İngiltere'de tanıştığı ve o sırada yüksek lisans yapan Türk akademisyenle evlenen, Kur'anı Kerim'den etkilendiği için Müslüman olan Zeynep Jane Louise Kandur, kadınların sosyal, siyasi ve ekonomik hayatta haklarını daha iyi bilmesi için mücadele ediyor.
Londra'da 1963'te dünyaya gelen Kandur, ilköğretim ve lise eğitimlerinin ardından University of London, School of Slavonic and East European Studies'te üniversite eğitimi aldı.
Bir yıl da Rusya'da University of Voronezh'da eğitim alan Kandur, İngiltere'de yüksek lisans eğitimi alırken tanıştığı Türk akademisyen Hamza Kandur ile evlendi.
Kur'anı Kerim'den etkilenen Kandur, bir süre sonra Müslüman oldu. Ailesinin ve arkadaşlarının eleştirilerinden bunalan Kandur, 1992'de Türkiye'ye taşındı. Kayınvalidesi "Jane" ismini telaffuz etmekte güçlük çektiği için Zeynep ismini alan Kandur, 28 Şubat sürecinde başını açmamak için çok sevdiği öğretmenlik mesleğini bırakmak zorunda kaldı.
Kadın, çocuk, erkek demeden herkesin eğitimine önem veren Kandur, 28 Şubat sürecinde Türk vatandaşı olmamasına rağmen başı örtülü olduğu için baskı yapıldığını ve mesleğini bırakmak zorunda kaldığını dile getirdi.
Kandur, insanların "başörtüsü takmak zorunda değilsin, İslam böyle bir din değil. Eşin baskı yapıyor, biliyoruz" diye yorumlar yaptığını ve bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu belirtti.
Kandur, 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde evlerinin F16'ların sesiyle inlediğini dile getirerek, o süreçte BBC, Sputnik, Al Jazeera başta olmak üzere birçok yabancı basın kuruluşuna İngilizce röportajlar vererek gerçekleri anlattığını ifade etti.
Bir etüt merkezi kurduğu süreçte, kendisine ulaşan dönemin AK Parti İstanbul İl Yönetimi Kadın Kolları Başkanı Özlem Zengin'in kadın kollarına davet ettiğini anlatan Kandur, davet üzerine kadın kollarına katıldığını, aynı zamanda Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) ilk üyelerinden biri olarak derneğin çalıştaylarına katıldığını aktardı.
Bazı dernek, sivil toplum kuruluşları ve AK Parti kadın kollarında görev alan Kandur, KADEM'i anlatmak için BM'nin kadın üzerine yaptığı zirveye gittiğini, ayrıca IGETEV İz Bırakan Müslüman Kadınlar Projesi'ni de yönettiğini söyledi. Kandur, bu proje kapsamında hala eğitimlerin düzenlenmekte olduğunu dile getirdi.
Eşinin görevi için taşındıkları Antalya'da KADEM İl Temsilciliğine atanan Kandur, kadınlar ve Türk toplumu için çalışmaya her zaman hazır olduğunu ve eğitim üzerine yoğunlaştığını söyledi.
"KADEM'in çalışmalarına önem veriyorum"
Kadınlarla ilgili tüm dünyada sıkıntıların olduğunu dile getiren Kandur, "Batı'dan geldim ama orada da çok problemler var. Babam profesör, annem doktor olmasına rağmen başörtüsünü takınca sanki farklı biri olmuşum gibi insanlar bana başka baktı." diye konuştu.
Kadınlara ve ailelere yönelik eğitimler düzenleyeceğini anlatan Kandur, "KADEM'in çalışmalarına yoğunlaşmak istiyorum. Çok mesafe kat ettik, güzel yerlere geldik. KADEM Genel Merkeziyle yürüttüğümüz çalışmalara ek olarak bizler temsilcilik olarak da yerelde birtakım faaliyetler yürütüyoruz. Kadın hakları ve aileyi ilgilendiren meselelerde kalıcı çözümler üretmek amacıyla çeşitli faaliyetler ve projeler yürütüyoruz. Örneğin, kadınlar ekonomide daha çok olsun, Türkiye'nin kalkınmasına katkı sunsun istiyoruz. Türkiye gerçekten güzel bir ülke, çok gelişmiş, birçok konuda batıdan çok ileride." diye konuştu.
Antalya Bilim Üniversitesi Yabancı Diller Eğitim Koordinatörlüğünü de yürüten Kandur, kadın meselesi sadece siyasete bağlandığında çözüm bulunamadığını belirterek, şiddet konularını, eğitimi, istihdamı toplum olarak hep beraber çözmek gerektiğini vurguladı.
Dul kalmış veya boşanmış kadınların bazen kendilerini finansal konularda yetersiz bulabileceğini dile getiren Kandur, "Finansal okuryazarlık, kredi kartı nasıl kullanılır, 'bütçe nedir'den kripto paralara kadar kadınlara yönelik eğitim düzenlenmesi için çalışma başlattık." ifadesini kullandı.
Kandur, aile kavramı, kadın ve erkeklerde olumlu iletişim, eşler arası, eşlerin çocuklarla iletişiminin önemine dikkati çekerek, "Bu alanda eğitimler vereceğiz. KADEM'in kapısı herkese açıktır, kadın, erkek, çocuk, yaşlı hiç fark etmiyor. Yereldeki insanların ihtiyaçlarına ve gelen taleplere göre kurslar açıyoruz, eğitimler ve seminerler yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.