemleri, 2017’de Almanya’da yaşanan G20 protestoları nasıl patlak verdi? Öyleyse, 'gelişmiş' sıfatıyla andığımız Batı medeniyetinin dünyayı getirdiği yerde bir sorun var ve kabul etmeliyiz ki rehberin kendisi bugün yolunu kaybetmiştir."
"Göçmenlere yapılan muameleyi biliyoruz"
İnsan hakları üzerinden, bir yeryüzü cenneti kurmayı vadeden Avrupa'nın kapısına göçmenlerin dayandığında neler olduğunun herkesçe görüldüğünü aktaran Soylu, şöyle konuştu:
"Göçmenleri taşıyan gemilerin Akdeniz'de limanlara yanaştırılmadığını, göçmen botlarının Ege'de nasıl ölüme itildiğini, sınırlarda yapılan muameleyi hepimiz gördük, biliyoruz. Avrupa'nın bugün nasıl ırkçılıkla sarsıldığını görüyoruz ve bütün bunların yanı sıra kendi ülkemizin de hangi güvenlik tehditleri altında olduğunu biliyoruz. Terör örgütlerinin yıllardır hem silahlı eylem gayreti içinde olduğunu hem de demokratik alana sızarak, demokrasi postuna bürünerek özgürlüklerimizi kısıtlamaya çalıştığını, kamu düzenini, huzurumuzu terörize etmek istediklerini biliyoruz."
Eylemler
Boğaziçi Üniversitesi olaylarını hatırlatan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Merkez kampüste 108 gözaltı yapmıştık. Bunların 101'inin Boğaziçi Üniversitesi ile hiçbir resmi, hukuki, öğrencilik veya mezuniyet bağı yoktu. Bunların da 79'u DHKPC, TKPML ve diğer terör örgütlerinin üyesi olan kişilerdi. Bugüne dönelim, 'Yurt bulamayan öğrenciler' bahanesiyle bir dizi eylem yapıldı. Ülke genelinde 24 ilde toplam 114 eylem ve etkinlik gerçekleştirildi. 24 ildeki eylemlere 2 bin 243 kişi katıldı, mükerrerleri düşersek eylemlere 2 bin 57 kişi katıldı. Bunlardan 310'u öğrenci. Bunların da tamamına yakınının yurt başvurusu bulunmuyor. Bunların daha ziyade sol marjinal gruplara müzahir olduğu belirlendi. Bunların da 6'sının PKK/KCK, 6'sının MLKP, 5’inin TKKKÖ, 2'sinin TKP Kıvılcım, 1'inin FETÖ/PDY, 1'inin TKİP, 1’inin DKP, 4'ünün de 'beni çok seven' LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi."
Yıllardır üniversitelerde ve dışarıda özellikle Taksim Meydanı'nda bu ve benzeri grupların klişeleşmiş eylemler yaptığını söyleyen Soylu, şunları kaydetti:
"Üç veya dört harfli, yetmezse araya bir de tire koyar, beş yaparlar; kullanılan sloganlar birbirine benzer, pankartlarda kullanılan renkler birbirine benzer, söylemleri birbirine benzer, hatta slogan atarken tutturdukları ritim bile birbirine benzer. Çoğu ya öğrenci değildir ya da kayıt dondurmuş veya derslere girmeyen kişilerdir. Yıllardır aynı profiller... Ya devrimcidir ya halk hareketidir ya kurtuluş bilmem nesidir. Esasen tüm bu yapıların çıkış noktası, birkaç silahlı marjinal terör örgütüdür ve bu eylemler, bunların eleman devşirme ortamlarıdır. Bazen piknik organizasyonlarıyla bazen gençlik festivali adı altında, bazen konser organizasyonlarıyla eleman devşirme faaliyetlerini aralıksız sürdürürler ve sürekli olarak demokratik eylemlere, özgürlük alanına sızma girişimini sürdürürler."
(Sürecek)