HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Diyarbakır'da terör örgütü YPG/PKK yandaşlarının gerçekleştirdiği 67 Ekim olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü ve arkadaşları için Elazığ'da düzenlenen anma programında bulundu.
HÜDA PAR İl Gençlik Kolları Başkanlığınca Elazığ Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen programda olaylarda hayatını kaybedenler için Kur'anı Kerim okundu, ezgiler seslendirildi, katledilen Börü ve arkadaşlarını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Anma programında konuşan Yapıcıoğlu, Börü ve arkadaşlarının tarihte eşine az rastlanan bir vahşetle katil bir güruh tarafından katledildiğini söyledi.
Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
"Bütün kalbimle şuna inanıyorum ki onları katledenler, onları ortadan kaldırabileceklerini ve o iyilik kervanını durdurabileceklerini zannedenler o katliamı işledikleri güne kendileri bile şu an lanet ediyordur, emin olabilirsiniz. 'Biz ne ettik, nasıl böyle bir hata ettik, biz bu azizleri şehit ettik ve onların o temiz ve pak kanları bizim yakamıza yapıştı.' 7 yıldır bırakmıyor, 77 yıl geçse bırakmayacak ve dünya hayatından sonra da bırakmayacak, bundan hepiniz emin olabilirsiniz. Belki o nadide dallarımızı, gencecik fidanlarımızı kıranlar, onları vuranlar başka hesaplar içindeydiler ama o hesaplar ters döndü. O kurşunları bu gencecik bedenlere sıkmadılar, onları yüksekten aşağı atmadılar, onlar aslında kendilerini vurdular. Belki kendi geleceklerini vurdular, belki yıllarca oluşturmaya çalıştıkları o süslü maskelerini vurdular, yırttılar onları ve çirkin yüzleri ortaya çıktı. Herkes gördü, ne kadar çirkin ve vahşi olduklarını. Aslında bu millete ve bu milletin değerlerine ne kadar düşman olduklarını."
Yapıcıoğlu, bu vahşeti ortaya koyan, insanlıktan nasibini almamış grubun hiçbirinin katledilen kardeşlerini tanımadığını ve hiçbir alıp veremediklerinin olmadığını dile getirdi.
"Bunların onları rahatsız eden bir kimlikleri vardı, neydi o kimlik? İslam." diyen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu gençler Müslüman oldukları için hedefe konuldu. Sadece bunlar mı? Hayır. Yine Diyarbakır'da yanındaki eşinin çarşafından dolayı saldırıya uğrayıp can veren, şehit olan bir Mahmut Enes vardı. Bu kardeşlerimiz, şehit Yasin, Hasan, Hüseyin, Cumali, Riyad, Turan, bunlar 7 Ekim günü aynı gün akşam üzeri saldırıya uğradılar ve katledildiler. Yine aynı gün 7 Ekim günü sadece kıyafetinden, sakalından dolayı biri Suudi Arabistanlı, biri Suriyeli iki Arap Kızıltepe'de katledildi ve daha sonra aracın içinde yakıldı. Bitti mi? Yok. 9 Ekim günü Karlıova'da Cengiz kardeşimiz saldırıya uğradı. 20 Ekim günü yine Karlıova'da Fethi kardeşimiz saldırıya uğradı. Ondan önce 17 Ekim günü Van'da yaşlı Latif Şener amcamız vardı sadece sakalından, giyim kuşamından dolayı o da şahadet şerbetini içti. Yine Yüksekova'da saldırıya uğrayan ve şahadet şerbeti için bir Müslüman daha vardı, Hacı İrfan Atsız, unuttuk mu? Yok. Onlar öldürüldüler ama ölmediler.
Biz onları unutmadık, bundan sonra da unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bunları unutmayacağız ki benzer vahşetler bir daha yaşanmasın."