İzmir'in Aliağa ilçesinde düzenlenen operasyonda, aralarında Güney Amerika kökenli Jivaro kabilesinden kaldığı değerlendirilen 4 kafatasının da bulunduğu çeşitli dönemlere ait 400 tarihi eser ele geçirildi.
Bir ihbarı değerlendiren Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, Aliağa ilçesinde belirlenen 2 adrese operasyon düzenledi.
İlk evdeki aramalarda Bizans dönemine ait sikkeler, 4 kemik saç iğnesi, 19 Osmanlıca el yazması kitabın yanı sıra farklı dönemlere ait 59 tarihi eser bulundu.
Operasyonun genişletilmesi üzerine arama gerçekleştirilen bir depoda 4 kafatası, 3 mumya, 269 tarihi eser ile 18. yüzyıla ait 27 tablo bulundu.
Ele geçirilen 337 tarihi eser İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüne, 27 tablo da İzmir Resim, Heykel Müzesi ve Galerisi Müdürlüğüne teslim edildi.
Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının tarihi eser kaçakçılığı ile ilgili soruşturmasını sürdürdüğü bildirildi.
İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Keser: "Neolitik döneme ait eserler"
İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, ele geçirilen eserlerin bazılarının Prehistorik döneme tarihlendiğini söyledi.
Eserler arasında hem Anadolu coğrafyasından hem de dünyanın farklı bölgelerinden materyallerin yer aldığını kaydeden Keser, "Bu eserlerin incelemeleri uzun sürecek. Bazı laboratuvar ya da DNA analizleri yapmamız gerekiyor. Onun sonucunda yaptığımız çalışmalar ilişkin net bilgiler ortaya çıkacak. Eserlerin tarihini ve menşeini belirlememiz bu analizlerin sonunda mümkün olacak. Ülkemiz ve bakanlığımızın prensibi, uluslararası anlaşmalar ve ikili anlaşmalar gereği eser hangi ülkeye aitse oraya göndermektir." dedi.
Kafatası ve mumya kalıntıları
Keser, eserlere ilişkin şu bilgileri verdi:
"En eski eserlerimiz neolitik döneme ait olduğunu düşündüğümüz çakmak taşı, ok uçları... Dünyanın farklı kültürlerinden olduğunu düşündüğümüz eserler de var. Bunların arasında portakal boyutunda minik kafatasları var. Onlar aslında Amazon ormanları derinliklerinde yaşayan Jivaro adlı kabilenin rakibi olan savaşçıları öldürdükten sonra onların kafalarını kesmeleri, içini boşaltmaları ve küçültmeleri sonucu ortaya çıkıyor. Onları daha sonra boyunlarına asıyorlar ve bu da onların kahramanlıklarını anlatıyor. Aynı zamanda öldürdükleri düşmanın ruhlarının çıkmaması için de ağızlarını iplikle dikiyorlar. Gerçek insan kafatasından yapılmış en az 500 yıllık olduğunu düşünüyoruz. Amerika keşfedilmeden bu kabileler yaşıyorlardı. Modern dünya ile tanışınca bu kafatasları Avrupa'ya kaçırılmaya başlandı. Günümüzde ise başka bir bölgeye taşınması yasak."
Keser, ele geçirilen materyaller arasında mumya kalıntılarının da olduğunu, mumyaların nereden geldiğinin belirlenmesi için DNA analizi yapacaklarını ifade etti.
El yazması Kur'anı Kerim ve İbranice eserlerin de İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü ekipleri tarafından incelendiğini ifade eden Keser, "Ayrıca 27 tablo var. Sanat değeri ve tarihi açısından incelemeler yapıyoruz. Genel olarak bize 18. yüzyılı işaret ediyor. Aralarında tanınmış eserler de olabilir. Türbanlı Türk olarak isimlendirilmiş bir tablonun önemli olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.