Şehrin kalabalığından ve sıcaktan bunalanlar hafta sonları doğa dernekleri tarafından İstanbul ve yakın çevresindeki doğal güzelliklerin bulunduğu yerlere düzenlenen gezilerle nefes alıyor.
İstanbul Doğa Sporları Kulübü de kentte sıcaktan ve kalabalıktan uzaklaşıp, doğayla iç içe olmak isteyenler için trekking ve hiking (günübirlik doğa yürüyüşü) düzenliyor. Kulübün etkinliklerine katılanlar, yakın illerdeki doğal güzellikleri keşfederken, doğayı koruma konusunda da bilinçleniyor.
Kulüp kurulduğu 4 yıldan bu yana 1185 trekking ve hiking etkinliği düzenledi. Haftada 15 etkinlik gerçekleştiren kulübün faaliyetleri pandemi nedeniyle azaldı. Normalleşme süreciyle doğa gezilerinde yeniden artış başlarken, etkinliklere katılanların sayısı da 50'ye ulaştı.
Kulübün İstanbul çevresine düzenlediği etkinlikler arasında yer alan Kocaeli'deki Müflizdere (Serindere) Kanyonu da doğaseverler tarafından günübirlik gezilerde tercih ediliyor. Başiskele ilçesi Yuvacık Barajı'nın üst kısmında yer alan 8 kilometre uzunluğundaki kanyonda, havuz şeklinde pek çok gölet yer alıyor. Yükseklikleri 10 ile 20 metre arasında değişen 6 şelale bulunan kanyon, bölgenin en zor kanyonu olarak değerlendiriliyor.
AA muhabirinin de eşlik ettiği kanyon gezisinde açıklama yapan İstanbul Doğa Sporları Kulübü Başkanı Süleyman Şahin, etkinliklerine katılan doğaseverlerin hayatın yükünü şehirde bırakıp, doğayla iç içe nefes alarak stres atığını, doğada özgür bir gün geçirme fırsatı bulduklarını söyledi.
Şahin, doğa yürüyüşlerinin dağcılık spor branşının bir alt disiplini olduğunu dile getirerek, "Yaz aylarından ıslak dere yürüyüşlerini ve kanyon yürüyüşlerini tercih ederiz. Kanyondaki, zor bir doğa yürüyüşüdür. Düşme riski yüksek olduğu için dikkatli olmak gerekiyor. Ekip olarak yavaş yavaş tek sıra halinde ilerliyoruz. Zaman zaman belimize kadar suya giriyoruz, zaman zaman da yüzmek durumunda kalıyoruz. Düşme riski çok yüksek olduğu için dere ve kanyon yürüyüşlerinde mutlaka kask kullanıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Aktivitelerimizi eğitimli yürüyüş liderleri eşliğinde yapıyoruz"
Metropolde yaşayanların stresli ortamdan kaçmak için bu tür etkinlikleri tercih ettiğini belirten Şahin, "Doğadaki oksijeni solumak isteyenlere aracı oluyoruz. Aktivitelerimizi eğitimli yürüyüş liderleri eşliğinde yapıyoruz. İçinde suyu, öğlen yemeği ve sağlık malzemelerinin olduğu hafif sırt çantamızla yürüyüşe çıkıyoruz. Hafta içi ise daha ağır, içerisinde ailemizin, sosyal ilişkilerimizin, ekonomik durumumuzun, problemlerimizin olduğu 'biri olma' çantamız var. Hafta sonları biri olma çantamızı kapımıza bırakırız, doğa çantamızı alırız. Hafif ve özgür bir şekilde kuş gibi doğaya çıkarız." değerlendirmesinde bulundu.
Şahin, doğa yürüyüşlerinin eğlenceli olmasıyla birlikte tehlikeli olabileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Doğa yürüyüşüne çıkacaklara muhakkak eğitimli ve parkuru bilen bir liderin arkasında çıkmasını tavsiye ediyoruz. Doğa yürüyüşleri kesinlikle bir ekip sporudur. Yani birkaç kişiyle yapılacak bir şey değildir. Bir de gidilecek bölge izin gerektiriyorsa, yetkili mercilere bilgi vermeleri gerekiyor. Doğa yürüyüşlerinde biz sporcuların bir ilkesi vardır. Yanımızda getirdiğimiz her şeyi geri götürürüz, dönerken de anılarımızı alırız. Anılarımızdan başka ayak izimizi bırakılırız."
Son dönemde yaşanan orman yangınlarından duyduğu üzüntüyü dile getiren Şahin, iki yıl önce kulüp olarak bir orman oluşturduklarını, sürdürülebilir doğa turizmiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını anlattı.
"Bu sporu keyif alarak yapıyoruz"
Etkinliğe katılan doğaseverlerden Özlem Er, her hafta doğa yürüyüşlerine katıldığını, 7 yıldır tırmanış ve dağcılık etkinliklerinde yer aldığını söyledi.
Hafta sonları yapılan bu etkinliklerin insana iyi geldiğini belirten Er, "Doğaya döndüğümüzde kendimizi buluyoruz. Doğaya döndüğümüzde bulduğumuz güzellikleri aynı şekilde, hatta daha iyi bir şekilde bırakmak bizim için en iyisi. O yüzden getirdiğimiz tek bir çöpü bile atmıyoruz. Bir taşın yerini bile değiştirmiyoruz. Bu sporu keyif alarak yapıyoruz. Her hafta sonu yeni insanlarla tanışıyoruz." dedi.
Müflizdere Kanyonu'nun zor olduğunu dile getiren Er, "Adını hak ettiği gibi serin bir kanyon. Kaygan taşlar var. Zorlu bir yolculuk ama çok keyifli. İstenmesi halinde bu tür etkinliklere zaman ayırılabilir. Herkese kendini tanıması ve keşfetmesi için doğa sporlarına katılmalarını tavsiye ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Çok mutluyuz, serin suların içinde yürüyoruz"
Etkinliğe katılan doğa severlerden 54 yaşındaki Erhan Bozkuş da bir yıldır yoğun bir şekilde bu tür etkinliklere katıldığını anlatarak, "Biz doğaseverlerin sıcak yaz günlerinde tercih ettiği rotalar kanyon ve yayladır. Çok severek bu rotaları yürüyoruz. Yazın sıcak günlerinde gerçekten bizi serinletiyor. Yine yoğun iş yaşantımız dolayısıyla şehre yakın bu bölgeler doğa severlerin kaçış noktası oluyor. Çok mutluyuz, serin suların içinde yürüyoruz. Gelsinler bu kulüplere üye olsunlar. Hayatlarında çok büyük değişiklikler olacaktır." diye konuştu.
Doğa sporlarına katılmanın yaşla bir ilgisinin olmadığını belirten Bozkuş, dağcılık sporuyla da uğraştığını, stresini doğanın bu iyileştirici gücünden yararlanarak attığını söyledi.